Cennet anaların ve doktorların ayağı altındadır!

Yazar, düşünür Lütfü Oflaz Independent Türkçe için yazdı

Görsel: YouTube

Doktorlar benim hayatta ilk tanıdıklarım, ilk arkadaşlarım.

Çünkü hayatımın başlangıcında bir kazaya uğradım.

Çarpılmış, hurdahaş olmuş bir otomobilden farksızdım.

Bedensel çarpılma iç organlarımı bile etkilemişti.

İç organlarım sağa sola kaymıştı; yerli yerinde değildi.

Benim için “İyileşse bile yürümesi imkansız” denmişti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Hayatımın ilk yılları bedenimi mengene gibi sıkan çelik korse içinde geçti.

Bedenimi mengene gibi sıkan çelik korse canımı inanılmaz derecede acıtırdı.

Doktorlar, “Bu acılara dayanacaksın; ileride körpe derin nasır tutacak; bu kadar acı duymayacaksın” diyerek beni avutmaya çalışırlardı.

En ufak bir kıpırdanışımda çelik korsenin verdiği acı daha da artardı.

O anlar benim felaketim olurdu; ağlardım.

Acı çeke çeke acılara alıştım.

Hayata küsmedim; Allah’a isyan etmedim.

Bunu imtihanım kabul ettim.

Derken iyileştim.

“İyileşse bile yürümesi imkansız” denilen çocuğu yürütmeyi başardım.

Mucizeyi gerçekleştirmeyi başardım.

Hatta koşmaya bile başladım.

Bunu da beni büyük bir şefkatle tedavi eden doktorlarla birlikte başardım.

O gün bu gündür doktorlar benim hayat arkadaşlarım.

Doktorlar bizi hayatta ve ayakta tutandır.

Bana göre cennet anaların ve doktorların ayakları altındadır!

Bana göre doktora şiddet anaya şiddetten farksızdır.

Doktorların çoğu aynı zamanda benim okurlarım.

Ya yazarı olduğum dünyanın en çok okunan üç büyük dergisinden biri olan Gırgır ve onun devamı LeMan’dan okurlarım.

Ya da günlük gazetelerde yazarlık, başyazarlık yaptığım dönemlerden okurlarım.

Doktor camiasıyla o kadar iç içeyim ki, 14 Mart Tıp Bayramı kendi bayramımmış gibi, o gün doktor dostlarla birlikte bayram yaparım.

Evet, başta doktorlar ve hemşireler olmak üzere sağlık camiasını iyi tanırım.

Sağlık camiasının fedakarlıklarının, hizmetlerinin en yakından tanığıyım.

İstanbul’da yaşamaktayım.

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün, İstanbul’daki sağlık camiasının hizmetleri hakkında hep iyi şeyler duymaktayım.

Sağlık camiamız İstanbul’un yanı sıra Türkiye genelinde de başarılı.

En son olarak sağlık camiamız ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu, dünyayı sarsan koronavirüse karşı da başarı sağladı.

Malumunuz Çin'den yayılan koronavirüs dünya çapında salgına dönüştü. 

Bu salgının dünya genelindeki şu anki sonucu 180 binden fazla vaka ve 7 binden fazla ölü.

Ancak Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu ve sağlık camiamız koronavirüse karşı tam zamanında  etkin önlemler aldı.

Dünyada ve komşularımızda pek çok sayıda vaka ile ölüm varken, Türkiye'de koronavirüs vakası oldukça düşük kaldı.

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu ile sağlık camiamızın bu başarısı takdire şayandı.

Nitekim ana muhalefet CHP de bu başarıyı takdir etmek durumunda kaldı.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, bu konuda şu açıklamayı yaptı: 

Ülkemiz koronavirüsün en son girdiği coğrafyalardan oldu. Burada Sağlık Bakanlığı çalışanlarımızın çok ciddi gayretleri olduğunu tesbit ettik. Bu çerçevede tüm sağlık çalışanlarına ve Sağlık Bakanlığı’na teşekkür ediyoruz.


Ana muhalefet CHP’nin bu açıklaması da takdire şayandır.

Muhalefet dediğin böyle olmalıdır.

Yapılan yanlışları eleştirdiğin gibi, yapılan doğruları da takdir etmelisin.

Eğer doğru yapılanları bile takdir etmezsen inandırıcılığını yitirmez misin?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU