Ortadoğu'da istikrar artık iklim değişikliğiyle mücadelemizin ciddiyetine bağlı

Düzenli enerji ve yeterli sudan yoksun olan ülkeler kıtlıklara, kuraklıklara ve bereketsiz mahsullere meyillidir ve bütün bunlar ayaklanmaları besler

İklim değişikliğiyle Ortadoğu'nun güvenliği birbiriyle yakından ilgili (NASA)

Suriye ve Yemen'deki korkunç çatışmaların ve devam eden nükleer güce sahip bir İran tehdidinin ötesinde, Ortadoğu ve dolayısıyla Batı'nın onunla kurduğu güvenlik ilişkisi de değişiyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Geçmişte bölgedeki baskın menfaatlerimiz terörle mücadele ve kazançlı silah anlaşmalarındaydı. ABD'nin İklim Değişikliği Özel Temsilcisi John Kerry'le Birleşik Krallık'ın (BK) Cop26 (Glasgow'da düzenlenecek BM iklim zirvesi -çn.) Başkanı Alok Sharma arasında yakın zamanda gerçekleşen toplantı, yeni ortak çıkarın iklim değişikliği ve özellikle de iklim değişikliğinin güvenlikle bağlantısı olduğunu gösterdi.

Hükümette hem enerji hem de savunma görevlerinde bulundum ve bu bağlantı benim için epey netlik kazandı. Düzenli enerji ve yeterli sudan yoksun olan ülkeler istikrarsızlığı ve ayaklanmaları besleyen kıtlıklara, kuraklıklara ve bereketsiz mahsullere meyilli oluyordu: İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin kendisi bu istikrarsızlığın temel itici güçlerinden biri haline geliyordu.

BK'nin benim yönetimimde yapılan 2015 stratejik savunma incelemesi bunu yeni ve büyüyen bir tehdit olarak kabul etmişti. Geçen ayki birleşik inceleme de net sıfır salıma doğru ilerlemeyi hızlandırmak ve küresel çapta iklim direnci oluşturmak için sürdürülebilir uluslararası işbirliği taahhüdünde bulundu.

Bu durumdan daha zengin ülkeler de etkileniyor. İkisi de ağırlıklı oranda hidrokarbon gelirlerine bağımlı Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi istikrarlı güvenlik ortakları, artık iklim değişikliğiyle mücadele eden ve daha yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişe yardımcı olan projeler geliştirmek için hızla harekete geçiyor. Bu kendini düşünmemek değil: Bu ülkelerin genç nüfuslarına kaliteli iş sağlayabilecek yeni beceriler gerektiren ve yüksek teknolojili endüstrilere ihtiyacı var. Güvenceli işler ve yeni, modern endüstriler Batı'nın itimat ettiği güvenlik işbirliklerinin korunmasına da yardımcı olacaktır.
 


Obama yönetiminde başkanın kendisine kadar mevkidaşlarım, iklim değişikliğinin Ortadoğu'nun istikrarı üzerindeki etkisinin ziyadesiyle bilincindeydi. Başkan Obama güvenlik kurumlarına gelecekteki doktrinlerin, planların ve stratejilerin tamamında ısınan bir gezegenin etkisini göz önünde bulundurma talimatı vermişti. Trump yıllarında verilen aranın ardından şimdi Biden yönetimi buna kaldığı yerden devam ediyor. Amerika'nın en güçlü güvenlik ortaklarından biri olarak kabul edilen bir ülkede son dakikada bu nitelikte bir yuvarlak masa toplantısı düzenlemek, Amerika'nın gelecekteki güvenlik gündeminde enerji ve iklimin oynayacağı artan role ince bir selam niteliğindedir.

John Kerry bu ayın başlarında BAE’de, Körfez ülkelerinin iklim değişikliğini ele alan bir toplantısına eş başkanlık ediyordu. Bu, Amerika'nın geleceğe yönelik gündeminin altını çizdi. Bölgedeki ortakları da öngörüyle cevap veriyor. BAE daha şimdiden bölgenin en iddialı salım azaltma planlarından birine sahip: 2030'a kadar yüzde 23'lük bir azalma. 5 yıl önce John Kerry için askeri bir teftiş düzenleyebilirlerdi. Bu kez Kerry'nin BAE'deki mevkidaşı Dr. Sultan el Cabir, Kerry'ye dünyanın en büyük güneş enerjisi santrali Noor Abu Dabi’yi gezdirdi.

Bölge genelinde petrol ağırlıklı diğer ekonomiler de BAE'nin izinden gidiyor. Güneş panellerine ve diğer yenilenebilir enerjilere yatırım askeri donanıma yatırım kadar önemli hale geliyor. Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkeler bu kış Glasgow'da yapılacak iklim değişikliği konferansının önde gelen katılımcıları olacak.

ABD her zaman Ortadoğu'nun istikrarı konusunda kararlı olmuştur. Elbette, İran'la Viyana'da gerçekleşen yeni nükleer anlaşma müzakereleri önemli. Fakat Biden yönetiminin üst düzey yetkililerinin Ortadoğu'daki ilk resmi görevlerinin sert güçle hiçbir ilgisinin olmaması çarpıcı. Bu Joe Biden, Kerry ve ekipleri için iklim değişikliği ve bölgesel güvenliğin madalyonun iki farklı yüzü olduğunu gösteriyor.

Michael Fallon, 2013'ten 2014'e kadar enerji bakanı ve 2014'ten 2017'ye kadar savunma bakanı olarak görev yapan Britanyalı bir siyasetçidir



https://www.independent.co.uk/climate-change/opinion

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU