Süs, gösteriş, şatafat tapınıcısı olup da kendine “Müslüman” diyenler var.
Bunlar her şeyin en süslüsüne, en gösterişlisine, en şatafatlısına, en pahalısına sahip olmak istiyorlar.
İstiyorlar ki en gösterişli, en pahalı evlerde otursunlar.
İstiyorlar ki en gösterişli, en pahalı arabalara binsinler.
İstiyorlar ki evlerini, işyerlerini en gösterişli, en pahalı eşyalarla döşesinler.
Kısacası, her şeyin en gösterişlisini, en pahalısını kullanır hale gelsinler.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ben böylelerine “süslüman” adını vermiştim.
Müslümanın kapitalist zihniyetlisine “abdestli kapitalist” demiştim.
Kapitalizm bencilliktir.
“Paran varsa her şeyin en gösterişlisine, en pahalısına sahip ol; paran yoksa öl” zihniyetidir.
“Altta kalanın canı çıksın; ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” zihniyetidir.
İhtiyacından fazlasını ihtiyacı olanlarla paylaşmak, çaresizlerin çaresi, kimsesizlerin kimsesi olmak kapitalist zihniyete terstir.
Kapitalizm sadece kendini düşünmek, kendisi için yaşamaktır.
Toplumcu olmamaktır.
Kapitalist vari yaşayıp da kendilerine “Müslüman” diyenler aslında süslümandır!
Kapitalist vari yaşayıp da kendilerine “Müslüman” diyenler aslında abdestli kapitalisttir.
Peki kapitalist vari yaşayıp da kendilerine “sosyalist” diyenler nedir?
Benim deyimimle, onlar da süsyalisttir!
Peki kapitalist vari yaşayıp da kendilerine “sosyal demokrat” diyenler nedir?
Benim deyimimle, onlar da süsyal demokrattır!
Müslüman olmak toplumcu olmaktır.
Sosyalist olmak toplumcu olmaktır.
Sosyal demokrat olmak toplumcu olmaktır.
Toplumcu olmak da sadece kendini düşünmemek, kendisi için yaşamamaktır.
Toplumun çıkarını kendi çıkarından önde tutmaktır.
Çaresizlerin çaresi, kimsesizlerin kimsesi olmaya çalışmaktır.
“Hep bana, Rab bana” zihniyetine sahip olmamaktır.
Ve de toplumcu olmak yakınlarını, yandaşlarını kayırmamaktır.
Toplumda onca değerli insan varken, değeri kendinden menkul yakınlarını, yandaşlarını devlette, belediyelerde mevki makam sahibi yapmamaktır.
Onları en ballı işlere koymamaktır.
Ama maalesef süslümanlar da süsyal demokratlar da sözde toplumcu, özde kapitalist değiller mi?
Tıpkı “sosyalist” olduğunu söyleyip de kapitalist gibi yaşayan süsyalistler gibi!
Süslümanlar da süsyalistler de süsyal demokratlar da kapitalist gibi yaşıyor.
Süslümanlar da süsyalistler de süsyal demokratlar da yakınlarını kayırıyor.
Nitekim süslümanlar iktidara gelince damat, gelin, kız, oğlan, eş, kardeş, yeğen, kuzen, baldız, bacanak, kısacası aile saltanatı inşa etmediler mi?
Kendi yakınlarına da yandaşlarına da en ballı mevkiler, makamlar, kadrolar vermediler mi?
Devleti, belediyeleri yakınları, yandaşları için arpalık haline getirmediler mi?
Buna mukabil son belediye seçimlerinin kazananı süsyal demokrat belediye başkanları ne yapıyor?
Süslüman başkanlar ne yaptıysa, süsyal demokrat başkanlar da aynısını yapıyor.
Onlar da oğullarını, kızlarını, eşlerini, kardeşlerini, damatlarını, gelinlerini, yeğenlerini, kuzenlerini, baldızlarını, bacanaklarını, kısacası yakınlarını başkanı oldukları belediyelerde mevki makam sahibi yapıyor.
Onlara en ballı işleri veriyor.
Sonuçta bu konuda süslümanın da süsyal demokratın da zihniyeti aynı.
Yok aslında birbirlerinden pek farkları.
Devleti, belediyeleri ele geçirince aile saltanatı, yakın-yandaş saltanatı kuruyorlar.
Toplum için değil kendileri, aileleri, yakınları, yandaşları için çalışıyorlar.
İşi ehline vermeyip yakınlarına, yandaşlarına veriyorlar.
Onun içindir ki ben bir yöneticinin, bir insanın ne dediğine değil ne yaptığına, nasıl yaşadığına bakarım.
Sözde değil özde Müslüman, sosyalist, sosyal demokrat olup olmadığına bakarım.
Sözde değil özde toplumcu olup olmadığına bakarım.
Müslüman mı süslüman mı, sosyalist mi süsyalist mi, sosyal demokrat mı süsyal demokrat mı olduğunu böyle anlarım!
* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish