Türkiye'nin Doğu-Batı eksenindeki yerini belirleme sürecinde diğer bazı kültürel davranışlar gibi Nevruz da bir ölçektir.
Türkiye devleti, kendini Doğuya ait saydığı zaman Nevruz'a sahip çıkmış, kendini Batı'ya ait saymaya başlamasıyla Nevruz'dan vazgeçerek dans kültürünü ülkeye getirmiştir.
Tanzimat Batıcıydı. Kurtuluş Savaşı Türkiye'si ise kendini Doğunun bir parçası saymıştır. Mütareke İstanbul'unda İstanbul'un "seçkin" çevrelerinde dans kültürü yayılırken Ankara'da Nevruz kutlamaları yapılıyordu.
Savaştan sonra Türkiye kendini yeniden Batı'ya ait saymış ve Nevruz kutlamalarından vazgeçerek Yakup Kadri'nin Ankara romanında tasvir ettiği gibi danslı bir "cemiyet" hayatı başlamıştır.
Halk arasında yaşayan Nevruz geleneklerine Kürt siyasi hareketi sahip çıkmış, bu durum devlet güçleriyle çatışmalarına neden olmuştu.
Devletin Kürtlerle "barışma" girişimlerinin olduğu dönemlerde devlet de (her halde içinden gelmeyerek) Nevruz'u kutlamaya başlamıştı.
Siyasi durumun oldukça gergin olduğu bu yılki Nevruz'da devletin tutumunun ne olacağını merak etmekte haksız sayılmayız.
Kurtuluş Savaşı yıllarında Ankara Hükümeti Nevruz gününe nasıl bakıyordu?
Kurtuluş Savaşı yıllarında hükümetin yarı resmi yayın organı Hâkimiyeti Milliye'nin 21 Mart 1922 tarihli 461. sayısında, birinci sayfada şu küçük haber yayımlanmıştır:
Yarınki Resmi Geçit: Yarın Nevruz münasebetiyle şehrimizde bulunan kıtaat Büyük Millet Meclisi önünde bir resmigeçit icra ettikten sonra şehri dolaşacaktır.
Bu resmigeçidin ve kutlamanın haberi ise aynı gazetenin 23 Mart 1922 Perşembe günkü 463. sayısında verilmektedir.
Metni aynen veriyorum. Yalnızca eskimiş bazı sözcüklerin bugünkü karşılıklarını ayraç içinde yazıyorum.
"RESMİGEÇİT BÜTÜN GÖĞÜSLERİ KABARTACAK DERECEDE MUNTAZAM OLMUŞTUR
Nevruz ananevi ve halkımızın riayet ettiği bir teferrüc (gam dağıtma, gezinti) ve sürur (sevinç) günüdür. O kadim anane ve âdete teban (uyarak) dün askerlerimiz daha sabahtan şehir içinde harekete başlamışlardı.
Badezzeval (Öğleden sonra) saat birde Meclis önündeki meydanlığa Darülmuallimîn (Erkek Öğretmen Okulu) binası yanlarına, Taşhan önüne, Millet Bahçesi'ne kadın erkek birçok halk toplanmaya başlamışlardı.
Saat üçte Meclis'te bütün mebusan ve vekiller toplanmış olduğu gibi hariçte de binlerce halk içtima etmişti. Uzaktan Karaoğlan Çarşısı cihetinden mızıkası işitilmeye başlanınca kahraman askerlerimizi görmek için halktaki heyecan arttı.
Meclis kapısının önünde bir polis müfrezesi iki tarafı ahzı mevki etmişti (tutmuştu).
Meclis azası Meclis bahçesinde ve balkonlarda bulunuyorlardı.
Bando gelerek karşıda durdu ve resmigeçide karşı terennüme devam ediyordu.
Sırasıyla atideki (aşağıdaki) kıtalar gayet muntazam elbise, teçhizat ve kahramanlara yakışan vaz (duruş) ve intizam ile Meclis'in ve halkın alkışları arasında geçti.
- Esbsüvar (atlı) zabitan ve bir süvari kıtası.
- Gök sancakla bir piyade kıtası.
- Al sancakla bir piyade kıtası.
- Sarı sancakla yine bir piyade kıtası.
- Al yeşil sancakla yine bir piyade kıtası.
- Sıhhiye kıtası levazımatı sıhhiye ile.
- Yeşil sancakla makineli tüfek kıtası.
- Milli elbise ile pek mükemmel ve mücehhez Giresun maiyet gönüllü bölükleri.
- Merkez Taburu ve diğer piyade kıtası.
- Mükemmel itfaiye kıyafeti ve levazımıyla itfaiye bölüğü
Resmigeçitten evvel kıtaatı askeriye kışlalarından hareketle Müdafaai Milliye Vekâleti'nde saat bir buçukta içtima etmişler ve Müdafaai Milliye Vekili Kâzım Paşa huzurunda resmigeçit yapmışlardır. 1
Askerlerimiz saat iki buçukta Müdafaai Milliye'den hareketle Koyun Pazarı'nı takiben Karaoğlan Çarşısı'ndan Meclis önüne gelmişler ve İstasyon'a giden caddeden hareketle kışlalarına dağılmışlardır.
(İkdam'daki haberin başlığı "Türklerin Kurtuluş Günü Ergenekon'un Ankara'da kutlanışı", Yenigün'ün 22 Mart tarihli sayısında Kütahya Mebusu Besim Atalay'ın "9-22 Mart: Ergenekon Türklerin Kurtuluş Günü" başlıklı bir yazısı da vardır, Yakup Kadri'nin İkdam'daki yazısının başlığı da Nevruz'dur. )
Sonuçlar:
- Kurtuluş Savaşı Ankara'sı geleneksel olarak kutlanan baharın gelişini hem Nevruz, hem Ergenekon Kurtuluş günü olarak kabul etmektedir.
- Hükümet askeri geçitlerle kutlayarak bu güne resmî bir mahiyet vermiştir. Böylece gelenekle resmiyeti birleştirmiştir.
- Nevruz'un renkleri olan yeşil, kırmızı ve sarı, askeri birliklerin sancaklarında yer almıştır.
- Nevruz 21 Mart değil, 22 Mart günü olarak kabul edilmektedir.
Türkiye'nin Doğu'ya mı, Batı'ya mı ait olduğu tartışmasına AKP iktidarı ile yeni bir rakip çıktı.
Bu akım Türkiye toplumunun Doğu'ya da Batı'ya da değil, Güney'e, yani Araplaşmış Sünni Müslüman toplumuna ait olduğunu bütün icraatıyla göstermeye çalışıyor.
1. Törende Mustafa Kemal Paşa'nın bulunmayış nedeni o sırada Akşehir'de olmasındandır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish