Gazze'nin ilhakı söz konusu

Esedullah Oğuz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Enas Rami/AP

20 Ocak'ta başlayan 4 yıllık ikinci Donald Trump iktidarında dünyayı büyük bir tehlike bekliyor.

ABD'nin eski ve yeni başkanı Trump sadece hasımlarını değil, müttefiklerini de tehdit ediyor.

Doğrudan tehdit altında olan müttefikler arasında Kanada, Danimarka, Meksika ve Panama var.

Trump bu ülkelerden ya toprak talep ediyor ya da Kanada örneğinde olduğu gibi tümden ilhak etmek istiyor. 

2 milyarlık İslam dünyası için en büyük tehlike ise, Gazze'nin İsrail tarafından ihlak edilme ihtimali.

Zaten Trump, Mısır ve Ürdün'e, "Gazze'de hayatta kalan az sayıda Filistinliyi alma" çağrısında bulunarak bu konudaki niyetini açıkça ortaya koymuş oldu.

Gazze'nin son sakinlerinin gönderilmesinden sonra yapılacak olan şu:

Bölge İsrail'in kontrolüne verilecek ve oraya yapılacak yeni yerleşim birimlerine dünyanın dört bir yanından toplanan Yahudi göçmenler yerleştirilecek.

Böylece İsrail haritasındaki bulmaca hanelerinden biri daha doldurulmuş olacak.

Sonra sıra Batı Şeria'ya gelecek. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Hatırlayın, Trump ilk iktidarı sırasında da bölgeyi İsrail'e adeta peşkeş çekmişti.

Kudüs'ü İsrail'in başkenti kabul edip, Amerikan elçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşımış, ardından da 40 yılı aşkın bir süredir işgal altında olan Golan Tepeleri'ni İsrail'in toprağı saymıştı.

Buna İslam dünyasından gözle görülür, elle tutulur hiçbir somut tepki gelmemişti.

Aksine, Trump Arap çadırında elinde kılıçla Suudi kralı ile kol kola girerek halay çekmişti. 

Peki, bu kez de İsrail, Gazze'yi ilhak ettikten sonra aynı manzaranın yaşanmayacağı ne malum?

Gazze halkı, bu toprak parçası için çok büyük bir bedel ödedi.

Tamamı masum sivillerden ve önemli bir kısmı kadın ve çocuklardan ve bebeklerden oluşan 47 bin insan, dünyanın gözü önünde yaşanan bir katliamla Gazze için hayatını ortaya koydu.

Tek amaçları, Gazze'nin özgür kalması ve Yahudi çizmesinin bu topraklara değmemesiydi. 

İslam dünyası olarak şimdi bu 47 bin insana ve geride kalan yüz binlerce kişiye bir vicdan ve namus borcumuz, görevimiz var.

O da ne pahasına olursa olsun, İsrail'in Gazze'yi yutmasına engel olmak. 

İslam dünyası, Trump'ın birinci iktidarı sırasında Filistin ve Arap topraklarını babasının malı gibi İsrail'e peşkeş çekmesine güçlü bir tepki gösterseydi, büyük ihtimalle Gazze soykırımı yaşanmayacaktı.

Holokost'u gölgede bırakan Gazze soykırımına ses çıkarmayan İslam dünyası, bu kez Gazze'nin tamamını kaybetmek üzere. 

Trump'ın niyeti belli; allem edip kallem edip bir şekilde İsrail'in Gazze'yi ilhak etmesini sağlamak.

Öyleyse, İslam coğrafyasının belli başlı ülkeleri bir araya gelerek en kötü senaryolara ve ihtimallere karşı önlem almak zorunda.

Almadıkları takdirde er veya geç sıra mutlaka kendilerine de gelecektir.

Ama o zaman iş işten geçmiş olacaktır. 

"Dünyanın gözü önünde yaşanan vahşi bir katliama karşı bile somut bir eylem ortaya koyamayan İslam dünyasından bir şey beklemek, abesle iştigal değil mi" diyorsanız siz de haklısınız. 

Ama insan yine de umutlanmak istiyor.

Zira "zararından neresinden dönsek, kârdır." 
 


İslam dünyasının düşünmesi gereken şu:

Dünyanın tek süper gücü olarak duran ABD şu an belki de son anlarını yaşıyor.

Şöyle ki, Rusya ve Çin, şu an için ABD'nin en büyük iki hasmı.

Avrupa, Kanada ve Meksika da ABD tarafından tehdit edildiği için Washington'dan yüz çevirebilir.

Bu durumda ABD dünyada yalnız kalacak, dışlanacak ve müttefikleri tarafından bile terk edildiği için, hem siyasi hem de ekonomik olarak çöküşe geçecektir. 

Trump'ın AB'yi tehdit etmesi, eninde sonunda ABD'nin Avrupa'dan kovulmasını beraberinde getirecektir.

Tek yapılması gereken, AB'nin Rusya ile bir şekilde anlaşarak Ukrayna'daki savaşı sona erdirmesi.

Avrupa'da barış sağlandığı takdirde ABD'ye ve NATO'ya ihtiyaç kalmayacak ve dünya ABD'siz rahat bir nefes alacaktır. 


Müslümanların anlaması gereken bir başka husus da şu:

Batı'nın tek anladığı dil güç.

Öyleyse bir an önce onu ürkütecek, caydırıcı bir güce sahip olmak gerek.  

İran, Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistan gibi belli başlı İslam ülkeleri nükleer silaha sahip olmalı, hem de zaman kaybetmeden.  

Zira Batı'yı durduracak tek güç, bu. 

"Her şerde bir hayır vardır" diye bir söz var.

Afganistan'ın işgali Sovyetlerin sonunu getirmişti.

Gazze'deki felaket de ABD'nin sonunu getirebilir.

Dünyadan dışlanan, müttefiklerini kaybeden ABD, günün birinde 15 parçalaya bölünen Sovyet imparatorluğu gibi, 50 parçaya bölünebilir.

O zaman da dünya rahat bir nefes alır. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU