Ne zaman ders alacağız? Maymun çiçeği artık Kanada, Portekiz, İspanya, Birleşik Krallık (BK) ve ABD'de tespit edildiğine göre, hayvanlarla toksik ilişkimizin bizi uyurgezer biçimde bir felakete sürüklediğini kabullenmeliyiz. Hayvanları kullanıp istismar etmeyi sürdürürsek, başka bir küresel pandemi tetiklemeyi göze alırız.
SARS, domuz gribi ve Kovid-19 gibi maymun çiçeği de insanlara diğer türlerden geçen zoonoz bir hastalık. Son zamanlarda insanlarda görülen bulaşıcı hastalıkların dörtte üçü böyleydi.
Maymun çiçeği virüsü Afrika dışında ilk kez 2003'te, 6 ABD eyaletinde, evcil hayvan olarak tutulmak üzere ihraç edilen egzotik hayvanlardan insanlara bulaştığında görülmüştü. Virüsün bulaştığı 47 kişinin tamamı, hastalığı doğrudan enfekte hayvanlardan kapmıştı. Virüs, enfekte hayvanların etlerinin yenmesi veya yemek için hazırlanmasıyla da kapılabiliyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Mevcut salgında artık birkaç kıtada insandan insana bulaşma görüyoruz. Şubatta yayımlanan hakemli bir bilimsel rapora göre, maymun çiçeği tehdidi "hafife alınmamalı." Çiçek hastalığının yakın akrabası olan bu virüs, enfeksiyondan sonra 21 günü bulabilen bir kuluçka süresine sahip ve semptomlar ağır olabiliyor. Vücudun tamamında binlerce lezyona yol açabilen virüs, Afrika'da bulaştığı her 10 kişiden birinin yaşamına mal olacak kadar yüksek ölüm oranına sahip.
Hayvanları doğal yaşam alanlarından kaçırmanın, birbirine yakın kirli kafeslere hapsetmenin (pazarlarda veya çiftliklerde), onları öldürmenin ve yemenin maymun çiçeği gibi daha fazla zoonoz hastalığa yol açacağını kabullenme zamanı geldi. Bu hastalıkların öngörülemeyen mutasyonları ve muhtemelen ölümcül sonuçları da olacak. Bilim insanları Kovid-19'a karşı korunmaya yardımcı bir aşı geliştirebildi ancak bir dahaki sefer bunu başaramayabilirler.
Hayvanları meta olarak düşünmeyi bırakıp, onları gezegeni paylaştığımız topluluklar olarak görmeliyiz. O zamana kadar daha ölümcül pandemilere maruz kalacağız. Hayvanlara yapılan korkunç zulüm de sürecek.
Hayvansal ürünleri yiyen veya giyen her kişi bu istismarda rol sahibi. Sorunun kökeni, diğer hayvanları daha aşağı olarak gören dünya görüşünde yatıyor. Biz buna "türcülük" diyoruz. Bu önyargı hayvanların gıda, kıyafet, eğlence, ev mobilyaları ve hatta vücut yedek parçaları için kullanılmasına yol açtı. Domuz kalbi nakli yapılan ilk insan olan David Bennett Sr., bu yıl ameliyattan kısa süre sonra hayatını kaybetti. Genetiği değiştirilmiş organ kapsamlı biçimde taranmıştı ama otopsi sonucunda Bennett'in domuz virüsü kapmış olabileceği ortaya çıktı.
Türcülük, hayvanların laboratuvarlarda korkunç deneylere maruz kalmasının ve egzotik hayvanların "evcil" diye kafese konmasının nedenini teşkil ediyor. Hayvanlara uyguladığımız muamele bize musallat olmak için geri dönüyor. Bu ölümcül hastalık salgınları, hayvanları kullanıp istismar etmekteki ısrarımızın sonucu. Vizon çiftlikleri, Kovid-19'un hayvanlardan insanlara ne kadar kolay sıçrayabildiğini gösterdi.
Pandemiye Hazırlık ve Yanıt Bağımsız Paneli, dünyanın gelecekteki pandemilerle başa çıkmaya hazır olmadığı uyarısı yaparak, "Daha fazla dalgaya hazırlanmak için siyasi odağın gevşek kaldığını" ve "zincirin her noktasında zayıf halkalar" bulunduğunu belirtiyor. Felaket kaçınılmaz duruyor. Endüstriyel çiftlikler ve Kovid-19'un muhtemel çıkış noktası olan açık pazarlar, zoonoz hastalıkların üreme alanlarıdır. Mezbahalar vücut sıvıları ve pisliklerle dolu. Hayvanlar ("serbest dolaştıkları" çiftliklerden gelenler de dahil) buralara kirli kamyonlarda taşınıyor ve böylece patojenler türler arasında hızla yayılıyor.
BK'de bir insana çoktan kuş gribi bulaştı ve uzmanlar insanlarda yaygın bir salgınının patlak vermesinin an meselesi olduğu uyarısında bulunuyor. Kuş gribi enfekte kuşlara, hatta yumurta kabuklarına dokunarak, az pişmiş et veya yumurta yiyerek veya enfekte gıdalarla aynı yüzeyde hazırlanan yiyecekleri tüketerek kapılabiliyor.
Üstelik riskini aldığımız yegane şey pandemiler değil. Çiftlik çalışanları hayvanları hayatta tutmak ve büyümelerini hızlandırmak için onlara sık sık antibiyotik pompalıyor. Bu da insan sağlığı için en büyük tehditlerden biri olan dirençli "süpermikropların" ortaya çıkmasına yol açıyor. Etkili antibiyotikler olmadan basit ameliyatlar bile ölümcül hale gelebilir. Uzmanlar, 2050'ye gelindiğinde antibiyotiğe dirençli bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlardan ölen kişi sayısının kanserden ölenleri geçebileceği uyarısında bulunuyor. Şimdi harekete geçmezsek, giderek daha da saldırgan süpermikroplar ortaya çıktıkça ölü sayısı da yılda 10 milyona ulaşabilir.
Öyleyse, ne yapılabilir?
Her birimiz tabağımıza neyi (veya kimi) koymak istediğimize, hangi kıyafetleri giydiğimize, seçtiğimiz mobilyalara ve satın aldığımız kişisel bakım malzemelerine karar verebiliriz. İnsanlar hayvanları kullanıp istismar etmeyi sürdürdükçe, etkili aşıların olmadığı hastalıkları ve pandemileri tetikleme riskiyle karşı karşıya kalacağız.
Hayvanlara yapılan zulmü de desteklemiş ve duyumlu varlıkların toplu katliamında suç ortaklığını sürdürmüş olacağız. Çözüm basit: Bitki temelli bir yaşam tarzı izleyin. Hayvanları rahat bırakın. Herkese şefkat gösterecek şekilde davranın. İnsanlar da dahil tüm hayvanların iyiliği için şimdi harekete geçin.
Liverpool Üniversitesi’nde hayvan davranışları ve refahı üzerine doktora derecesine sahip Dr. Julia Baines, PETA BK’nin bilim politikası danışmanıdır
https://www.independent.co.uk/voices
Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik
© The Independent