Kızıldere katliamının 53. yıldönümünde ideolojik bir kirliliği temizlemeye katkısı olması düşüncesiyle Mahir Çayan'ın Kemalizm'e yaklaşımını ele alalım.
Kapitalist küreselleşme aşamasında temelde iki ideoloji vardır; Lenin "Yapılacak tek şey ya burjuva ya da sosyalist ideoloji arasında seçim yapmaktır. Başka bir yol yoktur" derken, son tahlilde bir gerçeği ifade ediyordu
Kemalizm, 1915 sonrasında, özellikle 1923 yılında gerçekleşen İzmir İktisat Kongresi'nden itibaren devlet üzerinden oluşturulmaya çalışılan Türk burjuvazisinin ama daha çok da İttihatçı bakiyesi devlet bürokrasisinin ideolojisi olarak tezahür etti.
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarında cisimleşen Türk burjuva önderliği, yukarıdan aşağıya devleti kurarken, aşağıda da devlet desteğiyle Türk burjuva sınıfı ve kapitalist üretim ilişkilerini kurmayı önüne koymuştu.
Arzulanan burjuva manada "muasır medeniyet" seviyesine ulaşmak için pozitivist perspektifle Batı kapitalizminin, hukuk, laiklik, Latin harfi, giyim kuşam gibi üst yapısal öğeleri alınacak; özel teşebbüs erbabına dayalı ekonomik sistem bunun altına yerleştirilecekti.
Buradan bakıldığında Kemalizm, Tanzimat'la başlayan, Genç Osmanlıcılık ve Jön Türkçülük/ittihatçılık evriminden geçen, 1920'li yılların uluslararası ilişkileri ve dengeleri içerisinde hareket sahası bulurken, aynı süreçte realize olan Batıcı, modernleşmeci bir eğilimin "Misak-ı Milli"de kabuk bulması ve devletleşmesi idi.
Burjuva Kemalist önderliğin, modern Türk ulusu ve kapitalist pazar ilişkileri yaratma politikasının bir sonucu, Osmanlı bakiyesi ulusal/etnik halk topluluklarının payına tenkilin düşmesi olacaktı.
Başta Kürt ulusal değerleri olmak üzere, farklı ulusal/etnik yapılar üzerinde, "Türk merkezi değerler sistemi" içinde bir kalıba dökme ameliyesi yoğunlaşacaktı.
Osmanlı egemenlik sistemi altında yüzyıllarca horlanan Türk halk toplulukları uluslaşma-modernleşme sürecine sokulacak ve çubuk aşırı ölçüde Türk milliyetçiliğinden yana bükülecekti.
İç ve dış konularda ortaya çıkan zorlukları her defasında Türklüğe ve Türk milliyetçiliğine güçlü vurgular eşliğinde ele alarak aşmak tercih edilecekti.
Batıdan esen milliyetçi-ırkçı rüzgâr da bu politikalara uygun bir dış konjonktür sunuyordu.
Devletçilik, milliyetçilik, laiklik, inkılapçılık, halkçılık, cumhuriyetçilik biçiminde kavramsallaştırılan burjuva Kemalist ideoloji "tek şef, tek ulus, tek ideoloji" üçlemesi üzerinden Türk devlet sisteminin ideolojisi olacaktı.
Mahir Çayan ve Kemalizm
Türkleşme sürecine sokulan Osmanlı bakiyesi topluma, "Türk modernleşmesi" esprisi içinde yeni bir yaşam kültürü, yeni bir psikolojik/moral zihniyet, yeni bir düşünce ve davranış biçimi verme gibi bir tür "toplumsal mühendislik" deneyimiyle Kemalist iktidar dönemi yaşanmıştı.
Mahir Çayan Kemalizm'i bu görüş açısından ele almadı.
Kemalizm'i siyasal ittifaklar açısından değerlendirdi ve işgal karşıtı Birinci Meclis dönemini öne aldı.
Buradan hareketle "Kürt, Türk, Çerkes ve diğer halkların ve inançların emperyalist açık işgale karşı kurtuluş savaşının küçük burjuva radikalizmin" tekabül eden liderliği olarak değerlendirdi Kemalizm'i…
Kemalist liderlik, Osmanlı İmparatorluk siyasetinden kopuşu ve bir ulus-devlet inşa etmeyi hedefliyordu.
Bu bağlamda Türkleştirilmek istenen halklara yeni bir zihniyet kazandırmak, onları yeni bir düşünce ve davranış kalıbına dökme hedefleniyordu.
Modern Türk ulusal devleti ideali idi bu!
Birinci Meclis'in acil ihtiyacı ise kurtuluş savaşını yürütmek ve buna tekabül eden ittifaklar siyaseti olarak belirlenmişti.
Mahir Çayan Kemalist mi?
Mahir Çayan'ın ihtiyacı da oligarşik devlete ve emperyalizme karşı kurtuluş savaşı yürütebilmek için siyasal ittifaklar olduğundan, o da "buradan bir şey çıkar mı?" düşüncesiyle Kemalizm'i ittifaklar açısından ele almayı tasarlayacaktı.
Bu açıdan Kemalizm'e yaklaşımı tamamen politikti.
Mahir Çayan en belirgin Kemalizm tahlilini 1972'de firar sırasında, 9 Mart darbe planlaması nedeniyle yüzlerce ilerici subayın arandığı ve parça parça tutuklandığı operasyon koşullarında kaleme almıştır.
"Buradan bir şey çıkar mı?" düşüncesinin temelinde de 9 Mart darbe planlamasına adı karışan ilerici subayların kazanılması ihtimalinin mümkün olup olmadığı yatmaktadır.
Politik bir tutumun anlamını anlayamama yüzeyselliği solun kimi liderlerini yapay bir zorlama ile Mahir Çayan'dan olmadığı "Kemalist Mahir Çayan" imal etme etmeye kadar götürmüştür.
Mahir Çayan bir yazısında başka bir konu üzerinden bu tip aymazlıkları, hatırladığım kadarıyla, "öküz altında buzağı ararken öküzün altında kalan küçük burjuva oportünizmi" olarak niteliyordu.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish