Amerika'nın koronavirüse karşı aşı yarışını kazanmasının tehlikeleri

Bu, sorumlu ya da merhametli bir sağlık hizmeti sistemi değil

Dünya genelinde ülkeler ve şirketler koronavirüse karşı aşı üretmek için yarışıyor (AP)

Koronavirüse çare bulma yarışı söz konusu olduğunda hepimizin biraz temkinli bir iyimserlik taşıması için ortada yeni bir sebep var. Ne yazık ki "zengin adam hastalığı" olarak adlandırılabilecek küresel boyuttaki bu hastalığın yoksullar için idam cezasının kapıya dayandığı anlamına geldiğini bilen Amerika'daki bizlerin korkmasını gerektiren yeni bir sebep daha var.

Tıbbi bir dönüm noktasının eşiğinde olabileceğimizi gösteren mütevazı ama aynı zamanda anlamlı işaretlerin bir sonucu olarak, aşıyı ilk olarak daha adil bir sağlık sistemine sahip bir ülkenin bulmasını desteklemenin kolektif çıkarımıza uygun olup olmadığını ciddi şekilde sorgulamamız gerekiyor.

Burada insanlar üzerinde test edilecek ilk koronavirüs aşısının görünüşe bakılırsa büyük başarı sinyalleri taşıdığını söyleyen üretici Moderna firmasından gelen haberleri tamamen takmadığım anlamına gelmiyor bu. İlk bulgulara göre, 18-55 yaş arası sağlıklı 8 gönüllü üzerinde yapılan testlerde aşının güvenilir olduğu ve virüse karşı bağışıklık tepkisi uyandırabildiği gözlemlendi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Pek tabi aşının en nihayetinde güvenli olduğu kanıtlansa bile bunun Amerika'da büyük çapta ulaşılabilir olmasından çok ama çok uzak bir noktada bulunuyoruz. Yapılacak daha çok test var, 8 gönüllü hiçbir surette yeterli değil. Dahası her şey fevkalade gitse bile 300 milyonu aşkın Amerikan nüfusuna geniş çapta yetecek kadar aşının üretimi zaman alacak.

Bununla beraber haberler Wall Street'i canlandırdı, gelen iyi haberlerin ardından Moderna'nın hisseleri hızla yükseldi. Onlarca şirket ve üniversitenin kendi aşıları üzerinde çalışıyor olması yatırımcıları ve dünyayı daha da heyecanlandırıyor. Halihazırda bunlardan birçoğu, insan adaylar üzerinde olası aşı testlerini sürdürüyor: Pfizer ve Alman ortağı BioNTech, Çin şirketi CanSino, AstraZeneca'yla beraber Oxford Üniversitesi ve diğerleri.

Amerikalı kardeşlerimi küçümsemek istemem ama her ne kadar Boris Johnson hayranı olmasam ve kahvaltıda fasulye yemesem de aşıyı ilk onların bulması için Oxford Üniversitesi'ndeki iyi insanların karşısında şapka çıkarıyorum. Amerikalı kardeşlerimi seviyorum ama sağlık sistemimizden nefret ediyorum. Sistemi seviyor gibi görünenler de sadece ondan istifade edenler oluyor.

Beni ve Amerikan sağlık sistemi hakkında bilgi sahibi diğer insanları rahatsız eden şey, Amerikan sağlık sisteminin pek öyle bir sağlık sistemi değil de bir sağlık sigortası endüstrisi olduğunu biliyor oluşumuz. Sağlık hizmetinin kar güdümlü olmaması gerekiyor ve bu durum koronavirüs kaynaklı ölümlerin üçte birini Amerikalıların oluşturmasına neden olan faktörlerden birini teşkil eden beceriksiz sağlık hizmetine yol açıyor. Üstelik bu ülkenin sağlık hizmetini karşılayacak maddi gücü olmayanları seri biçimde ölüme terk edeceğini biliyoruz.

Amerikan sağlık sistemi bu insanları ölüme terk edecek biçimde tasarlandığı için şu an çok sayıda kişi yok yere yaşamını yitiriyor. Bırakın ilaç endüstrisini, sağlık sistemimizin herhangi bir tarafının doğru şeyi yaptığına neden güveneyim?
 


Hayır, mutlakçı bir insan değilim, şirketlerin hepsini ya da onların ürettiği ilaçları şeytanlaştırmayacağım ama erişimin nasıl işlediğine dair biz de kendimizi kandırmayalım. Ben birçok yoksul siyahi ve Latin kökenli eşcinsel erkeğin temas öncesi korunma tedavisinin aşırı pahalılığı sebebiyle yaşamını yitirdiği gerçeğinin pekala farkında olan siyahi bir geyim.

Bu ülke, kişisel sorumluluklarından çok daha büyük bir baskı altında kalmalarıyla ilgili nedenlerden ötürü koronavirüs kaynaklı ölümlerin çok büyük kısmını oluşturan siyahi insanlara da aynısını yapacak. Bir Amerikan ilaç şirketinin bundan daha iyisini yapabileceğine inanmak isterdim ama böyle bir ekonomi ya da iklimde enayi olamam. Sadece maddi gücü yetebilenler için değil, herkes için işleyen bir sağlık hizmetine sahip halkları desteklemek zorundayım.

Bu hastalık bize daha hayırsever ve merhametli olmayı öğretmeli. Benim açımdan koronavirüs aşısı yarışında ahlak, ülkeden önce geliyor. Amerika'ya dair tarih derslerinde anlatılan tüm o masallardan aklımda kaldığına göre olmamız gereken de zaten böyle bir şey.

 

 

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU