Taliban rejimi uzun süre ayakta kalabilir mi?

Esedullah Oğuz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Taliban rejimi iktidarda birinci yılını geride bırakmışken, herkesin cevabını merak ettiği soru şu:  

Taliban rejiminin ömrü ne? Ne kadar süre daha iktidarda kalabilir?


Taliban, dünyanın en büyük ve en güçlü askeri ittifakı NATO ve onun patronu ABD'ye karşı zafer kazanarak uluslararası kamuoyunun korku ve şaşkınlık karışımı takdirini kazanmışsa da gözden kaçırılmaması gereken gerçek şudur:

Taliban hiçbir zaman korkulu bir askeri güç olmadı ve cephede de kendi başına bir kayda değer tek bir başarı kazanamadı. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Taliban, gerek 1990'lı yıllarda gerekse son 20 yılda hep rakiplerini satın alarak ilerledi ve zaferlerini de rüşvet ve paranın gücüyle kazandı.

Hatırlayın, 1996 Ekim'inde Taliban, Kabil'in kapılarına dayandığında kuzeyli birkaç komutan parayla taraf değiştirip örgütün saflarına katılınca, komutan Ahmed Şah Mesud başkentten çekilmek zorunda kaldı.

Bir yıl sonra yine bir başka kuzeyli komutan General Melik, 2 milyon dolar karşılığında Mezar-i Şerif'in kapılarını Taliban'a açınca, Özbek lider General Dostum her şeyi bırakıp Türkiye'ye kaçmak zorunda kaldı.

Yani, Taliban'ın birinci iktidarında cephede kazandığı hiçbir başarı yoktu. 
 

Taliban'in cehaletini sergileyen bir resim.jpg
Taliban üyelerinin eğitiminden bir kare

 

Aynı şekilde son 20 yılda da Taliban, NATO ve ABD'ye karşı cephede tek bir başarı bile kazanamadı, hatta Afgan kuvvetlerine karşı bile kayda değer bir başarı elde edemedi.

Nitekim 20 yıllık cumhuriyet rejimi döneminde Taliban'ın ele geçirebildiği tek bir il merkezi bile olmadı, aksine örgütün kazanımları ücra köyler ve kasabalarla sınırlı kaldı. 

Buna karşın Kabil'deki rejimin Peştun kanadı ile Taliban arasında gizli bir ittifak ve dayanışma vardı.

Nitekim cumhuriyet rejiminin ilk cumhurbaşkanı Hamid Karzai, Taliban çarşıda pazarda, okul önlerinde, hatta camilerde bomba patlatıp masum insanları katletmesine rağmen onlara terörist demeye kıyamıyor, aksine "biraderan- i na-razi" (memnun olmayan kardeşlerimiz) diyerek bir anlamda örgüt militanlarına olan sempatisini dile getiriyordu.

Ne de olsa Taliban liderliği de tıpkı Karzai'nin kendisi gibi Peştun'du. 
 

Eski Kuzey İttifakı liderleri.jpeg
Eski Kuzey İttifakı liderleri

 

2001 Aralığında Bonn'da gerçekleştirilen Afganistan Konferansı'nda kurulan yeni yönetimde Peştunlar, cumhurbaşkanlığı koltuğu dahil iktidardan aslan payı almalarına rağmen diğer koltukları Tacik, Hazara ve Özbek gibi kuzeyli gruplarla paylaşmak zorunda kalmışlardı. 

Herkesin bildiği ama uluorta konuşmadığı gerçek şu ki, 1747'de modern Afganistan'ın kuruluşundan beri ülkeyi tek başlarına yöneten Peştunlar, son 20 yıldır iktidarı kuzeyli gruplarla paylaşmayı içlerine sindiremiyorlardı.

O yüzden gerek (Karzai ve Gani gibi) iktidardaki gerekse muhalefetteki (Taliban) Peştunlar kuzeyli gruplara karşı kendi aralarında gizli bir ittifak ve dayanışma içerisine girmişlerdi.

Peştunların nihai hedefi, iktidar ve muhalefet olarak elele vererip tüm Afganistan üzerinde mutlak Peştun hakimiyetini yeniden temin temin etmekti.
 

Cumhuriyet rejiminin sembolü olan kentli ve eğitimli  kadınlar.jpg
Cumhuriyet rejiminin sembolü olan kentli ve eğitimli kadınlar

 

Cumhuriyet rejiminin Peştun ortağı ile Taliban arasındaki gizli ittifak ve dayanışma sağda solda konuşulmasına rağmen, kuzeyli gruplar bunlara itibar etmemişler, safça Peştun kardeşlerine inanmışlardı. 

Karzai'nin en gizli hedefi, kuzeyli grupları mümkünse iktidardan tasfiye etmek, o olmazsa, en azından zayıflatmaktı.

Nitekim Bush döneminin savunma bakanlarından Robert Gates, yayımladığı hatıralarında, Karzai'nin kuzeyli grupları iktidardan uzaklaştırmak için kendilerinden, Taliban militanlarının kuzey bölgelerine kaydırılmasına yardımcı olmalarını istediğini yazıyordu. 

2014 yılında hileli bir seçimle iktidara gelen Eşref Gani, Karzai'nin bu planını daha bir kararlılıkla sürdürdü.

Nitekim Gani savunma bakanı ve ordudaki hiyerarşiyi atlayarak cephede ordu birliklerine komuta eden komutanları bizzat atayarak, Taliban'ın kırsal bölgelerde rahatlıkla ilerlemesini sağladı.

Gani'nin atadığı komutanlar nedense istisnasız bir şekilde Peştun asıllıydı ve kırsal bölgelerde göstermelik bir çarpışmadan sonra ordunun silah ve cephanelerini de bırakarak geri çekiliyordu.

Böylece Taliban her çatışmadan sonra hem yeni bir bölge elde ediyor, hem de büyük çapta silah ve cephane ele geçirmiş oluyordu. 
 

Eski Kuzey İttifakı liderleri 1.jpg
Eski Kuzey İttifakı liderleri

 

General Dostum birkaç yıl kaç önce kuzeyde ordu birliklerinin Taliban'a karşı operasyonlarını yönetmeye kalkınca Gani'nin yardımıyla örgüt tarafından iki kez pusuya düşürüldü ve ölümden kıl payı kurtuldu.

Buna rağmen başta Dostum'un kendisi olmak üzere kuzeyli liderlerin hiçbiri kendilerine karşı oynanan oyunu ya anlamadılar ya da anlamak istemediler. 

Oysa yapılması gereken gayet basitti: 2021'ın ilk altı ayında kuzey Afganistan'da ordu birlikleri hiç direnmeden geri çekilince ve ilçeler birbiri ardına Taliban'ın eline geçince, Dostum, Muhakkik, Ata, Mesud kardeşler, Halili gibi kuzeyli liderlerin hemen ele-ele vererek kuzey illerinde yönetime el koymaları ve Kabil'den bağımsız bir yönetim kurmaları gerekirdi.
 

Afgan liderleri.jpg
Afgan liderler

 

Durum bunun için son derece müsaitti. Ordu içinde ve polis teşkilatında Tacik, Hazara ve Özbek gibi kuzeyli gruplara mensup binlerce asker ve subay vardı ve bunlar ellerindeki araç gereçlerle taraf değiştirmeye hazırdı. 

Bu yapılmış olsaydı, Afgan ordusunun elindeki uçak, tank, zırhlı araç, kamyun, kamyonet, askeri araç gibi silah ve malzemelerin en az yarısı kuzeyli grupların eline geçmiş olacaktı.

Böylece Afganistan'ın güneyi, Taliban yönetiminde cehalet, taassup ve yasaklardan oluşan bir manevi karanlığa gömülürken, cumhuriyet rejimi son 20 yılda elde ettiği özgürlüklerle kuzeyde yaşamaya devam edecekti. 

Ömürlerinin önemli bir bölümünü cephede, son 20 yılını da kendilerine mal-mülk ve servet toplamak için geçiren Dostum, Ata, Muhakkik, Halili ve Mesud kardeşler gibi kuzeyli liderlerin strateji, planlama ve devlet yönetiminden anladıkları yoktu.

Siyasetten tek anladıkları, Karzai ve Gani gibi kurt politikacıların her dediğine safça inanmaktı.

Nitekim Dostum, kendisini sürgüne gönderen Karzai ve Gani geri çağırdığında hiçbir şey olmamış gibi koşarak gelmiş ve onların seçim kampanyalarında canla başla çalışmıştı. 
 

Taliban'in kadınların eğitimine getirdiği yasaklara dair bir karikatür.jpg
Taliban'in kadınların eğitimine getirdiği yasaklara dair bir karikatür

 

Taliban rejimi dışarıdan gelebilecek sert bir darbe ile yıkılacak kumdan bir kale gibi görünmesine rağmen, şu anki konjonktür maalesef ondan yana.

Zira Afganistan'da herkes savaştan bıkmış durumda.

Aynı bıkkınlık, Afgan savaşının hamileri arasında da gözleniyor.

Gerek komşu ülkeler, gerekse bölge ülkeleri ve büyük güçler, Afganistan için artık parmaklarını bile kımıldatmak istemiyor. 

Afgan muhaliflerin dış destek olmadan Taliban'a karşı bir savaş başlatmaları imkansız olmasa bile çok zor.

Nitekim Taliban iktidarı bir yılı doldurmasına karşın muhalifler kayda değer hiçbir direniş ortaya koyamadılar. 

Taliban iktidarını devirebilecek muhtemel seçeneklerden biri, açlık ve ekonomik sefaletin yol açacağı toplu bir halk ayaklanması; bir diğer seçenek ise, muhaliflerin güçlü bir dış destek bulmaları.

Üçüncü bir ihtimal de, dünyanın önemli bir başkentinde Afganistan kaynaklı 11 Eylül benzeri büyük bir terör saldırısının vuku bulması.

Bekleyip göreceğiz. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU