Muharrem İnce'nin lideri olduğu Memleket Partisi seçimlere yaklaşık 45 gün kala önemli bir çıkış yakalayarak basında ilgi odağı haline geldi.
Keza İnce'nin 100 bin imza barajını aşarak cumhurbaşkanı adayı olması var olan ilgiyi pekiştirdi.
Peki, kuruluşunun ardından istifalarla sarsılan ve büyük bir rüzgar yakalayamayan Memleket Partisi'nin yükselişi neye dayanıyor?
Esasen Memleket Partisi'nin sürpriz olarak nitelenebilecek bu çıkışının ardından birkaç farklı sebepten söz edilebilse de öz itibarıyla Millet İttifakı'nın kurgusundaki bazı zafiyetlerden kaynağını aldığını ifade etmek gerekiyor.
Zira İnce'nin yükselişinin altılı masada mart ayı başında yaşanan krizle eş zamanlı gelişmesi tesadüf sayılamaz.
Bu çerçevede Cumhur İttifakı'na muhalif pozisyonda olan, ancak altılı masanın ortaya koyduğu vizyona çeşitli sebeplerle, mesafeli olan kitle için Muharrem İnce bir alternatif haline gelebilir.
Bu noktada İnce'nin benimsediği siyasal söylemlerin ana hatlarına bakmakta fayda var.
İnce'nin demeçlerinde ve röportajlarında altını çizdiği hususlar temel itibarıyla Millet İttifakı'nın zayıf noktalarını vurgulamak üzerine kurulu.
Burada iki farklı argüman öne çıkıyor:
İlki, Kılıçdaroğlu'nun adaylığını garanti altına almak için gereğinden fazla taviz verdiği tezine dayanıyor.
Buna göre, Millet İttifakı'nın küçük ortaklarına güçlerinden çok daha fazla nispette pay verildiği görüşü, Millet İttifakı'nın bazı seçmenlerinde önemli bir rahatsızlık yaratıyor.
Ülkenin mevcut duruma gelmesinde sorumlu olduğu iddia edilen; özellikle AK Parti'den kopmuş partilerin ittifak içinde yer alması ve onlara gereğinden fazla alan açıldığı görüşünün CHP'nin ulusalcı kanadında yaygınlığı bir sır değil.
İkincisi; CHP'den daha önce çeşitli saiklerle kopmuş veya kerhen desteği devam eden kitlede belirgin olan seçimleri kazansa bile yönetme açısından Millet İttifakı'nı güvenilir bulmayan görüşlerin altı çizilmeli.
Bu kitlede Kılıçdaroğlu özelinde CHP yönetimine karşı kısmen öfkeye dayalı olan bir güvensizlik öne çıkıyor.
Keza İnce'nin 2018’de cumhurbaşkanlığı adaylığı sırasında CHP tarafından yalnız bırakıldığı iddiası ile mevcut CHP yönetimiyle arasının açılması Memleket Partisi'nin kuruluş hikayesinin temel gerekçelerinden biri olmuştu.
Bu sebeple daha önce CHP'ye oy veren ancak mevcut durumda CHP'ye küskün olan bir kısım seçmenle İnce'nin argümanları önemli ölçüde kesişiyor.
Bu çıkarımlar çerçevesinde İnce'nin açmak istediği üçüncü yolun hitap ettiği kitlenin genel olarak Millet İttifakı ve özel olarak CHP seçmeni olduğu kolayca tespit edilebilir.
Özellikle mart ayı başından beri süregelen siyasal süreç bu kitle üzerinde bir hareketliliğe neden oldu.
Ayrıca, Memleket Partisi'nin Ata ittifakından kopması da onun bağımsız bir aktör olarak öne çıkmasına zemin sağladı.
Tüm bu gelişmeler neticesinde ise Memleket Partisi'nin üçüncü yol olma ihtimalinin önü açılmış oldu.
Şüphesiz herhangi bir ittifakın içinde olmamanın getirdiği önemli bir avantaj var.
Her iki ittifakın zayıf noktalarını vurgulamak ve bağımsız bir pozisyonda olmak, siyasal söylem açısından büyük bir manevra alanı ortaya çıkartıyor.
İnce deneyimli bir siyasetçi olarak bu alanı oldukça mahir biçimde kullanıyor ve huzursuz, muhalif seçmenin ilgisini cezbediyor.
Bu bağlamda, bu seçmeni siyaseten mecburiyet caddesinden kurtarmayı vadediyor.
İnce'nin kendi ifadesiyle "Bir ihtimal daha var" demeyi olanaklı kılmak istiyor.
Ne var ki güncel anketler böyle bir ihtimalin gerçekleşebilmesinin pek mümkün olmadığını gösteriyor.
İnce, Millet İttifakı seçiminden alacağı oylar ile Kılıçdaroğlu ve Erdoğan'a rakip olabilecek bir desteğe sahip değil.
Bu haliyle seçimleri kazanmaktan öte, ancak seçimlerin ikinci tura kalmasına neden olabilir.
Dahası Muharrem İnce ve lideri olduğu Memleket Partisi'nin geleceği açısından üçüncü yolu açmanın önemli bir riski var.
Şöyle ki, seçimlerin altılı masa tarafından kazanılması durumunda Millet İttifakı seçmenlerinin önemli bir bölümünün, seçimleri "İnce'ye rağmen kazanılmış bir seçim" olarak değerlendirmesi kuvvetle muhtemel.
Seçimlerin kaybedilmesi durumunda ise "İnce yüzünden kaybedilen bir seçim" olarak görülmesi de kuvvetle muhtemel.
Hülasa Memleket Partisi açısından üçüncü yol açmanın cezbedici ve avantajlı yönleri görmezden gelinemeyecek ölçüde fazla.
Ancak partinin geleceği açısından bu yola girmenin riskleri ve potansiyel maliyeti de bir o kadar yüksek.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish