Yaş ayrımcılığı iş bulmayı zorlaştırıyor

Canan Duman Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Twitter

Yaşın genellikle işyerinde konuşulmayan ve kabul edilen bir "ayrımcılık" biçimi olduğunu biliyoruz.

Her ne kadar "yaş ayrımcılığı" daha yaşlı nesillerle ilişkilendirilse de ayrımcılık her yaştan insanın başına gelebiliyor. Genç ya da yaşlı herkes yaşlı ayrımcılığı yaşayabiliyor.                                                                                                                      

Gerek 50'li ve 60'lı yaşlarda olanlar gerek iş ilanlarında 30-35 yaş sınırına takılan çalışanlar için iş bulabilmek büyük bir sıkıntı haline geliyor.

Tecrübe, bilgi, birikim anlamında mesleğin zirvesinde ve henüz iş yapabilecek yaşlarda olan, emekli olmalarının önünde uzun bir zaman bulunan insanlar iş ilanlarındaki yaş sınırlamasına takılıyor.

Üstelik fiziksel ve zihinsel olarak hizmet etmeye hazır ve daha uzun yıllar çalışmaya istekli oldukları halde… Türkiye'de deneyimsiz oldukları için işe alınmayanların yanı sıra en verimli ve tecrübeli oldukları zamanlarda işsiz kalanların da sayısı artıyor. 

Henüz eğitimlerini tamamlamamış çocukları olanlar, birikimi veya emekli maaşı olmayanlar "Nasıl hayatta kalabilirim, 40 yaşına geldiğimde becerilerimiz mi kayboluyor" diye soruyorlar.

İnsanların sözü edilen bu yaşlarda çalışmaya ihtiyacı devam ediyor. Pandemide hem işyerinde hem de işe alım sürecinde yaş ayrımcılığının artışa geçtiği görülüyor.

Yaş sınırına takılacağı kaygısıyla memnuniyetsizliklerine rağmen işini değiştirmeyenlerin sayısı da artıyor.  


Küresel nüfus artışı yavaşlıyor ve dünya hızla yaşlanıyor. Türkiye de bu ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye, nüfusunun hızla azalmayacağı ancak doğum oranının giderek düşeceği yönünde uzmanlar görüş bildiriyor.

Nüfustaki azalma, işgücünü de azaltacağından ülke ekonomileri için ciddi bir sorun haline dönüşüyor. Şimdi genç yaşına rağmen çalışma hayatının dışına itilenlere nüfusun yaşlanmasıyla bakış açısının değişmesi olası görülüyor.  

İş ilanlarında yer alan yaş sınırı bir ayrımcılığa neden oluyor ve "uygulama etik mi" sorusunu beraberinde getiriyor.  


Dünyanın birçok ülkesinde "yaş ayrımcılığı" yasalarla engelleniyor. ABD, Avustralya, İrlanda, Birleşik Krallık'ta çalışanları yaş ayrımcılığına karşı koruyan yasalar bulunuyor.  

Avustralya "Yaş Ayrımcılığı Yasası" ile yaş temelinde hem genç hem de yaşlı çalışanlar için istihdamda ayrımcılığı yasaklıyor. İşe alım ve seçim süreçlerinde; eğitim, transfer ve terfi fırsatları ile ilgili kararlar alınırken yaş ayrımcılığına karşı çıkıyor.  

  • Yaşları nedeniyle diğer çalışanlara uymadıkları için bazı kişileri istihdam etmemeyi,
  • Hızlı bir şekilde başka bir işe geçecekleri varsayımı nedeniyle genç kimseleri çalıştırmamayı, 
  • '30 yaşın altındaysan, dinamik, genç bir ekibe dahil olmak istersen" gibi ifadelerle iş ilanı yayımlanmasını, 
  • Yaşı nedeniyle birini işten çıkarmayı veya emekli olmaya zorlamayı, bireyleri yaşı nedeniyle taciz etmeyi yasa çerçevesinde doğru bulmuyor.  


ABD'de İstihdamda Yaş Ayrımcılığı Yasası (ADEA) 1967'de yasalaştı ve 40 yaşın üzerindeki çalışanları koruyor. 

  • Yasa işverenlerin, çalışanları yaşlarına göre işe alma, işten çıkarma veya terfi etme kararları vermesini, 
  • Yaşı nedeniyle yaşlı bir çalışanı taciz etmeyi, 
  • Yaşlı çalışanlara sağlanan sosyal yardımları azaltmayı, diğer çalışanlara kıyasla farklı uygulamalar yapılmasını yasaklıyor. Kanun, 20 veya daha fazla çalışanı olan şirketler için geçerli.

İngiltere, İskoçya ve Galler'de işyerinde yaş ayrımcılığı 2010 Eşitlik Yasası uyarınca yasa dışı.

Bu sayede iş başvurusunda, işe alımda, eğitimde, terfide, işverenlerin ya da meslektaşların davranma şekillerinde, işten çıkarmada yaştan kaynaklı ayrımcılığa karşı koruma sağlanıyor.

Çalışanlar, işverenlerine karşı resmi bir şikâyette bulunabiliyor. Başarısız olurlarsa bir iş mahkemesine talepte bulunabiliyor. 


Türkiye'de de 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu "Eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağı" Madde 3'e göre;

  1. Herkes, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada eşittir.
     
  2. Bu Kanun kapsamında cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl, sağlık durumu, engellilik ve yaş temellerine dayalı ayrımcılık yasaktır.
     
  3. Ayrımcılık yasağının ihlali hâlinde, konuya ilişkin görev ve yetkisi bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ihlalin sona erdirilmesi, sonuçlarının giderilmesi, tekrarlanmasının önlenmesi, adli ve idari yoldan takibinin sağlanması amacıyla gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.
     
  4. Ayrımcılık yasağı bakımından sorumluluk altında olan gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri, yetki alanları içerisinde bulunan konular bakımından ayrımcılığın tespiti, ortadan kaldırılması ve eşitliğin sağlanması için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.

Ayrıca; ayrımcılık iddiasının ileri sürülemeyeceği hâller, Madde 7'nin birinci fıkrasında ve C bendinde şu açıklamayla yer buluyor;  

c. İşe kabul ve istihdam sürecinde, hizmetin zorunlulukları nedeniyle yaş sınırlarının belirlenmesi ve uygulanması, gereklilik ve amaçla orantılı olması şartıyla yaşa dayalı farklı muamele.

(https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6701.pdf) 


Yaş ayrımcılığı toplumumuzda çok yaygın. Temelinde bilinçsiz önyargılarımız yatıyor. Hepimizin önyargıları var. Onlarla mücadele etmenin bir yolu onları bilinçli kılmak.

Bu önyargılardan bazılarını asla ortadan kaldıramayacağız ama insanların bunun hakkında konuşmasını ve bu konuda bir şeyler yapmasını sağlayabiliriz.

Aksi takdirde insanların erken yaşlarda işlerinden olmalarına ve hayati hizmetlere erişimlerini kaybetmelerine seyirci kalacağız. 

Yaş ayrımcılığıyla mücadele etmek, yaşlı insanlara karşı tepeden bakan tutumlarla mücadele etmek anlamına geliyor. Yaş çeşitliliğine değer verme ve ayrımcılığı önlemek için adımlar atma sorumluluğu işverenlere ait.

İşletmelerin yalnızca küçük bir kısmı yaşlanan işgücü sorununu ciddiye alıyor. İşverenlerin yaşlanmayı kapsayıcı hale getirmek için stratejilerinin olması zorunlu hale geliyor. 

Yaşlı insanlara karşı tutumlarımızda kültürel bir değişim olması gerekiyor. Sonuçta, ömrümüz olursa hepimiz bir gün oraya varacağız!

Dolayısıyla hepimiz hayatımız boyunca yaşa bağlı ayrımcılıktan etkilenebileceğiz.  

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU