Uzayın derinliklerindeki süper kütleli kara delikler ilk kez evrenin genişlemesini ölçmekte kullanıldı.

Bunun sonucunda gök bilimciler evrenin tahmin edilenden daha hızlı genişlediğini keşfetti. Bu yeni keşif ile birlikte evreni anlamak için yepyeni bir kurallar dizisi ihtiyacı ortaya çıktı.

Evrenin genişleme oranı Hubble sabiti olarak biliniyor. Bu isim, ünlü uzay teleskobuna da ismini veren Amerikalı gök bilimciden geliyor. Bu oran saptanması zor bir değer çünkü Büyük Patlama’dan bu yana evren gittikçe büyürken oran gök bilimcilerin nereye baktığı ve nasıl ölçtüğüne bağlı olarak çeşitlilik gösteriyor.

Nature Astronomy dergisinde yayınlanan yeni bir araştırma kapsamında bilim insanları uzak galaksilerin merkezinde bulunan kara delikleri, büyümenin hızını ölçmek için referans noktası olarak kullandı. Bu gök cisimleri sürekli olarak radyasyon yaydı ve onları evrendeki en parlak noktaların arasına yerleştirdi.

Durham Üniversitesi’nden Dr. Elisabeta Lusso araştırmayla ilgili olarak şunları söyledi:

“Kara delikler evrenin en ışık yaymakta ısrarcı kaynaklarıdır ve evrenin genişleme oranını çok erken zamanlarda ölçmemize imkân verirler.”

Evren genişlerken ve kara delikler birbirlerinden uzaklaşırken, bin 600 süper kütleli kara delikten toplanan veriler kullanıldı ve bilim insanları bu genişlemenin oranını kayıt altına alabildi.

Daha önceki çalışmalarda evrenin büyüklüğünü ölçmek için patlayan süpernovalar tarafından üretilen ışık kullanılmıştı. Ancak bu tür bir ölçüm zaman içinde yalnızca belirli bir yere kadar geri gidebilirdi. Işık yayan kara delikler, Dr. Lusso ve meslektaşı Dr. Guido Risaliti’ye daha da geriye dikkatle bakabilme imkânı verdi ve evrenin erken dönemdeki genişlemesiyle ilgili daha net bir resim çizdi.

Kaydettikleri tutarsızlık daha önce Avrupa Uzay Ajansı ve NASA tarafından elde edilen çelişkili sonuçlarla uygunluk gösterdi.

Bu sonuçlar evrenin erken dönemdeki genişlemesinin, evrenin yaşını, tarihini ve kapsamını tanımlayan evren bilimin standart modelinin tahmin ettiğinden farklı olduğunu ileri sürüyor.

Dr. Lusso’ya göre bunun bir açıklaması, karanlık enerji olarak bilinen gizemli kuvvet olabilir. Karanlık enerji, evrenin çoğunu işgal ettiği ve enerjisinin çoğunu oluşturduğu düşünülen teorik bir yapı olarak tanımlanıyor. Dr. Lusso “Yeni fizik kanunları keşfetmemiz gerekebilir. Örneğin karanlık enerjinin potansiyel özelliklerini yeniden düşünebiliriz” diye konuştu.

Floransa Üniversitesi’nden Dr. Risalti bu karanlık enerji zaman geçtikçe artan bir yoğunlukta gitgide gelişiyorsa, bu durumun, bulguları için bir açıklama olabileceğine dikkati çekti. Risalti “Ancak bu teorisyenlerin önerdiği, yeni fizik kanunları da dahil birçok modelden sadece birisi. Tek bir çözüm bulmak için daha çok çalışmak gerekiyor” diye belirtti.

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/science

Independent Türkçe için çeviren: Sezin Bala