Feryal Özel… 10 Nisan'da dünyada ilk kez kara deliğin görüntülenmesini sağlayan 200 bilim insanı içinde tek Türk bilim insanı… Peki Feryal Özel kimdir, başarıyla sonuçlanan süreçte neler yaşadı, gençlere ne tavsiye ediyor? İbrahim Haskoloğlu Independent Türkçe için Feryal Özel ile konuştu ve en çok merak edilen soruları sordu…
" Biz dünyamızı merak eden, evrenimizi merak eden, maceracı ruhlu, araştırma ruhlu, keşif seven insanlarız"
Kara deliğin fotoğrafı ilk paylaşıldığında gelen sorulardan bazıları şu şekildeydi. 'Onlarca yıl bu fotoğraf için mi uğraştılar?' gibi sorular geldi. Bu süreci yaşayan biri olarak önemiyle ilgili ne söyleyebilirsiniz?
“Biz temel bilim adamıyız diyerek başlayayım. Biz dünyamızı merak eden, evrenimizi merak eden insanlarız. Mesela evren nasıl çalışıyor, gördüklerimiz; galaksiler, yıldızlar, kara delikler neden böyle? Onları anlamaya çalışan maceracı ruhlu, araştırma ruhlu, keşif seven insanlarız.
Dolayısıyla, bizi motive eden şey en başta bu. Onun da ötesinde, bu tür bilimsel araştırmalar yaparken bir sürü teknolojik zorlukları yeniyoruz. Yeni şeyler, yeni fizik teorileri, anlayışımızı geliştiriyoruz. Çok basit bir örnek vereyim; Hepimizin elinde olan cep telefonu değil mi? GPS var, cep telefonunda yolumuzu bulmak için kullanıyoruz. Gittikçe artan sayıda insan var artık harita marita okumuyor onunla yola çıkıyor. Einstein'ın “Relativity Teorisi” (izafiyet) olmadan GPS'nin çalışmayacağını biliyor mu acaba vatandaşlarımız? Bilmiyor. Dersiniz ki ne kadar abstract (kuramsal) bir teori? Yerçekimi böyle çalışıyormuş ne önemi var? Ama bu tür çalışmaların bir şekilde hayatımızı da etkileyen birçok sonucu oluyor. Biz verileri kaydetme hızını geliştirdik, dünya çapında veri paylaşma hızını geliştirdik. Başka hiçbir şey olmasa bile bilimsel araştırma için yola çıkıp ondan sonra başka bir sürü şey de yapıyor insan.”
Bu gördüğümüz sadece bir fotoğraftan ibaret değil öyle mi? Bu konudan çok uzak olan insanlar için soruyorum bu soruyu.
“Evet, dediğim gibi uzayı anlamaya çalışıyoruz ama bir teleskop yeterli olmadığında ‘Dünyanın çeşitli yerlerindeki teleskopları nasıl birbirine bağlarız?’ diye yola çıkıp bunu geliştirdik. ‘Nasıl bu kadar hızlı veri kaydederiz?’ diye sorduk ve onu da geliştirdik. Bilgisayarda yaptığımız çalışmaları geliştirdik. Aynı anlayışı başka şeylere de kullanabiliyoruz. Sonuç olarak evrendeki en garip şey diyebileceğimiz kara deliklerde de 'Gerçekten böyleymiş' noktasına varabildik.”
Çalışmanıza büyük bir yatırım oldu ve sonunda bu başarıyı elde ettiniz. Peki süreçte üstünüzde baskı hissediyor muydunuz?
“Evet, evet çok.”
"Uykusuz çok gecem oldu, bu kadar insanın emeği var, bu kadar teknolojik gelişme var. ‘Ya başarılı olamazsak ya söylediğimizden, vardığımız sonuçtan emin olamazsak’ stresi çok büyük."
O süreci, hislerinizi anlatır mısınız?
“Tabii ki uykusuz çok gecem oldu diyebilirim. En basitinden onu söyleyeyim. Birincisi dediğiniz gibi bu kadar kaynak kullanılıyor, bu kadar insanın emeği var, bu kadar teknolojik gelişme var. ‘Ya başarılı olamazsak ya söylediğimizden, vardığımız sonuçtan emin olamazsak’ stresi çok büyük. En yüksek kalitede şeyleri, hem kendi bilim camiamıza hem de insanlığa sunmaya çalışıyoruz. Onun stresi büyük. Ayrıca bu tür projeyi hayata geçirmek için 200'den fazla kişi vardı ekipte. 2019 itibariyle 200'den fazla kişi bazıları Japonya'da bazıları Avrupa'da, ben Arizona'dayım. Düşünün bir toplantı yapacağız İnternet üzerinden. Hangi saatte? Ya benim için gece yarısı oluyor, ya Japonya'daki arkadaş için sabahın 3'ü oluyor, ya Avrupa'daki arkadaş için uygun olmayan saatler oluyor. O tür zorluklar da oldu. Bu da bir stres kaynağı. Çok şükür bitirdik diyeyim.”
"Maceraya Türkiye'den başladım, temel eğitimimin çok katkısı oldu, çocukluktan beri sevdiğim bir şey bu. Eğitimi orada aldım ama bu son nokta da değil, başka hedeflerim de var."
Sizin maceranız Türkiye'den başlıyor ve bu röportajı Türkçe yapabiliyor olmak bile gurur verici aslında. Bir hayalinizi gerçekleştirdiniz ve geleceğe iz bıraktınız. Bu başarıdan sonra ne hissettiniz?
“Bilim insanı olarak böyle bir iz bırakabilmek gerçekten harika bir his ama bu son nokta da değil, başka hedeflerim de var, hedeflerimiz de var. Dediğiniz gibi benim maceram Türkiye'de başlamış bir macera. Çocukluktan beri sevdiğim bir şey bu. Eğitimi orada aldım, temel eğitimin çok katkısı oldu. Devam edeceğim yola. Şu anda tabii ki mutluyuz. Grup olarak ve elde ettiğimiz sonucu şu anda değerlendirmek istiyoruz ama hemen ben açıkçası söyleyeyim birkaç gün sonra bunları unutup şimdi tamam bundan sonra ne vara başlayacağız.”
"Başarıya giden yolda yılmayın. Kesinlikle zorluklar oluyor. İnişler çıkışlar oluyor. Dönüp baktığımda benim önümü kesmeye çalışan insanlar da olmuş, mesela bir kadın olarak fizikçi olduğum için zorluklar yaşamışlığım da oldu"
Kendi hayat hikayenizde çeşitli zorluklar yaşamışsınızdır. Başarıya giden yolda yaşadığınız zorlukları ve fedakarlıkları anlatabilir misiniz?
“Tabii. Birinci söyleyeceğim şey başarıya giden yolda yılmayın. Kesinlikle zorluklar oluyor. İnişler çıkışlar oluyor. İnsanın ya azminin azaldığı dönemler ya da çevreden gelen tepkilerin birazcık hayal kırıklığı yarattığı dönemler oluyor. Öncelikle yılmamak lazım. Benim geçmişime baktığımda; bu tür dönemlerden bazılarını, olayın içindeyken resmen bir kenara itmişim. Şu an dönüp baktığımda benim önümü kesmeye çalışan insanlar da olmuş, bir kadın olarak fizikçi olduğum için zorluklar yaşamışlığım da olmuş ama içinden geçerken bazı şeyleri resmen kafamın bir kenarına itmişim. ‘Önemli değil bir şey olmaz’ diye devam etmişim. Bazı şeyler tabii ki daha derinden etkiledi. Öyle kenara iterek olmadı. Hatta bu çalışmanın son dönemlerinde bile.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Diyeceksiniz ki ‘artık bir yerde profesör olmuşsun, projelerin başındasın, şu anda da etkiliyor mu?’ etkiliyor. Şu anda da etkiliyor. Olay kadro olayı değil, olay başarı olayı değil her noktada zorluklar oluyor. Bu teknik zorluk da olabiliyor insanlar arasındaki zorluk da olabiliyor. Ben çevremdeki ağımdan yararlandım o tür durumlarda. 'Acaba geri çekilsem mi?' dediğimde güvendiğim arkadaşlarıma veya kariyerinin farklı bir noktasındaki insanlara gidip 'Ne yapayım?' diye sordum. Güvendiğiniz insanlardan öğüt almak da güzel. Sizi gerçekten ileriye itmek isteyen insanlardan.”
Türkiye'de Uzay Ajansı çalışmaları devam ediyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz ve takip ediyor musunuz?
“Çok yakından takip etmiyorum ama çalışmaların devam ettiğinin bilincindeyim. Umarım olur, umarım Türkiye'nin de bir uzay ajansı olur. Umarım bizim de hem bilim hem teknolojiye önderlik edebileceğimiz durumlar yaratılır. Birçok ülkenin şu an uzay ajansı var. Türkiye'nin nüfus olarak, ekonomi olarak, teknolojik gelişme olarak da o ülkelerden biri olabileceğini düşünüyorum.”
"Herkes aynı şeylerden zevk almak zorunda değil. Ama yüzeysel ve basit kalmayın, derine inin. Tırnaklarınızı geçirip ‘ben şunu yapmak istiyorum' deyin"
Kendini geliştiren ve kendini bir şeylere adayan insanlar ve gençler var. Bu soruyu onlar için sormak istiyorum. Onlara ne söylemek istersiniz, tavsiyeleriniz neler? Kendi çocuklarınıza vereceğiniz tavsiyeler gibi.
“Benim de iki çocuğum var. Şu anda birisi 15 yaşında, hatta dün bastı 15 yaşına… Onlara da söylediğim; merak ettiği şeyleri takip etsinler. İnsanın böyle bir yönü var, içten gelen bir merakı var. Herkes aynı kalıba uymak zorunda değil, herkes aynı tür öğrenci olmak zorunda değil, herkes aynı şeylerden zevk almak zorunda değil. Ama yüzeysel ve basit kalmayın, derine inin. Tırnaklarınızı geçirip ‘ben şunu yapmak istiyorum, ben şunu anlamak istiyorum, şu konuda başarılı olmak istiyorum’ deyin. Aşk, futbol vs. tabii ki bunlar keyifli şeyler. Hayatın bir parçası ama biraz daha ‘hayatıma ne yön verebilirim, ne başarabilirim?’ türünde düşünüp, daha uzun vadeli de plan yapsınlar.”
Röportajlarınızı dinlediğimde 3. sınıfta fiziğe merakınızın olduğunuzu söylemiştiniz. Küçüklüğünüzden beri iz bırakacağım gibi bir düşünceye sahip miydiniz?
“Hayır. İlk başlamam kesinlikle ‘benim de ismim şöyle olsun’ değildi. Gerçekten ben ‘maddenin alt yapısı ne?’ gibi meraktan başlayan bir şeydi. Ve o merak gittikçe büyüdü. Merak olarak kaldığında yetmiyor tabii ki eğitim de gerekiyor. Katkıda bulunabilmek için gerekli öğleleri de edinmesi gerekiyor insanın. Zaman içinde ikisi böyle el ele gitti ve daha ileriki bir noktada ‘evet, başka kimsenin yapmadığı bir şeyi ben yapabilirim’ düşüncesi gelişti.”
Farklı projelerim var demiştiniz. Gelecek projeleriniz neler?
“Zamanımın neredeyse tümünü alan iki proje var. Birisi bu uzay ufku teleskopu; deliklerin görüntülenmesi. Bu proje dünya üzerindeki teleskoplar üzerinden yürüyor. Bir de NASA projem var benim. Amerikan Uzay Ajansının NASA'nın yürüttüğü bir proje bu; ‘Bundan sonraki uzay teleskopları ne olmalı?’ diye bir grup insana görev verdi NASA. Ben de ‘X ışını teleskopu’ konusundaki projenin lideriyim. Evrene farklı bakışlar. NASA'nın istediği şu anda mesela; ‘sadece çevremizdeki kara delikleri, galaksileri değil, bu ilk oluşumları nasıl anlarız?’ Bunun üzerinde çalışıyorum. Enerjimi bir süre daha buna yönlendireceğim. Bu NASA'nın projesi ama onun dışında daha ufak çapta aklımı kurcalayan merak ettiğim yapmak isteğim şeyler de var.
© The Independentturkish