Ülkem yine Taliban'ın eline düştü, tüm dünyadan Afganlar çaresiz hissediyor

Onlarca yıl süren savaşın, yerinden edilmenin, acının ve yoksulluğun ardından Afganistan halkı rahat yüzü görmedi

Taliban liderlerinden Vahidullah Haşimi, Afganistan'da kadının rolünü İslami ulema şurasının belirleyeceğini söylemişti (AFP)

Afganistan'a en son 7 yaşındayken gittim. Amcamın beni şehirdeki en iyi hamburgerleri yedirmeye götürmesine dair canlı anılarım var. Garip bir benzin kokusuyla karışık taze ekmek kokusu anında evimde hissettirmişti. Vatanımı görme şansı bulduğumda sadece küçük bir kız çocuğuydum ve o zamandan beri ülkeme bir daha geri dönmedim.

Onlarca yıl süren savaşın, yerinden edilmenin, acının ve yoksulluğun ardından Afganistan halkı rahat yüzü görmedi. Dünya'nın Afganistan'ı sürekli savaş halinde bir ülke olarak görmesi, kitlelerin Afgan halkının çektiği ıstırap karşısında duyarsızlaşmasına neden oluyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Taliban son yıllarda daha hızlı büyüdü: Bir iktidar boşluğunu doldurdu, ülkeyi kasıp kavurdu ve kısa süre önce vilayetleri teker teker ele geçirdi. ABD Başkanı Joe Biden'in aniden ABD birliklerinin ülkeyi terk edeceğini açıklamasının ardından gerilim tırmanarak Afganistan'daki birçok kişi arasında infial yarattı. Fakat Biden kısa süre önce ABD birliklerini geri çekmekten pişmanlık duymadığını açıklığa kavuşturan bir açıklama yaptı: "Kendileri için savaşmaları gerekiyor." Bu, pek çok Afgan'ı öfkelendiren nahoş bir düşünceydi.

Taliban'ın ideolojileri ve aşırılık yanlısı görüşleri, geçmişte birçok eğitim kurumunun kapatılmasına, müziğin yasaklanmasına ve kadınların seslerinin ve temel haklarının beklenmedik şekilde bastırılmasına yol açtı. Taliban'ın yeniden dirilmesinin yarattığı dehşet ve öfke şimdi dünyanın dört bir yanındaki birçok kişi tarafından hissediliyor. Afgan Kadınları Ağı'nın yönetim kurulu üyesi Mahbooba Seraj, TRT World'e verdiği röportajda dünya liderlerini ağır biçimde suçladı: "Afganistan'a yaptıklarınızdan utanın [...] Bugün Afganistan'da yaşananlar ülkeyi 200 yıl geriye götürecek." Sözleri sosyal medyada ve Afgan diasporasında yankılanıyor.

Kabil'deki durum hakkında daha fazla ayrıntı öğrenmek için bir aile üyesine ulaştım. Sesindeki yorgunluğu hissedince, ailem ve arkadaşlarım Afganistan'daki kaosun ortasında çaresizken kendimi rahat içinde otururken bulmak karşısında ayrıcalıklı hissetmekten kendimi alamadım. Konuştuğum kişi "Evimin dışında yerinden edilmiş binden fazla aile, ülkenin dört bir yanından gelmiş insanlar var" dedi. "Geceleri ateş etmeye ve roket atmaya başlıyorlar. Burası epey gergin ama sorun değil."

"Sorun değil" sözleri aklımdan çıkmıyor, Afganistan halkının onlarca yıldır ne kadar sabırlı olduğunu ve böylesine baskılar altında bile ne kadar sabırlı kaldığını hatırlatıyor.

Afgan hükümetinin istikrarsızlığı, Taliban'a hevesle arzuladığı gücü sağladı. Ama asıl soru şu: Bundan geri dönebilecek miyiz? Taliban büyük vilayetleri ele geçirdi ve ben de dahil birçok kişiyi, gelişmekte olan korkutucu olayları izlerken dehşet içinde bıraktı.

Diaspora derin bir acı, ayrıcalık hissi ve kafa karışıklığı içinde. Şu soruyu sormadan edemiyoruz:

Peki şimdi ne olacak? Bu bizim ve Afganistan halkı için ne anlama geliyor?

Bu anlarda aklıma annem de geliyor, 1980'deki Sovyet işgali sırasında savaştan kaçmak için evini nasıl terk ettiğini ve onlarca yıl sonra tarihin tekerrür ettiğini nasıl da izlemek zorunda kaldığını düşünüyorum. "Ne zaman sona erecek?" diyen annemin sesi titriyordu. Bunlar artık cevaplarını bilmediğim sorular, Afganistan halkının cevap bulma umudunu yitirdiği sorular.

Hiç şüphe yok ki dünya, Afganistan halkını yüzüstü bıraktı.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU