Suudi Arabistan'ın kuruluş yıldönümü, tüm Suudilerin kutladığı, Arap ve Müslüman halkların tebrik ettiği, tüm dost ve kadim milletlerin ve halkların da buna eşlik ettiği bir bayram haline geldi. Suudi Arabistan'ın üç asırlık kuruluş tarihi, dünyadaki büyük ülkelerin çoğunun kuruluş tarihlerinden daha eskidir.
Başkenti Diriye olan Birinci Suudi Devleti, hicri 1139 (miladi 1727) ortalarında, İmam Muhammed bin Suud tarafından kurulmuş ve hicri 1233 yılına (miladi 1818) kadar varlığını sürdürmüştür.
Birinci Suudi Devleti, o dönemde coğrafi ve siyasi olarak kabul görmeyi ve kendisine entelektüel, sosyal ve ekonomik bir kimlik kazandırmayı başarmıştır. Arap Yarımadası'ndaki çok sayıda alimin, önemli şahsiyetin ve tüccarın buluşma noktası haline gelmiş ve Arap Yarımadası sakinlerinin çoğu için bir yaşam alanı, bir varış noktası ve bir umut olmuştur.
Birinci Suudi Devleti'nin çöküşü sonrası Turki bin Abdullah bin Muhammed bin Suud, yedi yıllık çaba, çalışma ve azmin ardından hicri 1240 yılında (miladi 1824) bu yürüyüşe devam etmeyi ve Riyad'ı yönetmeyi başardı.
İkinci Suudi Devleti, Suudi kraliyet ailesinin sevenleri için bir kez daha bir dayanak ve sığınılacak liman haline geldi. Ancak zorluklar devletten daha büyüktü. Daha büyük meydan okumalar söz konusuydu. Bir kez daha ortaya çıkan siyasi boşluk, yaklaşık on yıl devam etti.
Bu on yılın ardından Kral Abdulaziz bin Abdurrahman Faysal Al Suud hicri 1319 yılının (miladi 1902) şevval ayının 5'inde Suudi devletini yeniden kurmayı başardı. Riyad, yeni bir inşa, birlik, kalkınma, istikrar ve başarı döneminin başlatılması için bir kez daha Suudi Kraliyet ailesinin yönetim şehri oldu.
Hicri 17 Cemaziyelevvel 1351 (23 Eylül 1932) günü, Suudiler için mutlu bir gün ve büyük bir doğum günü idi. Kral Abdulaziz bin Abdurrahman bin Faysal Al Suud, 30 yıl süren tarihi olayların ardından Arabistan'ı birleştirerek Suudi Arabistan Krallığı'nın kuruluşunu duyurdu.
Bu tarih, Suudi Arabistan Krallığı'nın kurucusu ve ilk kralı Abdulaziz Al Suud tarafından Suudi Arabistan topraklarının birleştirilmesini anmak üzere Suudiler tarafından kutlanan ulusal bir bayram haline geldi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu ögelerin her biri yalnızca sembol değil aynı zamanda içerisinde daha derin ayrıntıları da barındırıyor.
Palmiye ağacı, şövalyelerin savaştığı atlar, şahinde yatan özgünlük, pazarlardaki aktif ekonomi ve bayrak gibi sütunların tamamlanması Arap Yarımadası'nın birleşmesinin nedenlerindendi. Tüm bu sütunlar tamamlanınca 1727 yılında ilk Suudi devleti kuruldu.
Suudi Arabistan bayrağı, palmiye ağacı, şahin, Arap atı ve pazar, çağrışımları ve tarihsel önemi nedeniyle 'Kuruluş Günü' sembollerini yansıtan beş temel unsur arasında yerini alıyor.Bunlar aynı zamanda Suudi devletinin kuruluşunun ilk aşamalarında o dönemi yansıtan öğelerden en önemli olanları. Öyle ki, mevcut Suudi Arabistan bayrağı, ilk Suudi devletinin bayrağının bir uzantısı.
Mevcut formuna ulaşana kadar birkaç aşamadan geçti. Bu aşamalardan ilki, kurucu İmam Muhammed bin Suud döneminde gerçekleşti. Dikenli armut ve kiraz çiçeklerinden yapılmış yeşil bayrağın bir kısmında beyaz renk mevcuttu. Ortada kelime-i tevhidin yazılı olduğu bayrakta yeşil renk büyümeyi ve refahı simgeliyordu.
Bu bayrak ikinci Suudi devletine kadar kullanıldı. Kral Abdulaziz döneminde ise kelime-i tevhit yazısının altına kılıç motifinin eklenmesiyle renginin tamamen yeşil olması sağlandı.
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz'in geçtiğimiz ocak ayında çıkardığı bir kararname ile ülkenin kuruluş tarihi '22 Şubat 1727' olarak ilan edilirken, her yıl 22 Şubat'ın 'Kuruluş Günü' olarak kutlanmasına karar verildi.
Bu vesile ile Kuruluş Günü bu yıl ilk kez Suudi Arabistan genelinde çeşitli törenler ve etkinliklerle kutlandı ve ülkenin tarihi köklerine vurgu yapıldı.
22 Şubat 2022 Salı günü, üç asır önce İmam Muhammed bin Suud tarafından Birinci Suudi Devleti'nin kuruluş yıldönümüne denk gelen 'Başlangıç Günümüz' sloganı altında Kuruluş Günü'nün yıldönümünün kutlandığı bir gün oldu.
Böylece Suudiler, 23 Eylül 1932 tarihinde Kral Abdulaziz Al Suud'un Arabistan'ı birleştirerek Suudi Arabistan Krallığı'nın kuruluşunu ilan ettiği Milli Gün ile birlikte artık 22 Şubat'ta Kuruluş Günü'nü de kutlamaya başladılar. Her biri kendi anısı, anlamı ve önemi olan günlerdir.
Kuruluş Günü, Ulusal Gün olmadığı gibi onun yerine de geçemez. Kuruluş Günü bu yıl yeni kraliyet kararnamesi ile kendi yıldönümünde kutlanıyor. Üç asırlık geçmişe sahip bu ülkenin derin köklerine sahip çıkıldığı ve gurur duyulduğu bir gün olarak kutlanmayı hak ediyor.
Suudiler, Kuruluş Günü kutlamalarına geniş bir katılım göstererek, Suudi Arabistan Krallığı'nın ve kraliyet ailesinin köklü tarihini yansıtan kraliyet kararnamesinin işaret ettiği o büyük önemi verdiler.
Suudi Arabistan, özellikle Veliaht Prens Muhammed bin Selman döneminde, Krallık planında ve Veliaht Prens'in başlattığı Suudi Arabistan 2030 Vizyonu çerçevesinde modern devletin inşa projelerinde yenilenme, modernizasyon, kalkınma ve arzu edilen refahın tüm etkileri ile yeni bir vizyon dönemine girmiştir.
Genç bir prens olan Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından yönetilen, ülkenin küresel ilerlemeye ayak uydurmasını sağlayan güçlü ve modern bir inşa vizyonuna ve köklü bir geçmişe sahip olan devlet, Kuruluş Günü yıldönümünü yeni inşa, endüstriyel modernizasyon ve teknolojik ilerlemenin tüm gerekliliklerinin bir hatırlatıcısı haline getirdi.
Birinci Suudi Devleti'nden bu yana atalarının zorluklar karşısındaki fedakarlıklarını ve kurucularının inşa ettiklerini korumaları ve Suudi Arabistan Krallığı'nın bugün ve gelecekte hak ettiği başarıyı sağlamaları için yeni, aktif, hırslı ve güçlü bir genç neslin inşa edilmesi gerekiyor.
Bu adımın sonuçlarına dair basit bir okuma yapıldığında, mevcut Suudi Arabistan yönetiminin, ülkelerini önde gelen dünya ülkeleri safları arasına sokmayı hedefleyen planlarının olduğu ve Suudi Arabistan'ın küresel bir güç olması için bu hırsın, daha önce iki büyük devletin (Emeviler ve Abbasiler) kurulduğu ve Arap Yarımadası'nın kültürü, dili ve harflerinin tüm kıtalara yayıldığı bu toprakların tarihi köklerini göstermesi gerektiği anlaşılıyor. Bu kökler, Arap Yarımadası topraklarından uzaktaki diğer kültürlerin derinliklerinde halen etkilidir.
Böylece dünya, Suudi Arabistan Krallığı'nın dünya siyaseti, ekonomisi ve kültürü üzerindeki mevcut etkisi ile birlikte tarihi bir derinlikten ve kültürünün eski ihtişamını geri getiren eşsiz bir fikirden geldiği mesajını öğrenebilecek.
© The Independentturkish