Brezilya Afrika Forumu ve Brezilya'nın Afrika siyaseti

Sare Şanlı Independent Türkçe için yazdı

14-15 Ekim 2024 tarihlerinde düzenlenen 12. Brezilya-Afrika Forumu, São Paulo'da gerçekleşti.

Brezilya'nın Afrika ile ilişkilerini derinleştirmeyi amaçlayan forumun bu yılki teması "Sürdürülebilir Kalkınma için Altyapı Yatırımları" oldu.

Özel sektör temsilcileri ve akademisyenlerin katılımıyla gerçekleşen etkinlik, Afrika ile Brezilya'nın iş birliğini güçlendirme yollarını ele aldı.

Etkinliğin öne çıkan konuşmacıları arasında Brezilya Dışişleri Bakanı Mauro Vieira, Afreximbank'ın Global Ticaret Bankası Başkan Yardımcısı Haytham El Maayergi ve Afrika'daki birçok büyük projeye liderlik eden Zemedeneh Negatu gibi isimler yer aldı.

Son yıllarda çok sayıda küresel ve bölgesel güç Afrika zirveleri düzenleme konusunda adeta birbiriyle yarışıyor.

Kıtaya yapılan yatırımlar ve kredilerin boyutu büyüdükçe, Afrikalı liderler ve iş insanları tarafından zirveye gösterilen ilgi de artıyor.

Brezilya'nın her yıl düzenlediği forum, bu yıl basında kendisine pek az yer buldu zira kıta ile ilişkiler Lula da Silva'nın 2023 yılında yeniden iktidara gelişine kadar zayıf bir seyir izledi.

Silva'nın iktidara gelmesiyle birlikte Brezilya, Afrika'daki ilişkilerini tekrar canlandırma çabalarına girişti.

Bu çabalar, özellikle tarım, teknoloji transferi ve sosyal kalkınma projelerine dayanarak, kıtada Brezilya'nın varlığını yeniden güçlendirmeyi hedefliyor.

Brezilya, Afrika ülkeleriyle ortak çıkarlar temelinde bir iş birliği modeli geliştirmeye çalışırken, Çin ve Hindistan gibi ülkelerle kıtada artan rekabet ortamında öne çıkmak için farklı stratejiler benimsiyor.


Brezilya-Afrika ilişkileri

Afrika ile Brezilya arasındaki tarihsel bağlar, köle ticaretiyle başladı.

16'ncı yüzyılda Brezilya'ya zorla getirilen milyonlarca Afrikalı, Brezilya'nın kültürel ve demografik yapısında kalıcı etkiler bıraktı.

Ancak 19'uncu yüzyılın sonlarına doğru köle ticaretinin sona ermesi ve Brezilya'nın dış politikada Avrupa'ya yönelmesiyle, Afrika Brezilya'nın uluslararası gündeminde geri plana itildi.

1960'lara kadar Afrika'ya ilgi göstermeyen Brezilya, Jânio Quadros ve João Goulart'ın (1961-64) hükümetleri döneminde Brezilya Dışişleri Bakanlığı'nda Afrika Bölümü kurarak Afrika halklarıyla ilgilenmeye başladı.

1961 yılında Akra'da ve Tunus'ta büyükelçilikler, Luanda, Maputo, Nairobi ve Salisbury'de (Harare) konsolosluklar açtı. 

Brezilya'daki 1964 askeri darbesinden sonra Afrika ile ilişkiler durdu.

1972'de Brezilya Dışişleri Bakanı Mario Gibson Barbosa'nın, petrol arzını sağlamak için 9  Afrika ülkesini ziyaretiyle ilişkiler yeniden tazelendi.

16 Temmuz 1974'te Portekiz sömürgesine karşı bağımsızlığını ilan eden Gine Bissau'yu tanıyan ilk ülke Brezilya oldu.

1984 yılına gelindiğinde, Afrika'daki Brezilya elçiliklerinin sayısı 21'e yükseldi.

Ancak, Brezilya-Afrika ilişkilerinin köklü bir dönüşüm geçirdiği dönem Lula da Silva'nın iktidara geldiği 2003 yılıyla başladı. 


Lula döneminde afrika politikası: Dönüm noktası

Lula de Silva, Brezilya'nın uluslararası arenada daha etkili bir aktör olmasını hedefledi ve bu bağlamda Güney-Güney İşbirliği'ne özel bir önem gösterdi.

Afrika kıtası, bu stratejinin önemli bir parçası haline gelirken, Brezilya, Afrika ülkeleriyle ekonomik, diplomatik ve teknik iş birliğini artırma yoluna girdi. 

Brezilya'nın Afrika'ya yönelik aktif bir dış politika izlediği dönem olarak öne çıkan Lula döneminde Brezilya, Afrika'daki diplomatik varlığına odaklandı, kıtadaki Brezilyalı firma sayısı önemli ölçüde arttı ve Brezilya-Afrika ticaret hacmi hızla büyüdü. 

2000'li yılların ortalarına gelindiğinde Brezilya, Afrika'da sadece ticaretle sınırlı kalmadı, aynı zamanda teknik iş birliği ve kalkınma yardımları aracılığıyla kıtanın kalkınmasına katkıda bulundu.

Brezilya'nın bu dönemdeki yardımları, geleneksel kalkınma yardımlarından farklı olarak, uzun vadeli sonuçlar yaratmayı hedefleyen, kapasite artırıcı programlara dayalı bir yapı sergiledi. 

Lula'nın görevde olduğu dönem boyunca Brezilya sıklıkla Afrika ülkelerinin iklim ve çevre sorunlarına katkıda bulundu ve iklim açısından "akıllı tarım" gibi alanlarda değerli bir bilgi birikimi sundu.

Brezilya, Angola'da petrol ve Mozambik'te kömür de dahil olmak üzere Afrika fosil yakıt endüstrilerine yatırımda bulundu.

Bu yatırımlar, zaman içinde yolsuzluk skandalları ve bazı Brezilya şirketlerinin stratejilerinde yaptıkları değişiklikler nedeniyle azaltıldı.

Lula, 2 Kasım 2003'te Brezilya ve Afrika ülkeleri arasında daha yakın ilişkiler kurmak için bir dizi tarihi ziyarette bulundu.

Turu sırasında Lula, São Tomé ve Príncipe, Angola, Mozambik, Güney Afrika ve Namibya'yı ziyaret etti.

Lula'nın 2003'ten 2010'a kadar olan ilk iki başkanlık döneminde, Brezilya Afrika ülkelerinde 15'ten fazla büyükelçilik açtı veya yeniden faaliyete geçirdi ve çok sayıda ikili iş birliği programı başlattı.

2009'a gelindiğinde, Brezilya'nın Afrika'ya ihracatı küresel ihracatının yüzde 5,7'sine çıkarak rekor seviyeye ulaştı. 
Brezilya, Afrika ülkeleriyle ticaret hacmini hızla artırdı ve kıtadaki yatırımlarını genişletti.

Angola ve Mozambik gibi ülkelerle olan ticaret ilişkileri, bu dönemde hızla gelişme gösterdi.  

Brezilya yatırımları çoğunlukla madencilik, sivil inşaat, küçük ve orta ölçekli işletmelere odaklandı. 

Brezilya'nın Afrika ile olan ticari ilişkilerinin, Çin ve Hindistan gibi diğer BRICS ülkeleriyle kıyaslandığında sınırlı kaldığı söylenebilir.

Çin ve Hindistan, Afrika kıtasında hızla yükselen ekonomik aktörler haline gelirken, Brezilya'nın ticaret hacmi bu ülkelerin gerisinde kaldı.

Brezilya'nın Afrika'ya yaptığı kalkınma yardımları daha çok Portekizce konuşan ülkelere (Angola, Mozambik, Gine-Bissau, Cape Verde, São Tomé ve Príncipe) yönelik oldu.

Lula'dan sonra göreve gelen Dilma Rousseff döneminde ise Afrika ile ilişkiler, iç politik krizler ve yolsuzluk skandalları nedeniyle zayıfladı.

Rousseff, Brezilya'nın ekonomik sorunlarına odaklanarak Afrika'ya yönelik politikaları geri plana itti.


Yeniden Lula ve yeniden Afrika'ya dönüş

2023 yılında tekrar göreve gelen Lula da Silva, "Brezilya'nın Afrika'ya birçok yönden yardım etme potansiyeli olduğunu" söyleyerek, iyi ve verimli ilişkileri yeniden canlandırma hedefinde olduğunu belirtti.

2023 yılında Angola, Güney Afrika, Cape Verde ve São Tomé ve Príncipe'yi ziyaret eden Silva, bu yılın şubat ayında BRICS'in yeni üyeleri Mısır ve Etiyopya'yı ziyaret etti. Addis Ababa'da düzenlenen 37. Afrika Birliği Zirvesi'nin açılışında konuştu.

Göreve geldikten kısa bir süre sonra Gana, Mozambik ve Senegal'in de aralarında bulunduğu Afrika hükümetlerine verdiği 280 milyon dolarlık kredinin bir kısmını yeniden yapılandırma ve kısmen affetme planlarını inceleyen Lula, diğer alacaklılara da aynısını yapmaları yönünde tavsiyede bulundu. 

BRICS üyesi Brezilya, Lula da Silva liderliğinde ABD ve Çin arasındaki rekabeti dengelemeye yönelik bir dış politika izlemeye çalışıyor.  

Çok kutuplu bir dünya düzenini savunan Lula, Brezilya'nın mevcut küresel dengede bağımsız bir pozisyonda durmasını hedefliyor.

Bu çerçevede, Lula'nın Afrika'ya olan ilgisi, Brezilya'nın Güney-Güney iş birliğini güçlendirme çabalarının bir parçası olarak öne çıkıyor. 

Bugün Brezilya, Afrika dışında dünyada en fazla Afrika kökenli insan nüfusuna sahip ülke konumunda. Küresel lider olma hedefindeki Brezilya'nın Afrika kıtası ile tarihi bağları ve ekonomik potansiyeli, her iki taraf için de büyük fırsatlar sunabilir. 

 

 

Kaynaklar:

https://www.researchgate.net/publication/383743877_Brezilya'nin_Afrika_Politikasi 
https://afam.org.tr/brezilyanin-afrika-politikasi/ 
https://www.diplomaciabusiness.com/discurso-do-ministro-mauro-vieira-por-ocasiao-do-forum-brasil-africa-sao-paulo/

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU