İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin Kadın Aile ve Sosyal Hizmet Başkanlığı tarafınan düzenlenen Şiddet ve Şiddetle Mücadele Çalıştayı'nın sonuç bildirisi toplantısında konuştu.
“Geçen hafta iki gün boyunca, şiddetin bireyden topluma, toplumdan insanlığın geleceğine uzanan yıkıcı etkilerini tüm yönleriyle masaya yatırdık. Bilimin ışığında, vicdanın rehberliğinde ve sizlerin katkılarıyla ortaya konan çözüm önerileri, yalnızca bir çalıştay raporundan ibaret değil, geleceğimiz için takip edilecek bir yol haritasıdır” diye konuşan Dervişoğlu “Şiddet, yalnızca bireysel bir sorun değil, toplumu derinden yaralayan ve maalesef normalleşme eğilimi gösteren bir vicdan yarasıdır” dedi Dervişoğlu özetle yunları söyledi:
Çalıştayımızda açıkça gördük ki: Kadına yönelik şiddet, aile içi şiddet, çocuğa yönelik şiddet, medyada şiddet ve dijital platformlarda yaşanan taciz ve zorbalık gibi konular, birbirinden bağımsız değil, aynı köklere dayanan bir sistem sorunudur. Bu köklerin arasında toplumsal cinsiyet eşitsizliği, ekonomik sıkıntılar, eğitimdeki eksiklikler ve medyanın olumsuz rolü gibi birçok sorun alanı var. Ancak çözüm, her birimizi sorumluluk almaya çağıran bütüncül bir yaklaşımla mümkündür. Ne yazık ki, bu noktada hükumete de önemli bir hatırlatmada bulunmak zorundayım. Şiddetle mücadele, yalnızca sivil toplumun ya da bireylerin omuzlarına bırakılacak bir sorumluluk değildir.
"Harekete geçme zamanıdır"
Devleti yönetenler, toplumun huzuru ve güvenliği adına bu mücadelede öncü rolü üstlenmek zorundadır. Ancak bugün görüyoruz ki: Mevcut yasalar etkin uygulanmamakta, ceza infaz sistemindeki aksaklıklar şiddeti caydırmak yerine teşvik etmektedir. Kadınların koruma talepleri karşılanmamakta, alınan tedbir kararları kağıt üzerinde kalmaktadır. Çocuklar, ihmale ve istismara açık hale getirilmiş; ailelerin ve toplumun korumasına muhtaç bırakılmıştır. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve farkındalık konularında gereken eğitim programları yaygınlaştırılmamıştır.
Bu sorunların çözümü, güçlü bir siyasi irade ve kararlı adımlarla mümkündür. İktidara buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz: Şiddetin önlenmesi, ertelenemez ve ihmale gelmez bir insanlık görevidir. Bugün alınmayan önlemler, yarının toplumsal felaketlerinin temelini oluşturmaktadır. Artık mazeret üretmek yerine, harekete geçme zamanıdır.
İYİ Parti olarak, bizler sadece sorunları dile getirmekle yetinmeyen, aynı zamanda çözüm üreten bir siyasi anlayışı temsil ediyoruz. Bu çalıştayın sonunda çıkan rapor ve öneriler, bir siyasi parti olmanın ötesinde, topluma olan borcumuzu ödeme çabamızın somut bir göstergesidir. Bugünden itibaren, buradan çıkan sonuçları hayata geçirmek adına kararlı bir mücadele başlatıyoruz. Bu vesileyle, özellikle şunu vurgulamak isterim; Şiddetle mücadele, yalnızca kadınları ya da çocukları kapsayan bir sorumluluk alanı değildir. Bu mücadele, toplumun her kesimini, her bireyini, her kurumu içine almalı; siyasi ayrımların ötesinde ortak bir vicdanın, ortak bir iradenin ürünü olmalıdır. Hep birlikte, daha eşitlikçi, daha adil ve daha yaşanabilir bir Türkiye’yi inşa edebiliriz.'
"Seçmeni tahrik etmektedir"
Daha sonra il başkanları toplantısı için Grand Mercure Otel’e gelen Dervişoğlu, Grand Mercure'de toplantı öncesi açıklamalarda bulundu.
Kayyum atamalarına ilişkin “Seçmen iradesini hiçe saymayı iktidarının gereği sayan saray rejimi; istibdat arzusu ve OHAL tutkusunun tezahürü olarak, kayyum atamaları ile açıkça seçmeni tahrik etmektedir. Şüphesiz ki, hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü ve görevi ve konumu gereği hukuk karşısında üstünlüğü yoktur” diyen Dervişoğlu şunları söyledi:
Suç işleyen varsa elbette cezasını çekmeli, hesabını da vermelidir. Ancak, kayyum yetkisinin ve uygulamasının yargısal denetimden muaf tutulması, süreklilik arz eden siyasi bir silah haline getirilmesi, saray rejiminin demokrasiye karşı açık ve kararlı bir saldırısıdır. Kayyuma karşı geliştirilecek tavrın odağında, Cumhuriyet düzenini korumak iradesi, hakkın ve hukukun hakim kılınması hedefi yer almalıdır. Aksi durumlar, arzulanan istibdat düzeni için beslenme sahasıdır. Bu iktidara yeni bir istismar alanı oluşturacak hatalardan azami şekilde uzak durulmalıdır. Bu sebeple, siyasi çevreleri ve milletimizi sorumlu davranmaya ve itidal içerisinde hareket etmeye davet ediyorum.
İYİ Parti olarak, 22 Kasım 2024 tarihinde TBMM’ye vermiş olduğumuz kanun teklifimiz ile yerel yönetimlerin demokratik meşruiyetinin muhafazası, kayyum yetkisinin sınırlandırılması, yargının görüşü ve denetimine tabi tutulması için gerekli adımları attık. Süreci kararlılıkla takip edecek ve millet iradesine her zaman her yerde sahip çıkmaya devam edeceğiz.
''Genel başkanların söylemlerinden yargılanmaları yerinde bir uygulama değildir’’
CHP'nin 7'inci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğu'nun yargılandığı davada, dün yaptığı savunmasına ilişkin görüşlerini de açıklayan Dervişoğlu, şöyle devam etti:
'Bilindiği gibi dün hakkında yürütülen bir hukuki süreç ile ilgili olarak mahkemeye giden CHP eski Genel Başkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, kamuoyunun dikkatini çeken önemli açıklamalarda bulundu. Bana sorarsanız demokrasi tarihimizde önemli yeri olan partilerin genel başkanlarının söylemleri nedeniyle ve siyasi rakiplerinin şikayetlerine bağlı olarak yargılanmaları hiç yerinde bir uygulama değildir. Yargılanmasına neden olan iddialarla ilgili açıklamaları elbette ki kendi takdirleridir. Ancak, geride bırakılan dönemlerle ilgili çok daha özenli konuşmasını umar ve beklerdim.
''Eski defterleri karıştırmanın kimseye bir fayda sağlamayacağını hatırlatmak isterim''
Ancak, geride bırakılan dönemlerle ilgili çok daha özenli konuşmasını umar ve beklerdim. İYİ Parti’nin bugünü ve yarınları nasıl bizimse dünü ve evveli de bizimdir.
Toplumun önemli bir kesimini töhmet altında bırakan ve Kurucu Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’i doğrudan hedef alan açıklamalarını şiddetle reddediyor ve kınıyorum. Biz yaşadığımız süreçlerle ilgili olarak kendimize ait değerlendirmeyi ve özeleştirileri yetkili organlarımızda yapar, yarınlara dair yol haritamızı da kendi irademizle belirleriz. Çok fazla şey söylemeye gerek yok.
Cumhurbaşkanının halkoyuyla seçilmeye başladığı günden itibaren, 2014’te Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nu, 2018’de Sayın Muharrem İnce’yi, 2023 yılında da kendisini cumhurbaşkanı adayı yapan ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim kazanmasına vesile olan bizzat Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
Ayrıca biz CHP’ye uzaydan aday teklif etmedik ya da pazarlık içinde bir aday önermedik. Eski defterleri karıştırmanın kimseye bir fayda sağlamayacağını hatırlatmak isterim. Ve yine hatırlatmak isterim ki evinizde kavga varken komşu eviyle kavga etmek size bir yarar getirmez. Kongre kaybedilir, sorumlusu başkası, seçim kaybedilir sorumlusu yine bir başkası. Böyle bir değerlendirme vicdani değildir. İnsan biraz da suçu ve sorumluluğu kendisinde aramalıdır. Söylenecek çok fazla söz var ama dünün de bir hatırası var. O nedenle son söz olarak diyorum ki: Başkasını itham, kendini müdafaa değildir Sayın Kılıçdaroğlu.'
Müsavat Dervişoğlu, beş teğmenin ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kuruluna sevk edilmesine ilişkin bir soru üzerine, teğmenlerin bir disiplinsizlik yapmadığını ve ihraç edilecek bir durum olmadığını vurgulayarak, ''Teğmenlerimize sonuna kadar sahip çıkacağımızı belirtmek istiyorum'' diye konuştu.
ANKA