Finlandiya, 102 yıl önce de Milletler Cemiyeti'ne girmek için Osmanlı'nın kapısını çalmıştı

Sami Akbıyık Independent Türkçe için yazdı

Finlandiya uzun seneler önce İsveç, ardından Rusya istilası altında kalmış ve 1917'de Çarlık Rusya'sının yıkılmasıyla bağımsızlığını ilan etmişti.

Finlandiya'nın bağımsızlığını ilk tanıyan ülkelerden birisi de Osmanlı olmuştu. Karşılıklı hoşgörüye dayanan bu ilişkinin temelleri Atatürk'le başlayan cumhuriyet döneminde de sağlamlaştırılarak devam etmişti.

Bugün NATO'da yaşanan sürecin benzeri Osmanlı döneminde de yaşanmış ve Finlandiya, Milletler Cemiyeti'ne girmek için Osmanlı'nın kapısını çalmıştı…


Finlandiya, Rus istilasında Osmanlı'ya karşı savaşmıştı

Finlandiya, 1155-1809 yılları arasında İsveç idaresinde kalmış, ardından 1809-1917 yılları arasında da Çarlık Rusya'sının istilasında yaşamıştı.

Bu süreçte, Finlandiya, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'nda (93 Harbi), Rusya'nın talebiyle Osmanlı'ya karşı 900 asker desteğiyle savaşmıştı.

Finlandiya, Çarlık Rusya idaresine geçtikten sonra Rus ordusu içerisinde Osmanlı'ya karşı üç̧ kez savaşmıştı. 

İlki, 1828-1829 Osmanlı-Rus Harbi, 
İkincisi, 1853-1856 Kırım Harbi, 
Ve sonuncusu 1877-78 (93 Harbi) Osmanlı-Rus Harbi'ydi. 

I. Dünya Savaşı'nda Çarlık Rusya'sının yıkılmasıyla bağımsızlığını ilan etmiş ve tanınmak için bir heyeti de İstanbul'a yollamış, Osmanlı-Finlandiya ilişkileri bu aşamadan sonra başlamıştı.  


Finlandiya, I. Dünya Savaşı'nda 'İttifak Devletler' ile aynı safta

6 Aralık 1917 de yılında, I. Dünya Savaşı devam derken Çarlık Rusya'sının yıkılması ile Rusların mandasından kurtulan ve bağımsızlıklarını ilan eden Finlandiya, 1918'in ortalarına kadar Finlandiya'da bulunan Rus askerlerinden kurtulamamıştı.

Başında Lenin'in bulunduğu Rusya Halk Komiserleri Konseyi, bu bağımsızlığı hemen onaylamış ve bunu diğer Avrupa ülkeleri ve Osmanlı takip etmişti. 
 

Doç. Dr. Evren Küçük.jpg
Doç. Dr. Evren Küçük / Fotoğraf: Twitter - @kucukevren

 

Türkiye ve Finlandiya ilişkileri konusunda en kapsamlı araştırmacılardan birisi olan Doç. Dr. Evren Küçük, konuyla ilgili yazdığı tezde, Rusya, Finlandiya'nın bağımsızlığını şeklen tanımış olmakla beraber, Rus Hükümeti, Finlandiya Meclisi'nin isteklerini yerine getirmeyerek memleket içinde yerleştirilmiş olduğunu ve Rus askerlerini geri çekmemekte ısrar etmekte olduğunu vurgularken, ayrıca şu değerlendirmede bulunur:

Bu durum Finlandiya'nın bağımsızlığına gölge düşürmekteydi. 25 Ekim 1917- 7 Kasım 1919 tarihlerinde bir hükümet darbesi yaparak iktidarı ele geçiren Bolşevikler, Finlandiya'da kızıl bir rejim kurmak istediler. Finlandiya'nın güney bölgesi ve Helsinki kızılların eline geçmişti. Amaç Finlandiya'nın özgürlüğünü devam ettirmekti.
 

 

"Bir milletin bağımsızlığını ancak öz evlatları kanı pahasına sağlar"

Özgürlük savaşında kimseden yardım istemeden bağımsızlığını halkıyla kazanmak isteyen General Mannerheim, Finlandiya bağımsızlık mücadelesine öncülük eden Pehr Evind Svinhufvud'dan bir söz ister;

"Yabancı devletlerden yardım talep etmeyeceğiz" der ve ekler:

Bir milletin bağımsızlığının yalnız kendi öz gücüyle, öz evlatlarının kanıyla sağlanabileceğine inanılmasını, güvenilmesini istemekteydim.
 

