Türkmenlerin dil bayramı ve Mahtumkulu sevinci

Esedullah Oğuz Independent Türkçe için yazdı

Görsel: YouTube/TRT Türkmenistan Temsilciliği

Türkistan'da Türkmen dili ve edebiyatı deyince ilk akla gelen isim, 18'inci yüzyıl klasik Türkmen edebiyatı şairi Mahtumkulu Fıragi'dir.

Mahtumku deyince büyükten küçüğe her Türkmen'in gözü parlar, herkes büyük şairden aklında kalan dizeleri ve satırları sıralamaya başlar.

Diğer bir deyişle, Mahtumkulu deyince Türkmenler için akan sular durur.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Nitekim, geçen salı günü Zeytinburnu'ndaki Türkmen dernekleri bir araya gelerek, hem dil bayramını hem de Mahtumkulu'nun doğumunun 300. yıldönümünü renkli görüntülerden oluşan coşkulu bir törenle kutladılar. 

Dil bayramından kastedilen, 2001 sonrası Afganistan'da kurulan cumhuriyet rejimi sırasında Türkmen diline resmi dil statüsünün verilmesi.

Törene Türkistan'ın her kesiminden katılanlar olduysa da törenin asıl ev sahibi, Afganistan Türkmenleriydi.

Birçok konuşmacı, Mahtumkulu'nun Türkmenlerin hayatındaki yeri ve rolü ve anadili korumanın önemi üzerinde durdu.

En ilginç konuşmacı ise, Türkmen toplumunda kadınlara daha fazla yer ve daha aktif rol verilmesi gerektiğini savunan genç doktora öğrencisi Zeynep Altın Dahi oldu. 


Peki, Mahtumkulu kim ve Türkmenler için neden önemli?  

1733 yılında bugünkü İran'ın Türkmensahra bölgesinde Etrek ile Gürgen nehirleri arasında kalan Hacı Govşan köyünde doğan Mahtumkulu, çok sıkıntılı bir dönemde yaşadı; bir yanda Hive Hanlığı'nın baskıları, diğer yanda İran Şahı'nın Türkmenler üzerine düzenlediği seferler ve nihayet Türkmen boyları arasındaki çekişmeler ve iç kavgalar. 

Böyle sıkıntılı ve buhranlı bir dönemde Mahtumkulu'nun en önem verdiği konu, Türkmen birliği oldu.

Çünkü Türkmen boyları arasında birlik sağlanabilirse hem Hive Hanlığı hem de İran Şahlığı ile baş edebileceklerdir. 

Mahtumkulu "haramhor mollalar" dediği mal-mülk düşkünü din adamlarına ve "süythorlara" (tefecilere) karşı da mücadele etmiş, sıradan saf köylülerin haklarını savunmuş, zalim yöneticileri, dini kendi çıkarları için istismar eden yobaz din tüccarlarını kıyasıya eleştirdi.

Buna karşın, gerçek İslam'ı savundu, insanlara sık sık kıyameti, hesap gününü hatırlattı, âdil, dürüst ve vicdanlı olmalarını öğütledi. 

İlginçtir, Sovyet döneminde Türkmenistan'da komünist ideolojinin işine geldiği için Mahtumkulu'nun "haramhor mollaları" eleştiren şiirleri ön plana çıkarılırken saf İslam'dan, kıyamet gününden söz ettiği dizeleri hasır altı edildi. 

Mahtumkulu çocukluğunda ilk eğitimini, usta bir şair olan babası Devletmamed Azadi'den aldı.

Orta öğrenimini Lebab'taki İdras Baba medresesinde, yüksek öğrenimini ise Buhara'daki Gögeldaş ve Hive'deki Şirgazi medreselerinde tamamlanayan Mahtumkulu Arapça, Farsça ve Çağatayca öğrenmiş, Nizami, Fuzuli, Harezmi, Farabi, El Biruni, İbni Sina, Ömer Hayyam, Mevlana ve Nevai gibi eski çağların şairlerinin ve alimlerinin eserlerini derinlemesine inceleme fırsatı buldu. 

Mahtumkulu genç bir medrese öğrencisiyken kendi köyünden Mengli adında bir kıza aşık oldu.

O dönem, Mahtumkulu'nun daha yeni şiir yazmaya başladığı yıllardı.

İnce uzun boylu beyaz tenli, çekik gözlü bir Türkmen güzeli olan Mengli bir ceylanı andıran zarafeti ve ürkek hareketleriyle genç Mahtumkulu'nun kalbini yakıp kül etti.

Zira Mengli'nin abileri, başlık parasını denkleştiremediği için Mengli'yi Mahtumkulu'ya vermediler. 

Genç şair, çeşme başında ve ırmak kenarında görüp gizlice bakıştığı Mengli'yi artık göremez oldu, bu yüzden sık sık rüyasında gördüğü Mengli'ye olan özlemini "Gözüme Mengli Han görüner" başlıklı şiirinde dile getirdi. 

Mahtumkulu, Mengli'ye kavuşadı ama töre gereği vefat eden ağabeyinin eşiyle evlenmek zorunda kaldı ve doğan iki çocuğu da bebek yaşta vefat etti. 

Mahtumkulu İran Şahlığı ile Hive Hanlığı'nın Türkmen yurduna akınlar düzenlediği, Türkmen aşiretleri arasında kanlı çarpışmaların yaşandığı, savaşta esir alınan binlerce Türkmen'in esir pazarlarında satıldığı, işkence gördüğü, Türkmen köylerinin yakılıp yıkıldığı çok sıkıntılı bir dönemde yaşadı; halkının yaşadığı acıları şiirlerinde muhteşem edebi ifadelerle dile getirdi.

Tüm zorluklara rağmen her türlü haksızlığa kahramanca göğüs gerdi, karşı çıktı, ama hiçbir zaman o yağız Türkmen çehresindeki gurura halel getirmedi.

Nitekim, "Mahtumkulu sözle ne ne bilening / Özünge kemlik bil aytman galanıng" diyerek bildiği her konuda görüş beyan ettiği, daima doğrudan ve hakikatlerden yana oldu. 

Kesin olmamakla birlikte Mahtumkulu'nun 1783 yılında vefat ettiği sanılıyor.

Bir anıt mezara dönüştürülen son ikametgâhı İran'ın Aktokay kentindedir ve her yıl ölüm yıldönümlerinde binlerce Türkmen tarafından ziyaret ediliyor. 

Mahtumkulu bugün, Orta Asya, İran ve Afganistan'daki Türkmenleri birleştiren belki de en önemli ortak değer.

Nitekim, Mahtumkulu'nın şiir divanı, Türkmenler arasında Kur'an'dan sonra en çok okunan ve baş tacı edilen kitap desek, abartmış olmayız.

Zira Türkmen toplumunda okumuşundan cahiline, muhafazakârından modernine, yaşlısından gencine, diğer bir deyişle 7'den 70'e herkes Mahtumkulu'nun şiirlerinden birkaç dizeyi ezbere bilir. 

Bunun nedeni, büyük şairin aşktan sosyal adaletsizliğe, iyilikten kıyametteki hesap gününe, büyük zaferlerden tarihi hezimetlere kadar her konuda bir şeyler yazmış olması.

Bir başka ifadeyle şair, şiirlerinde işlediği değişik konularla herkesin gönül teline bir şekilde dokundu.

Toplumun tüm kesimleri tarafından tutulmasının ve beğenilmesinin sebebi, budur.

Öyle ki, Mahtumkulu'nun bazı dizeleri tekrarlana tekrarlana halk arasında atasözlerine ve deyimlere dönüştü. 

Gerçi Türkiye Türkmenler için pek gurbet diyarı sayılmaz ama yine de atavatanlarından binlerce kilometre uzakta yaşayan soydaşlarımızın kendi şairlerini ve ediplerini hatırlayıp dil bayramlarını coşkuyla kutlamaları ve kültürlerine sahip çıkmaları, takdire şayan bir durum.

Öyleyse, yaşasın Türkmen dili ve Mahtumkulu'nun ölümsüz dizeleri!

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU