"Çün bu hizmetler bütün islamadır, insanadır..."

Mayis Alizade Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Sosyal medya

Kaçar Hanedanı'na karşı yürütülen demokrasi devrimine “Bir ordudan ziyade hizmet eden” kalem sahibi kimdi?

1905 yılında yaşanan iki Meşrute devrimi Rusya'nın müslüman halklarına ve Kaçar Türk Hanedanlığı'nca yönetilen İran coğrafyasına belirli haklar tanırken Muzafferüd-Din 1906 yılında ölümünden kısa süre önce yeni anayasayı imzalamak zorunda kalmıştı. Ancak yerine geçen oğlu Muhammed Ali Şah 1908 yılında anayasayı askıya almakla yetinmeyip Rusya ve İngiltere'nin desteğini arkasına alarak parlamentoyu bombalamıştı. Kısa süre sonra Kaçar Hanedanlığı'nca yönetilen İran coğrafyasının Azerbaycan bölgelerinin kalbi durumundaki Tebriz'e saldıran Muhammed Ali Şah askerlerine karşı Settar Han ve Bağır Han kumandalığındaki halk milis güçleri direnince Tebriz düşmekten kurtulmuş ve kentin milli güçlerin idaresine geçmesiyle Settar Han'a “Serdar-i Milli”, Bağır Han'a ise “Salar-i Milli” titrleri verilmişti.


Çar İkinci Nikola'nın Rusya toplumuna tanıdığı özgürlükler ise Bakü'de ve Tiflis'te Azerbaycan Türkçesi ile çıkan gazete ve dergilerde “Ana dili” ve “Millet” kavramları etrafındaki çok geniş kapsamlı tartışmaları kendisiyle beraber getirmişti. Ahmet Ağaoğlu o sıralarda  zaten Bakü'deydi ve 1903 yılında Bakü Belediyesine yapılan seçimlerde Meclis üyesi seçilmişti. İkinci Abdulhamit'in takiplerinden korunmak için İstanbul Mahmutpaşa'daki Yıldız Han'ın bir odasında bir  hayli saklanmak zorunda kalmış Hüseyinzade Ali Bey de daha sonra gizli şekilde Bakü'nün yolunu tutarken Mısır'dan Bakü'ye yazdığı mektuplarda Abdullah Cevdet  bir an önce Bakü'ye gitmesine yardımcı olmasını Hüseyinzade'den rica ediyordu.17 Ekim 1905'te Çar İkinci Nikola'nın Özgürlükler Manifestosu açıklanır açıklanmaz Azerbaycanlı petrol milyoneri Hacı Zeynel Abidin Takizade nüfuzunu kullanarak ana dilinde gazete çıkarmak için Sankt-Petersburg'a padişahın huzuruna kendi adamını göndermiş ve Hayat gazetesinin çıkması için izin almıştı. Ali Merdan Topçubaşı'nın yönetmenliğinde yayın hayatına başlayan gazetenin başına bir süre sonra Ahmet Ağaoğlu geçmişti.19 Nisan 1906'da Tiflis'te ünlü yazar ve yayıncı Celil Mehmetkuluzade'nin imtiyaz sahipliği ve editörlüğünde yayın hayatına başlayan ve daha sonra dünya basın tarihinin en önemli medya kurumları arasında yerini almış  Molla Nasrettin dergisi sayfalarında sadece Güney Kafkasya coğrafyasının değil aynı zamanda  Osmanlı'dan tutun Kaçarlar yönetimi altındaki İran coğrafyasına, oradan Hindistan'a, Orta Asya'ya, Volga nehri boyuna kadar Türklerin ve müslümanların yaşadığı tüm bölgelerin sorunlarını sayfalarına  yansıtmasıyla ün kazanmıştı.1907-1908 yıllarında haftalık abone tirajı 5 bini bulan derginin her sayısı İstanbul'a da ulaşıyordu. Çar İkinci Nikola tarafından 1906 yılında Başbakanlık görevine  atanan  Pyotr Stolıpin tarım alanındaki reformlarıyla  ün kazanmasına rağmen basın ve siyasi partiler üzerindeki baskıyı artırdı. Bunun sonucunda “Pantürkist” ve “Panislamist” diye damgalanan Hüseyinzade Ali Bey ve Ahmet Ağaoğlu Bakü'den İstanbul'a kaçmak zorunda kaldılar. Hatıralarında Celil Mehmetkuluzade o dönemde Bakü'de ve Tiflis'te Azerbaycan Türkçesinde yayınlanan matbu organlarındaki özellikle “Ana dili” üzerine tartışmalardan sade, arı ve mütevazi edebi dil yanlısı olan Tiflis basınının  zaferle çıktığını vurgulamıştır. İşte Stolıpin baskıları sadece Hüseyinzade ve Ağaoğlu'nun İstanbul'a dönmeleriyle sonuçlanmayıp yirmi dört yaşlı yazar/muharrir Mehmet Emin Resulzade'nin Tahran'a gitmesine de  neden oldu. Bir süre Tahran'da kaldıktan sonra 1909 yılında Tebriz'e giderek Settar Han ile buluşan Mehmet Emin Resulzade izlenimlerini “Bu adam Meşrute yanlısı olmakla fanatizm ediyor. Bütün hareketini, vücudunu, güç ve pazusunu millete sarfetmiştir” sözleriyle ifade etmişti.

WhatsApp Image 2024-07-11 at 16.00.49 (1).jpeg
Mirza Ali Ekber Sabir. Fotoğraf: Sosyal medya


“Mücahit kaldırmış dersin şükuhin mülk-i İran'ın...”

Mehmet Emin Resulzade'nin 24 Ağustos 1909'da günlük 2-3 bin tirajla İran-e nou gazetesini çıkarmaya başlaması Tebriz'i kuşatmış ve civar yolları kesmiş Rus ordusuna karşı halkın  mücadele azmini yükseltirken anayasal haklar uğruna mücadelede müslüman Türk kavimlerin tamamını desteklemeyi kendine vazife bilen Molla Nasrettin dergisinde Mirza Ali Ekper Sabir'in, Kaçarlar monarşisini ağır şekilde eleştiren ve ulusal demokratik mücadeleyi kayıtsız destekleyen şiirleri yayınlanıyordu. Persian Revolution 1905-1909 isimli kitabında İngiliz araştırmacı Edward Brown, Nisan 1910'da Settar Han ve 300 arkadaşının Tebriz'i terkederek Tahran'a gitmelerine izin  verilmesinden sonra  ekibin Tahran'a varmasının sadece sokaklarda değil parlamentoda da büyük coşkuya neden olduğunu ifade ediyor. Gelişmeleri yakından izleyen Molla Nasrettin dergisi ve Bakü basını haberlere yer verirken Bakü'den Tiflis'e gönderdiği şiirlerinde Mirza Ali Ekper Sabir bizzat Settar Han'ın mücadelesini ön plana almıştı. İşin ilginç yanı bir Türk olan Settar Han'ın, bir Türk hanedanını demokratik hakları vermeye zorlama mücadelesi içinde olması ve Mirza Ali Ekper Sabir'in bu hususu son derece doğru değerlendirmesiydi:

Hak medetkar oldu Azerbaycan Etrakına (Türklerine)
Ali-Kaçar'ın protest ettiler Dahhak'ına
Ol şehidanın (şehitlerin) selam olsun revan-i pakına
Kim dökülmüş kanları Tebriz ü Tahran hakına(toprağına)
Onların cennet değildir menzili,aya(acaba) nedir?
Aferinim himmet-i vala-i Settar Han'edir.

WhatsApp Image 2024-07-11 at 16.00.49 (1) kopyası.jpeg
Settar Han. Fotoğraf: Sosyal medya


Daha önce kaleme aldığı şiirlerinde Kaçar Hanedanı yönetimindeki Azerbaycan bölgelerinin geri kalmışlığını acımasız biçimde eleştiren Mirza Ali Ekper Sabir toplumun kendi istikbalini belirlemesi için mücadele etmek yerine kendi çıkarını düşünmesini asla kabullenememiş ve şöyle yazmıştı:

Mücahit kaldırmış dersin şükuhin mülk-i İran'ın
Buna temkin eder mi çakeranı Şah-i zi-şanın
Buna razı olur mu namusu,gayreti eyanın(elitin)
Bu yol bir şanlı kurbangahıdır insafın, imanın
Ne iman vaktidir,gözet ancak hayrın cebişdanın(cebin) 
Yeter canım,çekil git,etme çok tebhir-i hürriyet
Bizim kazganda oynamaz hergiz kefgir-i(kepçe) hürriyet.

Kaçar Hanedanı'na karşı verilen Anayasal haklar uğruna mücadelede Settar Han önderliğindeki Azerbaycan Türklerini kayıtsız destekleyen Mirza Ali Ekper Sabir, ne Rus ordusunun kuşatmasına ne de Muhammed Ali Şah'ın askerlerinin saldırılarına teslim olan Tebriz ahalisinin mukavemetini şu satırlarla övmüştü:

Aferin Tebriziyan (Tebrizliler), ettiz acep ahde vefa
Dust ü düşman el çalıp eyler size sed (100) merhaba
Çok yaşa,devletlü Settar Han,efendim çok yaşa
Çün bu hizmetler bütün islamadır,insanadır
Aferinim himmet-i vala-i Settar Han'adır.

Tahran'da Kaçar Hanedanı'na karşı demokrasi mücadelesini sürdüren Settar Han ve arkadaşlarına karşı Yefrem Davidyants komutanlığındaki polis güçleri ve padişah askerleri 7 Ağustos 1910'da saldırdığında yaralanan Serdar-i Milli'nin gerektiği şekilde tedavisine izin verilmediği gibi Tahran'dan çıkışı da engellemiştir. Yaralarının iyileşmemesi sonucunda 16 Kasım 1914'te kırk sekiz yaşında hayatını kaybeden Settar Han, Şah Abdulazim mezarlığında toprağa verilmiştir.

Settar Han'ın vefatından 11 ay sonra,12 Temmuz 1912'de Mirza Ali Ekper Sabir 49 yaşında doğduğu Şamahı kentinde hayata gözlerini yummuştur.
Sabir'in vefatı üzerine kaleme aldığı yazıda en yakın arkadaşlarından biri şair Abbas Sıhhat şu sözlere yer vermiştir:

“XİV.Louis'in devrilmesinde şair François-Rene de Chateaubriand kalemiyle hangi ölçüde hizmette bulunmuşsa ben de diyorum ki, Sabir, İran Meşrute Devrimi'ne şiirleriyle aynı ölçüde hizmette bulunmuştur.”

İşte İran sınırları içinde ortaya çıkan her kargaşada aklıma hemen Mirza Ali Ekper Sabir'in:

“Nedir aya,yine isyanları İranlıların?” şiirinin gelmesi de bundandır.
Kuşkunuz olmasın. “İranlı” derken Mirza Ali Ekper Sabir oradaki Azerbaycan Türklerini kastettiği için Sayın Mesud Pezeşkiyan'ın büyük ölçüde Azerbaycan bölgelerinin oyu ile Cumhurbaşkanı seçilmesinin de o “demokratik isyan”lardan biri olarak değerlendirilmesi gerekir. Mirza Ali Ekper Sabir'e ve Settar Han'a rahmet, Sayın Pezeşkiyan'a başarı dileklerimle...

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU