Suriye'deki rejim değişikliği sonrası Rusya'nın Afrika'daki yeni stratejileri

Sare Şanlı Independent Türkçe için yazdı

Suriye'de 61 yıllık Baas rejiminin sona ermesiyle yeni bir sayfa açılıyor.

Yönetimin değişmesi hem Ortadoğu hem de tüm dünyayı ilgilendirecek kadar önemli bir gelişme. 

2015'ten bu yana savaşa dahil olan ve diktatör Esad rejimini destekleyen Rusya bölgede etkinliğini yitirirdi.

Suriye'deki askeri üslerinin durumu, Rusya'nın tüm Ortadoğu ve Afrika siyasetini derinden etkileyecek.

Rusya'nın Suriye'de iki üssü bulunuyor: Sovyetler Birliği'nden miras kalan Akdeniz'deki Tartus deniz üssü (Rusya'nın yurtdışındaki tek resmi deniz üssü) ve 2015'ten bu yana Hmeymim'deki askerî hava üssü.

Her iki üs de Rusya'nın Ortadoğu ve Afrika'daki operasyonları için son derece önemli. 

Rusya, Hmeymim hava üssünü, yakın zamanda yaşadığı darbelerle birlikte Batı'dan uzaklaşarak Moskova'ya yaklaşan Mali, Burkina Faso ve Nijer gibi ülkelere personel ve askeri malzeme göndermek için kullanıyor.

Rusya bu üs sayesinde Orta Afrika Cumhuriyeti ve Sudan gibi ülkelerde de yoğun faaliyet gösteriyor.


Rusya üslerden çekilirse

Bazı raporlar Moskova'nın bir kısım askeri teçhizatını Batı Suriye'den çektiğini gösterdi. 

Rusya'nın üslerden tamamen çekileceğini söyleyen uzmanların yanı sıra, Moskova'nın bu üsleri muhafaza etmek için yeni yönetim ile anlaşmaya varacağını düşünenler de var. 

Rusya'nın şu an çok sayıda zırhlı aracı, helikopteri ve binlerce askeri bölgeden tahliye etmesi hayli maliyetli görünüyor.

Rusya'nın bölgeden çekilmek yerine yeni yönetimle uzlaşma sağlamak için çabalaması daha olası bir senaryo gibi duruyor. 

Rusya'yı "önemli" bir ülke olarak tanımlayan Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera'nın, "Rusya'nın ülkemizle ilişkilerini zedeleyecek şekilde Suriye'den çıkmasını istemiyoruz" ifadeleri de bu senaryoyu destekler nitelikte.

Ancak Rusya Suriye'deki üsleri korusa bile yeni rotalara yatırım yapması gerekiyor.

Zira Suriye'deki üslerde hareket kabiliyetinin eskisi gibi olmayacağı düşünülüyor.

Ukrayna'daki devam eden operasyonlar nedeniyle kaynakları giderek daha da azalan Rusya için Afrika'daki faaliyetleri sürdürmesi son derece elzem.

Rusya'nın Afrika'daki operasyonlarının asıl amacı kıtanın doğal kaynaklarına ulaşarak daha hızlı ve kolay gelir elde etmek.


Yeni rota neresi?

Rusya'nın yeni rotası için iki ülkeden bahsediliyor: Sudan ve Libya

Kuzey Sudan'da bir askeri üs inşa etmek için uzun yıllardır uğraşan Rusya, Sudan'daki savaşta hem Hızlı Destek Güçleri'ne (HDK) hem de Sudan ordusuna silah tedarik ederek savaşı körüklüyor ve ikili oynuyor.

Wagner'in bölgede milyarlarca dolar değerinde altın kaçakçılığına karıştığı biliniyor. 

Kaddafi'nin 2011'de devrilmesinden sonra oluşan kaostan faydalanan Rusya Bingazi'nin doğusunda el-Kadim üssünü ve Libya'nın Akdeniz kıyısına yakın el-Cufra tesisini kurdu.

Bu tesisler Sudan ve Mali'deki operasyonlar için hizmet verdi.

Moskova yönetimi yıllardır askeri ve ekonomik olarak yerleşmek için çaba gösterdiği Libya'da nüfuzunu artırdı.

Geniş petrol kaynaklarına sahip olan Libya'da ham petrolü rafine edecek bir sistem bulunmuyor.

Bu nedenle son yıllarda Rusya'dan büyük miktarlarda yakıt tedarik ediyor.

Rusya'nın ülkedeki yönetim boşluğundan yararlanarak Libya'nın petrol ve altın rezervlerinden büyük çıkar sağladığı biliniyor. 

Libya, Afrika'da Rus askeri varlığının bulunduğu ve Rus kargo uçaklarının yakıt ikmali yapmadan Rusya'dan doğrudan ulaşabildiği tek ülke konumunda. 

Rusya General Hafter'e destek veriyor.

Ayrıca, Libya'da Türkiye'nin varlığı gün geçtikçe artıyor.

Türkiye Libya'da resmi yönetimi destekliyor, ancak Hafter ile de ilişkileri normalleştirerek ülkede istikrarın sağlanmasını arzuluyor.

Rusya'nın Libya'daki planları için Türkiye'nin konumunu göz önüne alması gerekiyor. 

Libya kaynaklarına göre Moskova, Çad ve Sudan sınırındaki Maaten al Sarra üssüne asker ve ekipman göndermeye başladı.


Rusya'nın Afrika'daki askeri varlığına genel bir bakış

Rusya'nın kıtadaki asıl varlığı rakiplerinin yaptığı gibi ekonomik yatırımlar, altyapı ve ticaret ile değil, askeri destek ve silah tedariki ile güçleniyor.

Bugün Afrika ordularında SSCB ve Rusya tarafından eğitilmiş çok sayıda uzman var. 

Rusya, başta Kuzey Afrika ülkeleri olmak üzere, 20'den fazla Afrika ülkesine silah tedarik ediyor. 40'tan fazla ülke ile askeri ve teknik iş birliği yürütüyor. 

Rusya'nın paralı askerlerinden oluşan Afrika Kolordusu (eski adıyla Wagner) bazı doğal kaynakları (madenleri) çıkarma hakkına karşılık Afrika ülkelerindeki yöneticilere güvenlik ve siyasi danışmanlık hizmetleri veriyor.

Paralı askerler Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Sudan, Libya, Madagaskar, Angola, Gine, Gine-Bissau, Mozambik, Zimbabve, Mali, Burkina Faso ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerde faaliyet gösteriyor.

Rusya, daha çok halkın sevmediği politikacıları destekliyor ve kendisine borçlu liderler yaratıyor.

Rus askerleri sıklıkla insan haklarını ihlal ediyor, Afrika halklarının aleyhinde işler yaparak, gayrimeşru hükümetlerin iktidarda kalmasını sağlıyor ya da istikrarı bozuyor ve bölgedeki karışıklıktan besleniyor.


Afrika'daki faaliyetlere ne olacak?

Rusya'nın Afrika'daki en büyük avantajı, kıtada Batı'ya karşı duyulan genel hoşnutsuzluğu kendi lehine çevirebilmiş olması.

Trump sonrası ABD siyasetinde Afrika'nın bir öncelik olmama ihtimali ve Fransa'nın kıtada istenmemesi, Rusya'nın hâlâ kredisi olduğunu düşündürüyor.

Ancak Suriye'de istediği sonuca ulaşamaması, güvenlik noktasında destek sağlamayı vadettiği Afrika ülkeleri için negatif bir örnek teşkil edeceğinden Afrikalı liderler Rusya ile ilişkilerini gözden geçirebilir. 

Rus paralı askerlerinin sıklıkla insan hakları ihlalleriyle gündeme gelmesi ve sivilleri öldürmesi Rusya'nın Afrika'daki itibarını her geçen gün zedeliyor.

2023'te atanan Nijer Başbakanı Ali Lamine Zeine'nin İletişim Başkanı İbrahim Hamidou'nun "Esad'ın düşüşü ilişkilerimizi değiştirmeyecek, Rusya başka yollarla mesela Türkiye aracılığıyla Nijer'i destekleyebilir" ifadeleri Rusya'nın Afrika'daki faaliyetlerinde Türkiye ile kuracağı ilişkinin ne denli önemli olduğunun altını çiziyor. 

Türkiye'nin Suriye'nin özgürleşmesine sunduğu muazzam katkı, Etiyopya ve Somali arasında 1 yılı aşkın süredir devam eden gerginlikte arabulucu rol üstlenmesi, Afrika'daki mevcut diğer çatışmalarda da benzer rolü üstlenmesinin talep edilmesi ve Afrika genelindeki olumlu çalışmaları ülkemizi Afrikalı liderlerin gözünde çok daha önemli bir konuma taşıyor.

Rusya ise Afrika'da ABD ve Batı'nın bıraktığı boşluğu doldurmak için çabalarken Türkiye'nin kıtadaki etkisini göz önünde bulundurmak durumunda. 

 

 

Kaynaklar:

https://www.themoscowtimes.com/2024/12/11/exclusive-russia-reeling-from-syrian-regimes-collapse-bets-on-chaos-to-preserve-its-foothold-a87297 
https://www.bloomberg.com/news/articles/2024-12-11/syria-russia-s-africa-strategy-hanging-by-a-thread-after-regime-collapse 
https://www.bnnbloomberg.ca/business/2024/12/11/russias-africa-strategy-at-risk-after-syria-regime-collapse/ 
https://www.firstpost.com/world/with-assad-gone-in-syria-is-russia-turning-to-libya-for-new-base-in-west-asia-africa-13845224.html 
https://understandingwar.org/backgrounder/africa-file-december-12-2024-kremlin-pivot-libya-or-sudan-post-syria-turkey-mediates 
https://en.minbarlibya.org/2025/01/23/russia-expands-presence-in-libya-by-reactivating-base-on-border-with-chad-and-sudan/

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU