Birkaç gün önce medyada Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbangulı Berdimuhammedov'un görevden ayrılacağı ve yerini oğluna bırakacağını öğrendiğimde ilk tepkim şu oldu: Bu adam, ülkeyi kendi şahsi mülkü, aile şirketi zannediyor olmalı ki, 'ben yokum artık' diyerek koltuğunu oğluna devrediyor.
Gerçekten de haberi duyan, tanıdığım tüm Türkmen aydınlarının tepkileri aşağı yukarı böyleydi.
Hatta bazıları çok öfkeliydi. Berdimuhammedovların ülkeyi babadan oğula geçen bir krallık gibi yönetme planlarını ağza alınmayacak sözlerle kınıyorlardı. Bu kadar kızmalarının ve öfke duymalarının nedeni, ona karşı hiçbir şey yapamayacak durumda olmanın verdiği çaresizlikti.
Paris, Berlin ve Stockholm gibi kentlerde birbirinden kopuk bir şekilde yaşayan bir avuç Türkmen aydının çoğu, işlerinden kovulup yurt dışına kaçmayı başardıktan sonra demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti gibi değerleri keşfeden eski bürokratlardan oluşuyor. Viyana'da yaşayan Türkmenistan'ın eski Ankara Büyükelçisi, yeni aktivist Hanamov, bunlardan biri.
Zamanında önce Niyazov'u, ardından Berdimuhammedov'u avuçları patlayıncaya kadar alkışlayan bu insanların halkta bir karşılığı ve tabanı yok. Türkmenistan'ın bağımsızlıktan sonraki ilk dışişleri bakanı Abdı Kuliyev, kendisine Türkmenbaşı adını veren Niyazov'un Atatürk ve de Gaulle çapında büyük bir devlet adamı olduğunu söylemişti.
Kuliyev birkaç yıl sonra koltuğunu kaybedip Almanya'ya gelmiş ve Münih'te bizimle bir restoranda yemek yerken Niyazov'u diktatörlükle suçlamıştı. O sırada genç bir gazeteci olarak "ama bakanken onu Atatürk ile karşılaştırıyordunuz" dediğimde, "o zamanlar öyleydi, sonradan sapıttı" demişti.
Kuliyev'in bu yanıtı masada büyük bir kahkaha kopmasına neden olmuştu.
1990'lı yılların ortalarında İsveç'e yerleşen bir avuç Türkmen aydını ki topu topu 7-8 kişiydiler, önce üç gruba ayrıldılar, sonra birbirlerine küsüp aralarındaki teması da kestiler. Ardından bunlara, sonraki yıllarda koltuğundan olup yurt dışına kaçmayı başaran diğer bürokratlar da katıldı.
Durumun farkında olan Türkmenistan hükümeti, hiçbir zaman dışarıdaki bir avuç muhalifi dikkate almadı ve her zaman bildiğini okumaya devam etti. Bugün de Berdimuhammedov'un bu kadar pervasız hareket etmesi, kendisine karşı koyabilecek hiçbir gücün olmadığını bilmesinden, diğer bir deyişle meydanı boş bulmasından kaynaklanıyor.
Berdimuhammedov'u yüreklendiren bir başka faktör de Orta Asya'daki tüm demokrasi denemelerinin başarısızlıkla sonuçlanması. Kırgızistan'da her seferinde pembe devrim ve halk ayaklanması ve iç kargaşayla sonuçlanan demokratik seçimler, Tacikistan'daki 1990'lı yıllardaki iç savaş, 2005'te Özbekistan'daki halk ayaklanmasının zorla bastırılması ve son olarak yılbaşında Kazakistan'da haklı taleplere meydana dökülen göstericilerin Rusya'dan gönderilen askeri birliklere hizaya getirilmesi.
Bu örneklerden biri, halkın istediği şekilde sonuçlansaydı ve mutlu sonla bitseydi, bugün durum Orta Asya'da farklı olabilirdi.
Ama hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Bugün lehte gibi görünen bir durum, yarın aleyhinize dönebilir. Nazarbayev'in başına gelenler, bunun en somut örneği. 2019'da koltuğunu en yakın adamına devredip perde arkasında dizginleri elinde tutmayı sürdüren Kazak lider, üç yıl sonra tüm gücünü kaybettiği gibi, ailesi de yarı kaçak durumda. Ayaklanmalardan sonra yurt dışına çıkan Nazarabey'in kızları ve damatları, hâlâ Kazakistan'a dönmediler. Eski Özbek diktatörü İslam Karimov'un da bir kızı Taşkent'te hapiste, diğer kızı ise Avrupa'da yaşıyor ve Özbekistan'a dönemiyor. Belçika'da yaşayan Türkmenbaşı'nın oğlu Murat Niyazov da aynı durumda, Türkmenistan'a dönerse tutuklanacağını bildiği için ülkesinden uzak duruyor.
Göstermelik bir seçimle koltuğunu oğluna devretmeye hazırlanan Berdimuahmmedov, kaş yapayım derken göz çıkarabilir. Türkmenistan yönetimi içerisindeki güç odaklarından biri, oğul Berdimuhammedov'un cumhurbaşkanlığını içine sindiremeyip bir saray darbesi ile iktidarı ele geçirirse, Gurbangulı Berdimuhammedov ve ailesi bir anda kendilerini hapiste bulabilir.
Türkmenbaşı 2006 Aralık'ında beklenmedik bir şekilde vefat ettiğinde herkesin gözü meclis başkanındaydı ve onun Cumhurbaşkanı olmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Ama kimsenin tahmin etmediği biri, sağlık bakanı Berdimuhammedov bir iç darbe ile önce iktidarın dizginlerini eline almış, ardından da meclis başkanını hapse atmıştı.
Bu olmasa bile, Berdimuhammedov ve ailesi, Kazakistan benzeri bir halk ayaklanmasıyla karşılaşabilir. Zira, son birkaç yıldır Orta Asya'da ortaya çıkan sorunlar köklü bir şekilde çözüme kavuşturulmak yerine sürekli göstermelik önlemlerle erteleniyor. Sürekli halının altına süpürülen pislikler, bir süre sonra çok büyük patlamalara yol açabilir.
© The Independentturkish