General Mannerheim.jpg
General Mannerheim / Fotoğraf: Wikipedia

 

Buna karşılık kimseden yardım istemeyeceğine söz veren Svinhufvud, zor durumda kalınca sözünü tutamaz ve Almanlardan yardım ister. Bu sayede, Rus askerlerini Finlandiya topraklarından çıkartmayı başarır.
 

Pehr Evind Svinhufvud.jpg
3. Finlandiya Cumhurbaşkanı Pehr Evind Svinhufvud / Fotoğraf: Wikipedia

 

Almanların yardımıyla Finlandiya, I. Dünya Savaşı'nda İttifak Devletleriyle aynı safa çekilir. Svinhufvud, 1931-37 yılları arsında Finlandiya Cumhurbaşkanı olurken, General Mannerheim, II. Dünya Savaş'ında 180 milyonluk Sovyetlere karşı, Kış Savaşı olarak bilinen muharebede üç ay gibi bir sürede 180 milyonluk Rusları hezimete uğratarak Finlandiya'dan kovmuş ve dünyanın takdirini kazanmıştır. Ardından da 1944-46 yılında Finlandiya Cumhurbaşkanı olur.


Finlandiya hükümeti, Milletler Cemiyeti'ne girmek için Osmanlı'nın kapısını çalmıştı

Doç. Dr. Evren Küçük'ün Osmanlı Arşivi'ne dayandırdığı belgeye göre, Finlandiya Hükümeti, Milletler Cemiyeti'nin 15 Kasım 1920'deki Cenevre'deki toplantısına başvurarak üye olmak istemişti.

Üyelik için Finlandiya Hükümeti, Osmanlı Devleti'nden de destek istediğini yolladığı resmi evrakla belirtmiş.
 

 

13 Şaban 1338 (2 Mayıs 1920) tarihli tahriratta Meclis-i Vükela'nın aldığı karar; Finlandiya'nın Milletler Cemiyeti'ne girme isteğine itiraz edilmeyeceği; fakat bir yıla kadar da cevap verilmeyeceği şeklindedir.

Finlandiya, 16 Aralık 1920'de Milletler Cemiyeti'ne üye oldu. 


Cumhuriyet döneminde Finlandiya ilişkilerimiz nasıl gelişti?

Soğuk Savaş döneminde Finlandiya ve Türkiye arasında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanı Urho Kaleva Kekkonen, Başbakan Süleyman Demirel, Cumhurbaşkanı Fahri S. Korutürk ve Başbakan Bülent Ecevit'in ziyaretleri günümüz ilişkilerine olumlu bir şekilde yansımıştır.


Finlandiya'ya neden Rusya'yı tehdit olarak görüyor?

Finler, 1809-1917 yılları arasında Çarlık Rusya'sının mandası olarak yaşamış ve Çarlık Rusya'sının yıkılmasıyla da bağımsızlıklarını ilan etmişlerdi.

Ancak II. Dünya Savaşı'nda bunun hesabını vereceklerdi. Ruslar, 180 Milyonluk nüfusuyla, 4 milyonluk Finlere saldırmış ve geri püskürtülmüşlerdi. Bu durum, Sovyetlerin itibarını önemli ölçüde zedelemişti. 

Sonuç olarak günümüzde Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılmasının arkasındaki önemli sebeplerden birisi Rusya'nın hegemonik devlet geleneğine sahip olması ve kendisine tehdit oluşturabilecek her adımı önlemeye çalışması olarak görülebilir.

Her iki ülkenin NATO'ya girmesi durumunda artık Rusya istediği gibi Finlandiya ve İsveç'e güvenlik sebebiyle resmi bir müdahalede bulunmakta zorlanacak ve karşısında bütün NATO ülkelerini görecektir.

Ukrayna'da yaşananların, bu iki ülkenin başına gelmemesi için bu adımı atma yolunu seçmişlerdir. Osmanlı ve Türkiye ile yaşanan dostluk geçmişleri bu adımdan sonra bu ülkeler arasındaki kırgınlıkları yeniden onararak hem diplomatik hem de ticari ve kültürel ilişkilerde yeni sayfalar açacaktır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU