Hindistan'dan istihbarat öyküleri (Açılış): Hindistan istihbaratı

Dr. Duygu Çağla Bayram Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Reuters

Hindistan'ın son 77 yıllık tarihinde, Pakistan ile Keşmir üzerine 1947, 65 ve 99'da (Kargil Savaşı) yaşadığı 3 savaş, 1970'lerde ve 80'lerde Punjab'da Sih ayrılıkçılığının / Khalistan militanlığının yükselişi, 1980'lerde ve 90'larda Keşmir'de militanlığın yükselişi, 1999'da IC-814 sefer sayılı uçağın kaçırılması, 2001 Parlamento saldırısı, 26/11 saldırıları (2008 Mumbai saldırıları), 2016 Pathankot saldırısı, 2016 Uri saldırısı, 2013 Depsang ve 2017 Doklam çatışmaları ve son zamanlarda 2019 Pulwama intihar saldırısı ve 2020 Galwan çatışmaları gibi çeşitli olaylar, Hint istihbarat yeteneklerine yönelik kuşkuya ve stratejik kuruluşun ulusal güvenlik tehditleri ve zorlukları konusundaki anlayışını sorgulamaya neden oluyor. 

Sürprizin sürprize dönüşmemesini sağlayacak istihbarat sistemine sahip bir hükümet, halkının ve ulusunun güvenliğini sağlamakta başarılı olacaktır.


Hindistan'ın Dış İstihbarat Teşkilatı "Araştırma ve Analiz Kanadı" (Research and Analysis Wing, kısaca R&AW veya RAW) eski Şefi Vikram Sood böyle diyor.

İstihbarat, dünyanın dört bir yanındaki ülkeler için devlet gücünün temel bir kaynağı ve Hindistan da bir istisna değil.

Hindistan'ın şu anda iki tane birinci sınıf istihbarat teşkilatı var:

R&AW (dış istihbarat) ve İstihbarat Bürosu (iç istihbarat).

Bunlardan en eskisi İstihbarat Bürosu'dur, bağımsızlık öncesi dönemden beri varlığını sürdürüyor.

İçişleri Bakanlığı'na bağlı olarak faaliyet gösteren İstihbarat Bürosu (IB) 1887'de kuruldu.

Çalışanlarını Hindistan Polis Teşkilatı (IPS), Hindistan Gelir Servisi (IRS) ve ordu gibi kolluk kuvvetlerindeki kurumlardan alır.

IB Direktörü, Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik Politika Grubu ve Ortak İstihbarat Komitesi'nin (JIC) bir parçasıdır ve doğrudan başbakana bağlıdır.

1968 yılına kadar hem iç hem de dış istihbaratı yürüten kurum, daha sonra dış istihbarata yönelik R&AW'ı kurdu.

R&AW'ın kurulması ile IB'ye öncelikle iç istihbarat ve iç güvenlik görevi verildi.

Hindistan içerisinde ve sınır bölgelerinde istihbarat toplamak ve aynı zamanda karşı istihbarat ve terörle mücadele görevlerini yürütmek için kullanılır.

1968 yılında kurulan R&AW ise Kabine Sekreterliği'nin bir koludur ve parlamento denetimi olmaksızın doğrudan başbakanın emri altındadır.

Temel işlevi yabancı istihbarat toplamak, terörle mücadele, yayılmanın önlenmesi, Hint politika yapıcılarına danışmanlık yapmak ve Hindistan'ın dış stratejik çıkarlarını ilerletmektir.

Ayrıca, 2004 yılında ulusal güvenlik danışmanına bağlı olarak kurulan ve başbakanlığın bir parçası olan Ulusal Teknik Araştırma Örgütü (NTRO) ve 1957 yılında maliye bakanlığına bağlı olarak kurulan kaçakçılıkla mücadele konusunda istihbarat sağlamakla görevli Gelir İdaresi Başkanlığı (DRI) Hindistan'ın ikincil istihbarat teşkilatlarıdır.

R&AW'ın en ünlü faaliyetleri arasında Mukti Bahini'ye bilgi sağlamak, eğitim vermek ve ağır mühimmat sağlamak sorumluluğu ile 1971 Bangladeş Kurtuluş Savaşı'nda etkili rol oynaması başta olmak üzere birçok bağımsız Afrika ülkesinin istihbarat görevlilerini eğitmesi, ayrıca Güney Afrika ve Namibya'daki apartheid karşıtı mücadeleye yardımcı olması ve 1988 yılında Maldivler'deki ayaklanmayı bastırmak için düzenlenen Kaktüs Operasyonu için istihbarat sağlaması yer alıyor.

***

Hindistan'ın istihbarat teşkilatları kurmada tutarlı bir yaklaşımı olmadığı görülebilir.

İstihbarat teşkilatlarını yalnızca başarısızlıklardan sonra veya kritik bir durum ortaya çıktığında kurdu.

İstihbarat teşkilatlarının kurulması hiçbir zaman stratejik bir girişimin veya stratejik öngörünün ürünü olmamıştır.

1962 Çin-Hindistan Savaşı, 1965 Hindistan-Pakistan Savaşı ve 1966 Mizo isyanından sonra R&AW kuruldu.

Yani Çin ile savaş yenilgisi başta olmak üzere tüm bunlar dış istihbarat toplama sorumluluğunun IB'den alınarak yeni oluşturulan R&AW'a verilmesine yol açtı.

Daha öncesinde dış istihbarat teşkilatı kurma girişimi yoktu.

Ayrıca Çin-Hindistan Savaşı'ndan sonra IB'nin performansının gözden geçirilmesi, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün (DGS) kurulmasına yol açtı.

Kargil Savaşı'ndan sonra K. Subramanyam Komitesi raporunda kurumlar arası koordinasyondaki zayıflığa işaret edilince NTRO kuruldu.

Hindistan'ın stratejik öngörü ve ortak istihbarat ağı açığı var.

Hindistan'ın karşılaştığı zorlukların çoğu, istihbarat teşkilatlarının çoğunun belirli bir stratejik vizyonun parçası olarak değil, yalnızca bir krize yanıt olarak yaratılmış olmasından kaynaklanır.

Örneğin gerek R&AW'ın gerekse NTRO'nun kurulmasının belirli bir krizin (sırasıyla Çin Savaşı ve Kargil Savaşı) sonucu olduğunu yinelemek yerinde olur.

Hindistan'daki istihbarat teşkilatlarının kurulması ve evrimi iyi niyetler ile yapılmış olsa da uygulamada zayıftır ve işleyişte belirsizdir.

Hindistan'ın mevcut istihbarat teşkilatlarının belirli yetkileri var; bununla birlikte ya tasarım gereği ya da faaliyetlerinin doğal bir sonucu olarak, işlevlerinde örtüşme eğilimindedirler.

Farklı kanatlar arasındaki koordinasyon eksikliği de başka bir zayıf nokta.

Ortak askeri istihbaratın yokluğu, bu çabaların büyük ölçüde taktiksel kalmasına ve günlük operasyonel gereksinimlere odaklanmasına neden olur.

Stratejik istihbaratın daha büyük sorunları büyük ölçüde sivil kurumlara bırakılır.

Kurumlar ve alıcılar arasında farklı düzeylerde koordinasyon veya hedef odaklı etkileşim için kurumsallaşmış bir mekanizma yoktur.

Ayrıca bazı kurumlar Batı ülkelerindeki mevcut modellerin kopyası, bu da Hindistan'ın politik ve bürokratik sistemleri ile uyuşmuyor, yetersiz kapasiteye yol açıyor.

Adanmış kadro eksikliği bir başka zayıf nokta.

Ordunun farklı kollarının kendi istihbarat kanatları var: Hindistan Ordusu eski yüksek rütbelilerden oluşan bir askeri istihbarat subayları kadrosuna sahip; diğer iki hizmetin -Hindistan Hava Kuvvetleri ve Hindistan Donanması- de istihbarat kanatları var ancak bir kadroları yok, personeli rotasyona göre sahaya sürerler. Ve aynı sorun sivil istihbarat sistemlerinde de vardır.

Kurumlara görev verme, performanslarını izleme ve kalitelerini değerlendirmek için kayıtlarını inceleme mekanizmasının olmaması, ayrıca kurumların genel işleyişine ilişkin herhangi bir denetimin olmaması, kısacası kayıtların incelenmesine ilişkin prosedürün olmaması, başka bir zayıf yön.

Ve daha pek çok zayıf nokta söz konusu: Yeni tehditlere ilişkin içgörü eksikliği, liderlikle koordinasyon eksikliği, karşı istihbarat zaafları ve kurumların çoğunun ihtiyaç temelli geniş perspektifli reform ve yenileme planları yerine kriz sonrasında oluşturuluyor yani ihtiyaç temelli değil kriz odaklı sistemin oluşturuluyor olması, bunlardan birkaçı.

Ve tüm bu sorunlara karşın en üst düzeyde reformlara yönelik irade eksikliği söz konusu.

Tekrarlanan başarısızlıklar daha derin ve sistemsel bir başarısızlığa işaret ediyor olsa da hükümet tarafından veya kanat yetkililerinin en üst düzeyinden herhangi bir derin katılım olmaması nedeni ile zemin gerçekliği aynı kalıyor.

Aslında Hindistan tam anlamıyla istihbarat örgütlerini diğer rutin bürokratik örgütler gibi yönetme eğilimindedir.
Devlet istihbarat kuruluşları istihbarat aygıtındaki en zayıf halkayı oluşturur.

Tamamen polis tarafından yönetilirler, düşük moral ve bilgi, beceri ve kaynak eksikliğinden muzdaripler.

Genel olarak devlet polis departmanlarındaki istihbarat görevlendirmeleri ceza görevlendirmeleri olarak kabul edilir.

Ve Hindistan için en büyük istihbarat sorunu, Çin'in giderek artan saldırgan davranışlarından sonra ortaya çıktı.

Şu ana kadar çoğunlukla Pakistan'a odaklandı, taktiksel bir istihbarat oluşturdu ve bunun sonucunda Çin ihmal edildi.

Dil engeli, Çin devletinin opak doğası ve kültürel ortaklığın olmayışı Hindistan için çok büyük zorluklar yaratıyor.

Ancak Çin'in istihbarat operasyonları uzun süren anlatı savaşları olduğundan ve taktik casusluğun çok ötesine geçtiğinden, Hindistan'ın Çin sorununa çözüm bulmak için istihbarat mekanizmasını ve yaklaşımını elden geçirmesi gerekiyor.

Düşük performans gösteren istihbarat kabiliyetleri ve tehditleri zamanında tespit etme konusunda düzensiz bir geçmiş, Hindistan'ın en büyük zorlukları arasında yer alıyor.

Ve Hindistan'daki istihbarat reformları için ilk zorluk, kurumlar için uygun bir yasal temel sağlamak iken ikinci zorluk, istihbarat alımını sistemleştirmek olacaktır ve üçüncü zorluk ise yürütme, yasama ve mali alanları kapsayan bir denetim yapısı tasarlamaktır.

***

Ulusal güvenlik konusunda sert veya kararlı bir duruş sergilemek söz konusu olunca, istihbarat servislerinin kalitesi başarının anahtarını elinde tutar.

İstihbarat girdileri politikayı şekillendirmede önemli bir rol oynar.

Yeterli istihbarat toplama ve operasyonel kapasite olmadan sert duruş mümkün değildir.

Bu işte mucize yoktur.

Kaliteli istihbaratı garanti altına almak için yapısal reform yapılmadığı takdirde, ulusal güvenlik konusundaki sert duruş yalnızca bir klişe olarak kalır.

Hindistan 4 yıl önce genelkurmay başkanlığı ofisini kurarak askeri reformlara doğru kendi adına ilk cesur adımı attı.

Ancak yalnızca askeriyedeki iyileştirmeler ulusal güvenliğe öncelik vermek için yeterli değildir.

Hiçbir ülke kaliteli istihbarat olmadan ulusal güvenliğini koruyamaz.

Ve hiçbir ordu kaliteli istihbarat olmadan savaş kazanamaz.

Bu nokta, Hindistan'ın yeni ordu şefi General MM Naravane'nin göreve gelmesinden hemen önce vurguladığı bir noktaydı.

Ulusal güvenliğe öncelik verdiğini iddia eden Başbakan Narendra Modi hükümeti, istihbarat reformları konusunda henüz somut bir adım atmadı.

***

Hindistan istihbarat teşkilatlarının tehdit kategorileri olarak savaşlar ve toprak genişlemeleri, terörist saldırıları, kaçakçılık ve insan ticareti, Maoizm ve Naxalizm, (Maoist hareket, şiddet düzeyleri ve yayılımı açısından Hindistan için en ciddi iç güvenlik tehdidi olarak ortaya çıktı ve Batı Bengal, Bihar, Jharkhand, Chattisgarh, Orissa ve Andhra Pradesh'te neredeyse bitişik geniş bir bölgeye yayıldı.

Burada Naxallar, geri kalmış kabile topluluklarının toplumsal şikayetlerini istismar ederek ve devlete karşı düşmanlığı kendi avantajlarına kullanarak konumlarını ve savaş yeteneklerini sağlamlaştırdılar.) siber suçlar ve terör finansmanı sayılabilir.

***

Belki de barış bir yanılsamadır çünkü ülkeler bir anlamda sürekli olarak gölgelerde savaş halindedir:

Üniformalı askerler sınırları korurken farklı türden, yüksek eğitimli ve motive olmuş askerler de aldatıcı derecede zararsız kod isimleri ile çeşitli kılıklarda dünyayı dolaşır, ulusu korumak için; Onlar, ülkeye karşı karanlık komploları ortaya çıkaran ve hainleri yok eden istihbarat servislerinin bilinmeyen kahramanlarıdır...

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU