107. yıldönümünde Sovyet devrimini konuşmak...

Celalettin Can Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: K. Bulla,  Courtesy of the Central State Archive of Kino-Photo-Phono Documents, St. Petersburg

İsviçre'de gençlik üzerine yapılan bir toplantıdan, devrimi görüp göremeyeceği kaygılarıyla ayrılan Lenin, eve dönünce Rusya'da devrimci bir ayaklanma gerçekleştiğini, Çar'ın iktidardan düştüğünü ve Geçici Hükümet'in kurulduğunu öğrenir öğrenmez, tüm o kaygıları unutup Rusya'ya gitmenin yollarını aramaya başlar.

Alman hükümetiyle ilişki kurulmuş ve İsviçre hükümeti, Lenin'in Almanya üzerinden Rusya'ya geçmesine izin verirken, en azından Rusya'yı zayıf düşürerek savaştan çekilmesini sağlamayı tasarlıyordu.

Nisan 1917'de Petrograd'a dönen Lenin, Finlandiya Garı'nda büyük bir kalabalık tarafından coşkuyla karşılanır.

Lenin, garda halkı dünya sosyalist devrimine çağırarak selamlar.
 


Çok geçmeden, Alman emperyalizmi savaşın yıkıcılığı ve halkın açlık ve yoksulluğunun devrimle birleşeceğini görünce, işgal ettiği bölgeleri de bırakarak savaşı bitirmek istese de tam bu tarihsel zamanda Amerika İtilaf Devletleri'nin yanında savaşa girer ve bundan güç alan İngiltere, Almanya ile uzlaşmaz, savaş sürer.

Rusya'da Şubat Devrimi ile iktidar olan Geçici Kerenski Hükümeti, İtilaf Devletleri'nin savaş politikasını desteklemeye devam edince, barış isteyen halk kitlelerinden kopuş sürecine girer.


"Bütün İktidar Sovyetlere!"

1917 İlkbaharı'ydı ve Bolşevikler Sovyetlerde henüz çoğunluğu kazanamamış olsalar da artan oranda güçlendikleri de açıktı.

İşçiler örgütlenme çalışmalarına yoğunlaşıyordu. Orta sınıflar proletaryaya ya da burjuvaziye katılma arifesindeydi.

"Şubat Devrimi, sosyalist devrime dönüşecek miydi?"

Soru buydu...

Devrimci sınıf katmanlarının devrimci mücadeleye katılım biçimi netleşmeyi dayatıyordu.

Bolşevikler, herhangi bir kavram kargaşasına mahal vermemek için, Sosyal Demokrat Parti'nin adını Komünist Partisi olarak değiştiriyorlardı.

Geçici Hükümet, Amerika'dan aldığı mali destekle Galiçya'da kazandığı sınırlı başarıya dayanarak halkın desteğini sağlamaya çalışsa da Kornilov'un komutasındaki Rusya ordusu, Alman karşı saldırısı karşısında tam bir bozguna uğrayacaktı.

Hükümet, yenilginin Komünist Partisi'nin savaş karşıtı politikasının sonucu olarak gösterse de binlerce askerin savaşı terk edip Komünist Partisi'ne ve proletarya saflarına katılımı sürüyordu.

Kısacası, Ruslar tam bir bozgun yaşamış, askerlerle komutanlar arasında sorunlar baş göstermişti.

Buna karşın, Lenin, Kızıl Muhafızlar adıyla bir milis gücü kuracaktı.

Kızıl Muhafızlar hemen her yerde örgütlenmeye başlayacak, köylü hareketi devasa boyutlarda büyüyecekti.
Bütün ülke, "Bütün İktidar Sovyetlere!" diye bağırıyordu. Kronstadt bahriyelileri, askerler, işçiler, eylem için sabırsızlık gösteriyordu.

Lenin'in önderliğindeki Komünist Partisi ise, genel ayaklanma koşullarının yeterince olgunlaşmadığı düşüncesini taşıyordu.
 

lenin
Fotoğraf: Wikipedia

 

Temmuz 1917 başlarında Petrograd'da, savaş aleyhtarı büyük bir gösteri yapıldı.

Geçici Hükümet, güçlenme süreci yaşayan harekâtı bastıracaktı.

Petrograd'a cepheden alaylar gönderilecek, denizaltı komutanları Kronstadt donanmasını batırma emri alacaktı.

Bu yönlü gelişmeler sonucunda, Rus büyük burjuvazisi asıl düşmanlarının savaş içinde oldukları Almanya değil, asker, işçi ve emekçi, yani kendi ülkelerinin halkı olduğundan emin olacaktı.

Bütün karşıdevrimci güçler Rus halkına karşı, Geçici Hükümet'in etrafında birleşecek; Komünist Partisi yasadışı ilan edilecek, baskılar giderek artacak ve Lenin Finlandiya'ya kaçmak zorunda kalacaktı.

Büyük Rus burjuvazisi, iktidarı yeniden tek başına almış gibi görünüyordu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Buna karşın, halkın Temmuz 1917'nin tenkil hareketinden aldatıldığını, Komünist Partisi'nin kendi öz partisi olduğunu ve Komünist Partisi'ne düşman olanın demokrat bile olamayacağını bilincini ediniyordu.

Çarı iktidardan uzaklaştıran Şubat Devrimi halkın gerçek ihtiyaçlarına yanıt olmamıştı. Ondan ayrı ve yeni bir devrime ihtiyaç vardı.

Büyük burjuvazi ise Sovyetleri ancak askeri bir darbe ile bertaraf edebileceği düşüncesinden hareketle askeri bir dikta rejimi kurma hazırlıklarına başlamıştı.

Kornilov bunun için görevlendirildi. Kamuoyunu telaşa vermek için Riga, Almanlara teslim edilirken, subaylar cepheden çağrıldı, İngiliz zırhlı araçları Petrograd'a doğru ilerlemeye başladı, başkent kuşatıldı, bir kısım gizli dernekler tasarlanan hükümet darbesini desteklemeye hazırlandı.

Ancak darbenin sonuç alabileceği örgütlenme düzeyi aşılmıştı.

Halk, işçiler, Kızıl Muhafızlar ve diğerleri Kornilov birliklerine direndiler ve onları birkaç saat gibi kısa bir sürede dağıttılar.

Darbe girişiminin başarısızlığa uğraması, büyük burjuvazinin bütün otoritesini kaybetmiş olduğunu ortaya koyuyordu.

Çevirdiği dalavereler halkın duyarlılığını artırıyor, onları komünistlerin görüşlerine ikna ediyor, toprağın ve büyük işletmelerin millileştirilmesini, sanayinin planlamasını, burjuva iktidarı yerine Sovyet iktidarının kurulmasını sağlıyordu.

Sosyal demokratlardan türlü gericilere kadar, kapitalizmden köklü kurtuluş bilinci ve tutumu gelişiyordu.

Büyük burjuvazi açlığı, ulaşım sorununu, mali krizi körükledikçe, yoksulluk arttıkça, halk giderek tek kurtuluş olanağının ne olduğunu ve nasıl sağlanabileceğini bilincini çok daha güçlü bir şekilde ediniyordu.

1917 sonbaharında grevler, politik nitelik kazanmaya başlamıştı. Sovyetler ve Fabrika Komiteleri Bolşevikleşiyor, köylü ayaklanmaları da proletaryanın halkın çoğunluğunu peşinden sürüklediğinin kanıtı oluyordu.

Cephelerde hâlâ iki milyon insan vardı ve hemen hepsinin dövüşecek durumu kalmamıştı.

Ordunun çöküşü, o ana kadar bir şekilde kendini korumuş olan rejimin çöküşü anlamına geliyordu.

Geçici Hükümet, Çarlığın düşmesinden altı ay sonra halkı yatıştırmak için cumhuriyeti ilan etme kararı almış, ancak nafile...

İç savaş kaçınılmaz hale gelmişti. Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya... kısacası Batı dünyası, Birinci Dünya Savaşı'nın yaralarını istenen ölçüde sarmadan, Sovyet Rusya'ya saldırmış ve kan kaybı katlanmıştı.

Burjuvazi için sonun başlangıcı diyebileceğimiz sıkıntılı bir yıl başlamıştı... Batı ülkelerinin bu durumundan Sovyet halkı yararlanacaktı.

Geçici Kerenski Hükümeti, Petrograd garnizonunu göndermek, Sovyetleri dağıtmak için saldırı kararını almıştı.

Bolşevikler buna, Sovyetler Kongresi'ni toplantıya çağırmakla karşılık verdiler.


7 Kasım 1917: Ayaklanma

Komünist Partisi savaşı başlatmaya hazırdı. Lenin başkente dönmüş, olaylara enerjik bir şekilde müdahale ediyordu.

7 Kasım'daki kongre arifesinde, iktidarı ele geçirmek için Lenin 7 Kasım'da (2017 değil, 1917) silahlı ayaklanmaya geçilmesine karar verdi.

7 Kasım gecesi (yürürlükte olan Rus takvimine göre 24 Ekim), Bolşevikler belli başlı merkezleri ele geçirdiler ve askerlerle bahriyelilerin kısa süren ayaklanmasından sonra bakanları tutuklayarak geçici bir hükümet kurdular.

Bu hükümet, 8 Kasım günü Sovyetler Kongresi'ne ayaklanma hakkında bir rapor sundu.

Komünistlerin genel karargâhı olan Smolny Sarayı'nın etrafında yoğun bir halk kalabalığı başkenti çalkalandırırken, günlük hayat devam ediyordu.

Bolşevikler kan dökülmeden Petrograd'ı ele geçirmişlerdi.

Kerenski kaçmıştı.

Lenin, kendisini çılgınca alkışlayan kongrenin tezahüratları bitince sakin bir şekilde şunları söyleyecekti:

Şimdi artık sosyalist düzenin inşasına geçiyoruz.


Sovyetler, bütün halklara tazminatsız ve ilhaksız barış öneriyor ve kendi kaderlerini kendileri tayin etme hakkını kabul ediyorlardı.

Toprakta özel mülkiyeti kaldırıyor ve toprağı emekçiler topluluğuna mal ediyorlardı.

Üretimi işçilerin kontrolü altına alıyor ve iktidarı bir Halk Komiserleri Konseyi'ne devrediyorlardı.

Lenin Konsey Başkanı, Troçki Dışişleri Bakanı, Stalin Milliyetler Bakanı oldu.

Halk zaferinin haberi birkaç gün içinde bütün ülkeye yayıldı.

Her tarafta iktidar Sovyetlere geçti.

 

(Devam edecek...)

 

 

Kaynak: İnsanlığın Tarihi, Andre Ribard, Yazım yeri ve Tarihi: 1946-Paris, Say Kitap Pazarlama, 1983-İstanbul

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU