İran'a ne olacak?

Esedullah Oğuz Independent Türkçe için yazdı

İranlı askerler 17 Nisan 2024'te Tahran'da bir Ordu Günü geçit törenine katılıyor / Fotoğraf: Majid Asgaripour-Batı Asya Haber Ajansı- Reuters 

7 Ekim 2023 tarihli Hamas saldırısıyla başlayan Gazze soykırımının birinci yılı geride kalırken herkesin aklındaki soru şu: İran'a ne olacak? 

Gazze soykırımı 1 yıldır, devam ettiği halde İslam dünyasının buna hâlâ toplu bir tepki verememiş olması, utandırıcı olmanın yanında korkutucu da.

Zira Gazze'de kana doymayan Yahudi terör devleti, gözünü diğer İslam ülkelerine dikmiş durumda.

Lübnan işgali başladı, bittikten sonra sıra Irak, Suriye ve İran'a da gelecek. 

Nitekim bundan önceki pek çok yazımda, İsrailîn Gazze'de durdurulmadığı takdirde, sıranın diğer İslam ülkelerine geleceğini ısrarla vurgulamış, hatta Türkiye'nin bile tehlikede olduğunu belirtmiştim ki Cumhurbaşkanı Erdoğan da geçen hafta yaptığı açıklamayla beni doğrulamış oldu. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İsrail, Batı ve dünyanın geri kalanı şunu açıkça anlamış durumda: İsrail ne yaparsa yapsın, İslam dünyasından ona karşı toplu bir yanıt/karşılık gelmeyecek.

Teke teke geldiklerinde ise hiçbir İslam ülkesi, İsrail ile baş edemeyecek. Ne yazık ki, buna Türkiye de dahil. 

"Arkasında ABD olmasa, Türkiye İsrail'i darmadağın eder" gibi kulağa hoş gelen iddialı laflara gelince, Türkiye'nin son 15 yıldaki eylemlerine bakın, derim.

Mavi Marmara olayında İsrail Türk gemisine el koyup 10 Türk vatandaşını öldürdüğü halde Türkiye, büyük laflardan oluşan kuru gürültüden başka somut bir yanıt veremedi.

Oysa kendi imkân ve kabiliyetlerine güvenen Türkiye çapında bir ülkenin yapması gereken, önce İsrail'in ağzına güçlü bir yumruk çakıp sonra onunla el sıkışmaktı.

Bunun yerine Ankara, ABD'nin tehditvari telkinlerini ve İsrail'in üstünkörü özrünü kabul ederek el sıkışmak zorunda kaldı.

Geçen aylarda İsrail Amerikan vatandaşı bir Türk bayanı öldürdüğünde de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tepkisi her zamanki gibi "kanı yerde kalmayacak, sonuna kadar olayın peşini bırakmayacağız" şeklinde oldu. 

Daha önceleri İsrail'e "bir gece ansızın gelebiliriz" diye çıkışan Erdoğan'ın şimdi tavır değiştirip "İsrail'in bizim vatan topraklarımızda gözü var" demesi, kimsenin gözünden kaçmadı.  

İslam dünyasının en güçlü ülkesi bile İsrail karşısında böyle bocalıyorsa, varın gerisini siz düşünün. 

Göreceksiniz, 57 ülkeden oluşan İslam dünyası İsrail'in işgal ve soykırımına toplu bir yanıt vermediği takdirde, 2025'in ilk aylarında Batı koalisyon uçaklarının İran'daki hedefleri ardı ardına bombaladıklarını göreceğiz.

Ardından İran'da Körfez Savaşı sonrası Irak'takine benzer bir duruma şahit olacağız.

Ayrılıkçı Kürtler ayaklanıp İran'ın Kürdistan vilayetini ele geçirecek, Kuzey Irak'taki Kürt yönetimi de Batı'nın da teşvikiyle soydaşlarına destek verecek.  

Ve sonra Irak Kürdistanı İran Kürdistanı ile birleşip Büyük Kürdistan devletini kuracak, Suriye'deki YPG bölgesi de ona katılacaktır.

ABD yeni Kürt devletini tanıyınca, dünyanın geri kalanı da onu izleyecektir.  

Sonra, Türkiye'deki parçanın da ona eklenmesiyle bu iş tamamına ermiş olacaktır. 

Böylece Araplar, Farslar ve Türklerin hakim olduğu Ortadoğu coğrafyasının tam ortasında yeni bir İsrail doğmuş olacaktır.

Yüzyıllarca bu üç halkın yönetimi altında ikinci sınıf bir halk olarak yaşayan bölgedeki Kürtler de Batı'nın kendilerine sunduğu bu fırsatı kaçırmak istemeyeceklerdir.

Böylece tarihte ilk defa büyük bir Kürt devleti kurulmuş olacaktır. 
 


Bunlar pek çok kişiye, akla hayale sığmayan uçuk fikirler gibi gelebilir.

Ama zaten 1 yıldır akla hayale sığmayan şeyler yaşıyoruz.

Kim derdi ki, İsrail binlerce bebek ve anneyi katlederken tüm dünya seyredecek?

Sözüm ona uygar Batı dünyası ise İsrail'i durdurmak yerine savaş gemileri ve uçaklar göndererek bu katliama ve soykırıma destek olacak?

Geç olmadan yapılması gereken şudur:

Türkiye, İran, Irak, Mısır ve Suriye aralarındaki irili ufaklı sorunları bir kenara bırakıp bir an önce bir ittifak oluşturmalı, İsrail bu ülkelerden herhangi birinin toprağına saldırırsa, ona karşı toplu yanıt vermeli.

Ayrıca Türkiye Pakistan ile yakın dostluk ve kardeşlik ilişkilerini kullanarak bu ülkeden nükleer bomba veya onu üretecek know-how temin etmeli.

İran da nükleer bomba yapımına hız vermelidir. İsrail ve Batı'nın anladığı tek şey, güçtür.

Öyleyse, Batı'nın karşısına ona denk bir güçle çıkılmalıdır. 

Unutmayın, İran parçalanırsa, sıra bize gelecektir.

Öyleyse, yumurta kapıya dayanmadan önlem almak, şart.

Yoksa, son pişmanlık fayda etmez. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU