Anti-Apartheid savaşçısı, aktivist ve şair: Tatamkhulu Afrika

Ahmet Sait Akçay Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraflar: Amazwi South African Museum Liteterature / Kolaj: Independent Türkçe

Güney Afrikalı şair, romancı, aktivist Tatamkhulu Afrika, Afrika edebiyatının en ilginç karakterlerindendir.

Çok renkli ve mücadeleci bir hayatının yanı sıra, yazdığı eserlerle de adından söz ettirmiş önemli bir isimdir.

Hayatı boyunca pek çok isim değiştirmiş ender yazarlardandır. 


Tatamkhulu'nun babası Mısır Araplarından Muhammed Fuad Nazif'tir, annesi ise Türk'tür.

Daha bebekten Güney Afrika'ya taşınan anne ve baba, 1920'lerdeki pandemi salgınından dolayı hayatlarını kaybeder. Tatamkhulu, önce Metodist bir İngiliz ailesine evlatlık olarak verilir.

Askeri okulda okuyan Tatamkhulu, İkinci Dünya Savaşı sırasında Güney Afrika Ordusuna katılır ve Mısır'a gider. Naziler tarafından yakalanan şair, esir düşer; Almanya ve İtalya'da üç yıl kampta kalır. 

İlk ismi John Charlton'tur, savaş sonrasında bugünkü Namibya'da Afrikaans bir ailenin yanında kalır, bu kez adı Jozua Joubert olacaktır.

Ancak 1964 yılında Müslüman olduktan sonra yeniden ismini değiştirecek ve İsmail Joubert adını alacaktır.
 

Tatamkhulu Afrika (2).jpg
Tatamkhulu Afrika / Fotoğraf: Blake Friedmann

 

1960'lı yıllarda Güney Afrika'da Müslüman olmak, özgürlükçü ve aktivist olmakla eşdeğerdi. İmam Harun'un şahsında simgeleşen Apartheid karşıtlığı da bunun en önemli göstergesidir. 

Tatamkhulu, Arap ve Türk kökenli olmasından dolayı Apartheid rejimi onu beyaz sınıfın içine dahil ediyordu. Ancak kendisi, rejim karşıtlığından dolayı "beyaz" olmayı reddeden onurlu bir duruşa sahipti.  


Cape Town'da 1960'lara kadar Malay kökenlilerin ve melezlerin yaşadığı District Six semtinin yıkılmasına karşı yoksullara ve ezilenlere yardım için Al Jihaad adında bir örgüt kurar.

1960'larda Apartheid rejimi bölgeyi "sadece beyaz" olarak nitelemiştir ve akabinde orada yaşayan on binlerce kişi zorla başka yerlere sürülür; on yıllık bir sürede semtin neredeyse bütün kültürel ve tarihsel dokusu yok edilir. 

Tatamkhulu çok geçmeden Afrika Ulusal Kongresi [ANC] silahlı kanadı olan uMkhonto we Sizwe [Halkın Mızrağı] ile temasa geçer.

Ölene kadar taşıdığı ve Xhosa dilinde 'Afrika'nın yaşlı bilgesi' anlamına gelen "Tatamkhulu Afrika" ismini de orada alır. 
 

TatamkhuluAfrika.jpg
Fotoğraf: Amazwi South African Museum Liteterature​​​​​​​

 

'Broken Earth' adlı ilk romanını on yedi yaşında yazan Tatamkhulu, elli yıl aradan sonra 1990'larda tekrar edebiyata döner ve on yıl içinde üç roman ve yedi şiir kitabı yayımlar.

Tatamkhulu, Nazi kampında ikinci romanını yazar; ancak savaşın sonlarına doğru yer değiştirmede fark edilen roman Naziler tarafından parça parça edilir.

İlk romanı basan yayınevi de Nazilerce bombalanmıştı zaten. Bu talihsizlikler Tatamkhulu'nun yazma şevkini yeterince kırmıştı. 

1991 ve 1992 yıllarında 'Nine Lives' ve 'Dark Rider' adından peş peşe iki şiir kitabı yayımlayan Tatamkhulu'nun kendi hayatından devşirdiği 'The Innocents' [Masumlar] romanı da 1994 yılında yayımlanır.
 

 

Apartheid rejimini resmettiği "Morluklar" şirinden şu dizeler, şairin yaşadığı gerginliği vermesi açısından anlamlı:

Beni bombayla yakaladıkları zamanı mı anlatmamı istersin?
Ah! Dün gibi hatırlıyorum—
Bazı şeyler daha iyiydi ötekilerden, kuşkusuz…
Sözgelimi, Maitland Polis Karakolunda beni ilk suçladıklarında 
Gözlüklerim yanımda değildi ve ne okuyabiliyor ne de yazabiliyordum,
Halkı zulme gark olurken orada olmaması gereken 
Yaşlı Çavuş Dolf,
Kendi gözlüklerini bana verdi, yüzünü benden öteye çevirerek,
Bu yüzden yaptığında bir şefkat, belki de utanma, görmedim.
Sonra düşündüm: Aman Allahım! Bunlar benim babamın eskiden kalma yuvarlak çelik çerçeveli gözlükleri olabilirdi!
Ancak beni yakalayıp, 'Hadi koş piç kurusu, koş ki bir köpek gibi vurayım seni!' diyen adama a
itti.
 

Amazwi.jpg
Fotoğraf: Amazwi South African Museum Liteterature

 

Tatamkhulu, "Gasp" adlı şiirinde şiddetin birey üzerindeki korkunç yüzünü gösterir:

Elleri omzumda,
yere yapıştırırken beni,
patlayan bir balon gibi
nefesimden hava saçıyor:
Dizlerimden tenimin soyulduğunu 
hissediyorum.
Ötekiler leoparlar gibi kızgın ve yırtıcı elleriyle
fırlıyorlar elimi kolumu bağlayarak.
Bıçağı ışıldıyor, parlak
şehrin ötesindeki
güzel yıldızlar kadar 
aptalca benim burada nahoş yere serilmem.


Şiddetin vahşi yüzüne işaret eden bu dizeler, polis devletin bireyler üzerindeki tahakkümünün sınırsız gücünü de gösteriyor. 

Tatamkhulu'nun baskıcı devlet sistemiyle yüzleşmesini yansıtan şiirler, kuşkusuz Güney Afrikalı diğer şairlerin etkisindedir.

Özellikle Dennis Brutus ve Breyten Breytenbach gibi şairlerin oluşturduğu ırkçılık karşıtlığı, daha çok zorba devlet mekanizmasının birey üzerindeki etkisini yansıtır.

Tatamkhulu, Apartheid rejimine karşı mücadelesinde "terörist" damgasıyla hapis yatmıştır. En önemli romanı da otobiyografik izler de taşıyan Masumlar'dır (The Innocents).
 

 

Tatamkhulu'nun bugün Güney Afrika anti-Apartheid edebiyatı içerisinde çok fazla anılmamasının en önemli nedeni de neredeyse hayatının büyük bölümünü rejim karşı bir aktivist olarak geçirmesidir. 

1990'lı yıllarda demokrasinin görünmeye başladığı dönemde yazması bir yüzleşmeyi gösterse de edebiyattaki gecikmişlik bir şekilde edebi kamuda görünmesini zorlaştırmıştır. 


Tatamkhulu'nun 'Masumlar' romanı Güney Afrika Müslümanlarının aktivist ruhunu taşıyor.

Adanmış, mümin bir bireyi temsil eden Yusuf, siyahların özgürlük mücadelesinde onların yanında yer alabilmek, askeri kanata kabul edilmek için çaba sarf eder.

Masumların katledilmesine karşı savaşan Yusuf dindardır. Ve dininin gereği gibi mücadele etmek zorundadır. 

Roman, Yusuf'un eşinden boşanmasıyla başlar. Eşi, siyahları "kafir" ve "değersiz" olarak gördüğü için onu anlayamaz.

Eşine, üç kez "boş ol" dedikten sonra evi terk eder. 

'Ancak nereye gidiyorsun? Ne yapacaksın?'

'Ben kendilerine ait olanı almaları için onlarla savaşmaya gidiyorum.'

'Ancak onlar kafirler! Kafirlerle ne işimiz olur?'

'Fakat insandırlar,' dedi gitmek için ayağa kalktığında, 'belki de bana sevgiyi verirler.'


Mailie ve Himma ile birlikte Cape Town'da zengin beyazların işlettiği mekanlara sabotaj düzenleyerek kendilerini kanıtlamak zorundaydılar.

Askeri kanadın lideri Maponya, onlara bir fırsat verir. Yeğeni Thandi onları sürekli gözetler ve amcasına rapor eder yaptıklarını. 

Thandi Yusuf'a yakınlaşmak ister, ancak Yusuf dindar olduğunu her defasında hatırlatarak mesafeyi korur. Yusuf sürekli nefsiyle çatışır, sahte plakayla suç işlemenin günah mı değil mi olduğunu içinde tartar hep. 

Korku, iç çatışma ve gerilim içinde dört arkadaş aynı zamanda birlikte giriştikleri bombalama eylemlerinde içlerindeki yakalanma korkusunu örtmeye çalışır hep. 

Thandi'nin askeri birliğe alınmaları için kendisine yardım edeceğini söylemesi üzerine, Yusuf çok sert tepki verir:

Ben bir Müslümanım ve inancım kadının yerinin evi olduğunu söyler, kendi grubuma bir kadını almam, sen ya da Maponya'nın ne dediğinin bir önemi yok!


Yusuf bu tarz tepkilerini kendi içinde de yaşar; bir yandan inancı diğer yandan mücadelenin gerektirdikleri. 

'Masumlar', bir özgürlük savaşçısının korku, kahramanlık ve ihanet duyguları etrafında yaşadığı gerilim atmosferini yansıtır. 

Tatamkhulu Afrika, özgün ve renkli kişiliğiyle Güney Afrika'da Nelson Mandela'nın çizdiği yolda mücadele eden bir savaşçı ve kalem işçisidir. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU