Macaristan ve Orban: Otokrasinin dayanılmaz cazibesi

Prof. Dr. Bilal Sambur Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Otokrat, faşist, popülist liderler ve siyasal partiler, dünyada demokrasiyi, insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü tehdit etmeye devam ediyor.

Macaristan'da Orban yönetimi, Avrupa Birliği içinde otokrasinin ve faşizmin temsilcisi olarak 12 yıldır iktidarda kalmayı sürdürüyor.

Pazar günü yapılan seçimlerde Orban, dördüncü defa yeniden iktidara gelmeyi başardı.

3 Nisan 2022 seçim sonuçlarına göre Orban'ın lideri olduğu FİDESZ (Genç Demokratlar İttifakı), oyların yüzde 53'ünü alarak, 199 sandalyeli mecliste 135 sandalyeyi kazanarak çoğunluğu elde etti.

Muhalefetin oluşturduğu Macaristan için Birlik ittifakı ise 57 sandalye, aşı karşıtlığıyla bilinen aşırı sağcı faşist Anavatan Partisi de 7 sandalye kazandı.

Viktor Orban, seçimlerden sonra yaptığı zafer konuşmasında şunları söyledi:

Kazandığımız büyük zaferi aydan bile görebilirsiniz. Bu büyük zaferi kesinlikle Brüksel'den de görebilirsiniz.


Dördüncü defa iktidara gelen Orban, Avrupa Birliği'ne ve değerlerine meydan okumaya devam ediyor.

Orban, bütün amacının Avrupa Birliği içinde illiberal bir devlet inşa etmek olduğunu söylüyor.

Bütün otokrat ve faşist liderler gibi Orban da, gerilimden, çatışmadan ve yarattığı hayali düşmanlardan beslenen bir despottur.

Orban, seçimi Macar solu, Brüksel bürokratları, uluslararası medya ve Ukrayna Başkanı Zelenski şeklinde sıraladığı uzun bir düşmanlar listesine karşı kazandığını iddia etmektedir.

Soros'un verdiği burs sayesinde Oxford Pembroke College'de okuyan Orban, bugün Soros'u kendisine düşman olarak gösteriyor.


12 yıldır iktidarda olan Orban, Avruba Birliği'ni, demokrasiyi, insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü model ve değer olarak kabul etmiyor.  

Orban, hiçbir zaman ortak Avrupa kimliğine ve değerlerine inanmamış ve bağlı kalmamış milliyetçi ve muhafazakar biridir.

Faşist ve otokrat bir lider olan Orban için model Putinizmdir. Günümüzün bütün otokrat liderlerin içinde Putin olma özlemi ve arzusu vardır.

Macar halkı, Avrupa yerine Macar Putin'ini çeti. Freedom House, Orban yönetimini, demokrasi ve otokrasinin karışımı hibrit rejim olarak niteliyor.


Orban, Rusya'nın Avrupa Birliği ve NATO içindeki truva atı gibi hareket ediyor. 

Orban yönetimi, doğalgaz ihtiyacının yüzde 85'ini, petrolünün ise yüzde 64'ünü Rusya'dan karşılıyor.  

Avrupa Birliği tarafından onaylanmamasına rağmen, Rusya'nın CoviVac isimli Kovid-19 aşısını alan ilk AB ülkesi Macaristan'dır.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden sonra Orban, çatışmanın dışında kalmaya özen gösterdi.

Ukrayna'nın AB üyeliğini desteklediğini ve Ukraynalı mültecileri kabul edeceklerini ilan eden Orban, Rusya ve Putin'le arasına mesafe koyduğuna dair bir mesaj verdi.

NATO üyesi olan Macaristan, Rusya'ya karşı enerji konusunda yaptırım uygulanmasına ve Macaristan üzerinden Ukrayna'ya askeri silah yardımı yapılmasına da karşı çıktı.


Orban yönetimi, Macaristan'ı AB ve NATO içinde güvenilmez hale getirdi. Ayrıca, NATO ve AB'nin kendisine yönelik eleştirilerini de umursamıyor.

NATO ve AB'nin kendisine karşı somut ve etkili tedbirler almayacağını bilen Orban, AB'nin demokratik değerlerini ihlal etme ve Putin'in Avrupa'daki eyalet valisi gibi davranma cüretini gösteriyor.


Orban otokratik yönetimi, hiçbir zaman ifade özgürlüğüne, basın özgürlüğüne ve yargının bağımsızlığına inanmadı.  

Yargı, eğitim ve medya üzerindeki kontrolünü artıran Orban yönetimi, kendisine düşman olarak hep Brüksel'i gördü.

Yüzü Brüksel'e, Berlin'e ve Paris'e değil, Moskova'ya ve Pekin'e dönük olan Orban yönetimi, 12 yıldır Brüksel ile gerilim halinde.

Üyesi olduğu Avrupa Birliği ile çatışarak otokratik politikalarını uygulamaya koyan Orban'ın ekonomik durağanlık, yüksek enflasyon ve Ukrayna mültecileri gibi konularda hiçbir ciddi politikası bulunmuyor.

Avrupa Birliği değerleriyle çatışan Orban yönetimi, AB fonlarından ve yardımlarından yararlanmak için Ukrayna savaşını gerekçe göstererek bir çıkış yolu arıyor.

Hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları alanlarında başarısız olan Orban yönetimine karşı yeni dönemde Avrupa Birliği'nin nasıl adımlar atacağı ise belirsizliğini koruyor.


12 yıllık yönetimi döneminde Orban, devlet ve özel medyanın büyük bölümünü kontrolü altına aldı.

Son seçim kampanyası sırasında devlet medyası, muhalefete minimum düzeyde yer verdi.

Avrupa'nın en büyük propaganda makinesi, bugün Orban'ın kontrolünde.

Medyayı kontrol eden Orban, yoğun bir propaganda ve yalan kampanyasıyla seçimi kazandı. 


Orban için asıl değer, sadakat ve itaatir. Ülkenin iş, üniversite, basın ve sivil toplum kuruluşları Orban'a sadık kişiler tarafından kontrol ediliyor.

Orban, devlet imkanlarıyla kendisine bağlı zengin bir faşist grup yarattı. Devlet ihalelerini ve kaynaklarını kendisine bağlı bu faşist gruba veren Orban, Macaristan'ı ekonomik açıdan sömürüyor.

Orban'ın yarattığı faşist çete, Orban'ın oligarkları olarak biliniyor. Her otokratik faşist rejim, kendi oligarkını veya çetesini yaratıyor.


Ukrayna savaşı, seçmenin Orban'a yönelmesinde önemli bir faktör oldu.

Rusya'nın yakın müttefiki olan Orban, muhalefeti ülkeyi savaşa ve çatışmaya sokmakla suçlamış, kendisini barışı ve istikrarı koruyan lider olarak sundu.

Toplumun güvenlik ve istikrar endişelerini istismar eden Orban, kendisini bir barış güvercini olarak sundu.


Macar toplumunda kırsal-şehirli ayırımı çok derin. 6 partinin oluşturduğu muhalefet bloğu, Budapeşte'de seçimi kazanırken, kırsal kesimlerde kaybetti.

Orban'ın oy deposu ise kırsal kesimler. Otokratik yönetimlerin kırsaldan ve çevreden gelen desteğini kesmedikçe onların iktidarı kaybetmesi çok zor gözüküyor.

Macar muhalefetinin en zayıf tarafının, kırsal kesimin oylarını kendisine yönlendirmekteki başarısız olmasını söyleyebiliriz.

12 yıllık yönetimi boyunca Orban, Macaristan'da kendi kontrolünde bir mafya devleti inşa etmeyi başardı.

Orban, devlet gücünü elinde bulundurmanın imkanlarını seçimde sonuna kadar kullandı.

Macaristan'da seçimi, Orban değil, devlet kazandı. Devlet gücünü eline geçirerek iktidarda kalanlar, demokrasiyi değil, despotizmi inşa ediyorlar.

Otokrasiyi, faşizmi ve popülizmi cazip kılan şey, devlet gücünün kural ve kurum olmadan keyfi olarak kullanılmasıdır.

Orban için tek amaç, iktidarda kalmak. Sonuçlarına bakmaksızın Orban, iktidarını korumak için her türlü hukuksuzluğu, despotluğu ve düzenbazlığı yapıyor.

Dördüncü kez iktidara gelen Orban, otokratik yönetimini derinleştirerek ve genişleterek sürdürecektir.

Otokrasi, mafyatik ve feudal ilişkilere dayalı olarak sürdürülen bir korku rejimidir. Macaristan'ı otokrasiyle, korkuyla ve yolsuzlukla dolu günler bekliyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU