Suriye sınırındaki Tel Abyad kentinde kısılıp kalmış korku dolu siviller Türk savaş uçakları kentin üstünde gezinirken "saklanacak hiçbir yerleri olmadığını" söyleyen panik dolu mesajlar gönderdi.
Bundan sadece birkaç saniye sonra Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "güney sınırımız boyunca bir terör koridorunun oluşumunu engellemek ve bölgeye barış getirmek amacıyla" birliklerinin Suriyeli muhalif müttefiklerle birlikte Suriye'nin kuzeyindeki Kürt kuvvetlerine karşı saldırıya geçtiğini duyurdu.
Başkan Donald Trump'ın bölgedeki Kürt liderliğini destekleyen Amerikan askerlerinin kenara çekileceğine dair üç gün önceki duyurusu ve dolayısıyla ABD'nin böyle bir durumun gerçekleşmesine izin vermesi, tartışmalı saldırıya resmen yeşil ışık yakmıştı.
Türk lideri "Barış Pınarı Operasyonu Türkiye'ye yönelik terör tehditlerini etkisiz hale getirecek ve Suriyeli mültecilerin evlerine geri dönmesini kolaylaştıracak güvenli bir bölgenin kurulmasına yol açacak" diye de ekledi.
Ama Birleşmiş Milletler defaatle askeri bir operasyonun bölgedeki 1,7 milyon insanın ki bunların 700 bini yardım alarak yaşıyor, hayatını ciddi tehlikeye atacağı yönünde uyardı.
Birçok insan hakları grubu The Independent'e savaşın 300 bin kadar insanı yerinden ederek bir "insanlık felaketi"ni tetikleyebileceğini söyledi.
Öğleden sonra hava saldırılarının ilk dalgası Tel Abyad' ın çevre mahallelerini vururken karayolunda ailelerin akın akın şehirden kaçtığı görüldü. Benzer sahneler sadece 100 km doğudaki Resulayn'da da yaşanıyordu.
Tel Abyad'da yaşayan ve ismini vermek istemeyen Suriyeli bir Kürt, Sara, The Independent'a Kürt nüfusun, Türk kuvvetlerinin kendilerini etnik kökenlerinden ötürü hedef alabileceği yönünde özellikle endişe duyduğunu söyledi.
“Kent sakinleri çok korkuyor. Hava gerginlik dolu. Çocuklar ağlıyor ve ebeveynler çaresiz ”derken açıkça sarsılmış görünüyordu.
“Kent teyakkuzda. Burada insanlar Türk düşmanın işleyebileceği muhtemel bir soykırımdan korkuyor. Korkunç bir şey bu."
Birkaç kilometre güneyde siviller ailelerin savaştan kaçmak için yakındaki kırsal bölgelere akın ettiğini bildirdi.
Tepkilerden korktuğu için ismini vermek istemeyen bir yerel gazeteci “Sabah 10 civarı insanlar evlerini terk edip bir söylentiler girdabının ortasında kırsal bölgelere kaçmaya başladı. Şu an bombardıman sınırın her yerinde" dedi.
“Özellikle Kürt yurttaşlar Suriyeli muhalif savaşçıların neler yapacağından korkuyor çünkü geçmiş savaşların hatırası akıllarda."
Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki muhalif müttefikleri korkuları dindirmek için pek az şey yapıyor. Çarşamba günü kuzeydeki Suriyeli Kürt savaşçılara merhamet göstermeyeceklerini açıklamalarının ardından Kürt savaşçılar kendilerine savaşmaktan başka çare bırakılmadığını söyledi.
Türkiye’nin desteklediği muhalif Suriye Ulusal Ordusu, savaşçılarına "Onlara demir yumrukla vurun, gazabınızın tadına bakmalarını sağlayın" dedi.
The Independent'a konuşan birden fazla insan hakları grubu, geçen yıl Türk ordusunun ve müttefiği silahlı grupların Halep'in kuzeyindeki Afrin ve Azez kentlerinde Kürt kuvvetlerine nazaran çok sayıda "ayrım gözetilmeyen saldırılarda" bulunduğunu ve sivil ölümlerinde yüksek rakamlara yol açtığını belgelemişti.
Hepsi bu saldırıyla yaşananların tekrar edeceğinden endişeli.
BM ve yardım kuruluşları savaş devam ederse 100 ila 300 bin insanın evlerinden kaçabileceğini tahmin ediyor. Bu insanların birçoğu zaten birkaç kez yerinden edilmiş ve berbat koşullarda yaşıyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Suriye araştırmacısı Sara Kayyali, The Independent'e verdiği demeçte "Aciliyet arz eden sorunlarımızdan biri yerinden edilme krizi. Kampların hepsi hali hazırda zaten mali kaynak yetersizliğinden mustarip" dedi.
“Kampların yeni bir akına karşılık verme kapasitesinin olması pek mümkün değil" diye de ekledi.
Çocukları Kurtarın Vakfı'nın Suriye Yöneticisi Sonia Khush bırakın muhtemel yeni kamplar kurmayı, yardım kuruluşlarının var olan kamplarda su şebekesi gibi altyapıları kurmayı dahi henüz başaramadığını söyledi.
Geçen Mart'ta IŞİD elindeki bölgeden gelen ve şimdi saldırının yeterince uzun sürmesi durumunda Türkiye'nin kontrolüne geçebilecek özel kamplarda bulunan, Birleşik Krallık da dahil 40 ülkeden gelmiş yabancı çocukların en savunmasızlar olacağından endişeli.
"9 binden fazla çocuk var ve çocukların ülkelerinden hala yapabilirken çocukları geri almalarını istiyoruz" dedi.
“En kötü senaryo bu çocuklara erişimimizi kaybetmemiz. Onlara yardım götürebilir miyiz ya da ülkelerine sağ salim nasıl geri gönderilebilirler bilmiyoruz."
Kayyali bir diğer endişeninse özellikle Türkiye, Suriyeli mültecileri kuzey koridora "geri göndereceği"ni açıkladığından beri Suriye'deki sözde güvenli bölgelerin geçmiş performansına yönelik olduğunu söyledi.
“Güvenli bir bölgenin olduğu her durumda bölge içinde daha fazla ihlalin gerçekleştiğini görüyoruz" dedi."Bu sivillerin güvenliğini garanti etmek imkansızken Türkiye'nin bu insanları bilfiil bu alanlara itmesi endişe verici"
Norveç Mülteci Konseyi'nden Angelita Caredda ise çatışmanın hemen durması çağrısında bulundu.
Caredda, “Dünyanın üst düzey güçlerinin kendisini barışçıl müzakerelere adaması ve bölgedeki sivilleri koruyan bir anlaşmaya varması gerek" dedi.
“Suriye'nin kuzeydoğusundaki insanlar zaten bir insanlık felaketine katlandı. ABD veya Türkiye onları yeni bir felakete itmeye hazır mı?" diye de ekledi.
Tel Abyad’a dönersek, Sara şehirde yaşayan 10 bin insanın kaçtığını söyledi.
Savaş uçakları tepemizde daireler çizerken “Saklanacak hiçbir yerimiz yok. Sığınağımız yok" dedi.
“Ve benim gidecek başka hiçbir yerim de yok."
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/news/world/middle-east
Independent Türkçe için çeviren: Ayfer İrdal
© The Independent