Newroz'u kutlayan halklara selam olsun! Selam olsun ateşten yürek dolusu umut taşıyanlara!..

Celalettin Can Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Bugün 21 Mart...

Bugün 2619. yılını kutladığımız Newroz bayramı.

Zerdüşt'ün Zendavester'inden Firdevs'inin Şehname'sine, Basıl Nikitin'e ve daha başka tarihçilere kadar efsanenin muhtelif yönlerinin  kutlamalarla aktarılacağı gün bugün.

Kimden nasıl aktarırsak aktaralım, Newroz deyince akla en evvel ateş gelir.

 Ateşin aydınlatıcı özelliği ve karanlığa meydan okuma gelir akla.

Newroz devleti yöneten güçlerin kırmızı çizgisi olageldi.

Newroz yapay zorlamayla "bölücü siyasi simge" haline getirildiğinden, Newroz deyince Kürtlerin bir türlü huzur içinde kutlayamadıkları bir Ortadoğu bayramı akla gelir.    


Sarılı, kırmızılı, yeşilli rengarenk kıyafetleriyle, zılgıtlarıyla, ateşleriyle, binlerle, yüzbinlerle sokaklara çıkan Kürtlerin engellendiği, yasaklandığı, olayların çıktığı gün akla gelir.

Devlet ve hükümet büyüklerinin, çoğu kez valiler üzerinden dillendirdiği "Newroz bayramsa onu da biz kutlarız" komedisi akla gelir.  

Ateşin çocuğu Demirci Kawa'nın, zalim Kral Dehak'ın zulmüne son vermesi, zulme karşı direniş, kör karanlıkta umut ve özgürlük ışığı akla gelir.    

Toplum olarak henüz yüzleşemediğimiz 12 Eylül'ün Diyarbakır vahşet cezaevinde, yüreğinde "Newroz ateşi yakan" Mazlum Doğan akla gelir.

Newroz denilince, 1992 yılında on binlerce Kürdün toplandığı Cizre'de, güvenlik kuvvetlerinin açtığı ateş sonucu gazeteci İzzet Kezer ve onlarca Kürdün hayatını kaybettiği kanlı kutlama akla gelir.

Mersin'de 12-14 yaşlarında iki Kürt çocuğun, ellerine kimin tarafından tutuşturulduğu bilinmeyen (!) Türk bayrağını yere atmaları, buna karşın zamanın Genelkurmay Başkanı'nın "sözde vatandaş" kavramı üzerinden yürütülen ırkçı kampanyalar, telin mitingleri, bayrak asma histerisi, asmayanların hain ilan edildiği linç günleri akla gelir.    

Kar, kış altında dinlenen topraktan, güllerin ve sümbüllerin fışkırması, ağaçların çiçeklenmesi, tohumların yeşermesi, kuşların oynaşması, insanın içinin kıpır kıpır olması, doğanın ve halkların hayat bulmasının birleşmesi ile baharın başlangıcı akla gelir.

Daha derinde, zulmün ve zorbalığın sona erdiği, adalet ve aydınlık bir gelecek duygusunun öne çıktığı umutlu bir gün akla gelir.

 
Kardeşler,

Doğada mümkün olan her şeyin toplum hayatında da karşılığı vardır.

Gece ile gündüzün eşitlendiği ve hemen o gecenin sabahından itibaren gündüzün ağır bastığı, gecenin kısaldığı yılın tek günü olan Newroz hepimize kutlu olsun.    

Özgürlüğün, eşitliğin, kardeşliğin, gündüzün ve de aydınlığın mümkün olduğu adil ve adaletli bir dünya özlemiyle, belleğimizde kurtuluş günü olarak yer eden Newroz'u kutlayan halklara selam olsun!

Selam olsun ateşten yürek dolusu umut taşıyanlara!.. 

Newroz Pîroz Be!

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU