Takriben 200 yıl kadar cesedi Fransa'da bir müzede tutulan Sarah Barthmaan'ın kemiklerini, türlü diplomatik yazışmalarla ancak 2002 yılında Cape Town'a geri getirebilen Nelson Mandela "Biz Fransa'dan sadece Sarah'ın naaşını değil, çalınan onurumuzu geri aldık" demişti.
Hakikaten kıtanın Batı işgaliyle başlayan dönemine baktığımızda kıtada buna benzer birçok talihsiz olayın izleri görülür.
Batı'nın Afrika sömürgeleri tarihi aslında bir nevi Avrupa'nın zenginliğinin altında yatan kirli geçmişinin tarihidir.
Son 10 yıldaki gelişmelere baktığımızda Batı devletlerinin bu kara dönemin hesabını yavaş yavaş vermeye başladığını görüyoruz.
Sömürgeciliğin yağma politikası
Batılı ülkeler, sömürge döneminde Afrika'dan büyük miktarda kaynak, eser ve kültürel miras çaldılar ve bu etkiler bugün halen hissediliyor.
Mesela Güney Afrika, Gana ve Kongo gibi ülkeler, İngiltere ve Belçika gibi Avrupa güçleri tarafından altın ve elmas açısından yoğun bir şekilde sömürüldüler.
Nijerya, Angola ve diğer Batı ve Kuzey Afrika ülkeleri, çoğunlukla Batılı şirketler ve hükümetlerin lehine olan adaletsiz anlaşmalarla petrol rezervlerinin ağır sömürüsüne maruz kaldılar.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Avrupa ülkeleri, özellikle Doğu Afrika'da fildişi için filleri avlayarak vahşi yaşam popülasyonlarında büyük bir düşüşe neden oldular.
Ayrıca, Afrika'daki vahşi yaşam Avrupa'ya taşınarak ekosistemlerin tükenmesine yol açtı.
16 ve 19'uncu yüzyıllar arasında milyonlarca Afrikalı zorla ülkelerinden alınıp Amerika'da köleleştirildiler.
Bu durum, Afrika toplumları üzerinde kalıcı sosyal ve ekonomik etkilere neden olan büyük bir insan kaynağı kaybına yol açtı.
İngiltere, Fransa, Portekiz ve Almanya gibi Avrupalı sömürgeciler, yerel topluluklardan büyük miktarda verimli toprağı ele geçirip Avrupalı yerleşimcilere dağıttı veya pamuk, kahve ve kauçuk gibi nakit ürünler için sömürdüler.
Binlerce kültürel eser Afrika'dan yağmalandı ki bunların birçoğu günümüzde Avrupa'daki müzelerde sergileniyor.
Nijerya'dan alınan Benin bronzları ve Avrupa müzelerine gönderilen Mısır mumyaları, kafa tasları ve hazineler buna örnek.
Mali (Timbuktu), Etiyopya ve Sudan gibi bölgelerden el yazmaları, kutsal objeler ve diğer önemli kültürel öğelerin çalınması bu toplumları tarihsel miraslarından yoksun bıraktı.
Sömürge güçleri, Afrikalı liderlerin ve askerlerin kafatasları da dahil olmak üzere insan kalıntılarını bilimsel araştırmalar veya ganimet olarak topladı ve bunları Avrupa müzelerinde sergiledi.
Batılı şirketler, adil tazminat veya tanınma olmaksızın, geleneksel Afrika kaynaklarını, örneğin tıbbi bitkiler ve tarımsal uygulamalar açısından da sömürdü.
Kongo Özgür Devleti gibi yerlerde Afrikalılar, kauçuk ve diğer kaynakları çıkarmak için Belçika yönetimi altında milyonlarca ölüme yol açan zorla çalıştırma koşullarına maruz bırakıldı.
Kaynakların çıkarılması ve yerel ekonomiler üzerindeki kontrol, kârın Avrupa'ya aktarılması anlamına geliyordu ve bu da Afrika ülkelerini ekonomik olarak dezavantajlı ve yerel kalkınmayı destekleyecek servetten yoksun bıraktı.
Sömürgecilik, geleneksel yönetim, hukuk sistemleri ve sosyal yapıları bozarak birçok Afrika ülkesinde uzun vadeli siyasi istikrarsızlığa ve egemenlik kaybına yol açtı.
Bu eylemlerin mirası, Afrika üzerinde derin ve kalıcı etkiler bırakmış, ekonomik geri kalmışlığa, kültürel kayba ve çalınan eserlerin iadesi ile tazminat taleplerine yol açmıştır.
Tarihsiz bırakılan kıta: Afrika
Batılı ülkelerin Afrika'yı sömürmesi ve kolonileştirmesinin tarihsel sonuçları, kıta üzerinde ekonomik, politik, sosyal ve kültürel açıdan derin ve kalıcı etkiler bıraktı.
Afrika'nın doğal kaynaklarının (mineraller, değerli metaller ve tarım ürünleri gibi) büyük ölçekte sömürülmesi, birçok Afrika ekonomisini ham maddeye bağımlı hale getirdi ve yerel sanayilerin gelişimini engelledi.
Bu sömürü, Afrika'nın ekonomik çeşitlenmesini ve uzun vadeli büyümesini baltaladı.
Kolonyal güçler, Avrupa ekonomilerine fayda sağlayacak, ancak Afrika'nın kalkınmasını engelleyen ekonomik sistemler kurdu.
Altyapı genellikle yerel ihtiyaçları desteklemek yerine kaynakların çıkarılmasını kolaylaştırmak için inşa edildi ve bu da günümüzde devam eden dengesiz kalkınmaya katkıda bulundu.
Avrupalı kolonyal güçler, etnik, kültürel veya dilsel grupları dikkate almadan keyfi sınırlar çizdi ve bu sınırlar günümüzde Nijerya, Sudan ve Ruanda gibi bölgeleri istikrarsızlaştıran çatışmalara yol açtı.
Kolonyal yönetim, geleneksel yönetim yapılarının altını oydu ve güçlü kurumlar inşa edemedi.
Bu nedenle bağımsızlık sonrası birçok Afrika devleti, yönetim, yolsuzluk ve otoriterlik konularında zorluklarla karşılaştılar.
Kültürel eserlerin çalınması ve Batılı değerlerin dayatılması, geleneksel kültürleri, dilleri ve sosyal yapıları bozdu.
Afrika'nın kültürel mirasına verilen zarar, ulusal kimlik ve sosyal bütünlük üzerinde kalıcı etkiler bıraktı.
Transatlantik köle ticareti, nüfusları yok etti, toplulukları parçaladı ve aile yapıları ile sosyal ağları etkileyen uzun vadeli sosyal ve demografik dengesizliklere neden oldu.
Bu sebeple Afrika, sömürünün enkazı nedeniyle yüksek düzeyde eşitsizlikle birlikte dünyanın en yoksul bölgelerinden biri olmaya devam ediyor.
Bu miras, kalıcı yoksulluğa, yetersiz sağlık hizmetlerine, eğitim eksikliklerine ve kötü yaşam standartlarına katkıda bulundu.
Bağımsızlık sonrası, birçok Afrika ülkesi zayıf ekonomiler ve yüksek borçlarla baş başa bırakıldı.
Genellikle IMF ve Dünya Bankası gibi Batılı finansal kurumlara bağımlı hale gelindi ve bu kurumların dayattığı yapısal uyum programları sosyal hizmetler üzerinde ek baskı yarattı.
Kolonyalizm, Avrupa dillerini, yerel dinleri, gelenekleri, kültürleri ve dilleri yok etme pahasına onlara dayattı.
Bu durum, kültürel kimlik kaybına ve sömürgeleştirilmiş halklar arasında özsaygı eksikliğine yol açtı.
Kolonyal baskının, ırksal ayrımcılığın ve şiddetin psikolojik etkisi, eski kolonyal güçlere karşı tarihsel bir travma ve hoşnutsuzluk duygusu yarattı ve bu durum modern Afrika siyasetini ve Batı ile ilişkilerini şekillendirdi.
Kolonyal yönetimin sert koşulları, kıta genelinde birçok kurtuluş hareketini ateşledi ve Afrika'daki çoğu ülke ancak 1950'ler ve 1970'ler arasında bağımsızlığını kazandı.
Özetle sömürgeciliğin ağır yükü, ekonomik sömürü ve politik manipülasyon gibi zorluklar, birçok ülkenin istikrar ve refaha ulaşmasını engelledi.
Afrika'nın dekolonizasyon süreci
Bağımsızlıktan sonra bile, birçok Afrika ülkesi eski sömürge güçleri ve çok uluslu şirketler tarafından uygulanan ekonomik ve politik baskılarla sömürüldüler.
Bu talan dinamik genellikle yeni sömürgecilik olarak adlandırılır.
Kolonyal dönemde yağmalanan kültürel eserlerin iadesi için devam eden küresel bir hareket ve ayrıca kölelik ile sömürgeciliğin uzun vadeli etkilerini ele almak için mali tazminatlar talep ediliyor.
Afrika ülkeleri ve savunuculuk grupları, sömürünün yol açtığı ekonomik zararları için tazminat talep ediyor.
Sonuç
Batılı sömürünün yaşlı kıtadaki mirası, Afrika'yı ekonomik zorluklar, siyasal istikrarsızlık, sosyal parçalanma ve kültürel kayıpları ile boğuşur halde bıraktı ve kıtanın bugünkü mücadelelerini ve daha adil bir gelecek arayışlarını şekillendirdi.
Özetle Batılı ülkeler, altın, elmas ve petrol gibi değerli mineralleri çıkardı ve bu süreçte yerel halkın yararı gözetilmedi.
Kolonyal dönem sırasında birçok Afrika eseri, sanat eseri ve kültürel hatıra aşırıldı ve halen Batılı müzelerde ya da özel koleksiyonlarda saklanıyor.
Büyük toprak alanları plantasyonlar ve madencilik için alındı, bu da yerel toplulukların yerinden edilmesine ve geleneksel yaşam biçimlerinin bozulmasına yol açtı.
Transatlantik köle ticareti milyonlarca Afrikalıyı zorla Amerika'ya taşıdı, bu da mezkûr süreç içerisinde büyük bir yaşam kaybına ve kültürel bozulmaya neden oldu.
Afrika'nın kaynaklarından elde edilen zenginlikler sıklıkla Batılı ülkelere geri gönderildi ve bu, birçok Afrika ülkesini ekonomik olarak dezavantajlı bıraktı.
Batı yağmasına dayalı bu hadiseler, günümüzde Afrika'nın gelişimi ve kültürel mirası üzerinde kalıcı etkiler bıraktı.
Kaynakça:
1. Ayittey, George B. N. Africa Betrayed. New York: St. Martin's Press, 1992. (Ayittey, Afrika'nın sömürgecilik döneminde yaşadığı kaynak kaybı ve sömürünün kıta üzerindeki etkilerini ayrıntılarıyla ele almaktadır.)
2. Bennett, Norman R. Africa and Europe: From Roman Times to National Independence. New York: Africana Publishing Company, 1984. (Bennett, Afrika ile Avrupa arasındaki tarihi ilişkileri inceleyerek, sömürgeciliğin ekonomik, sosyal ve kültürel etkilerini değerlendirir.)
3. Davidson, Basil. The Black Man's Burden: Africa and the Curse of the Nation-State. New York: Times Books, 1992. (Davidson, sömürgeciliğin Afrika üzerindeki uzun vadeli etkilerini, özellikle de kıtadaki etnik ve siyasi yapılar üzerindeki tahribatını ele almaktadır.)
4. Fage, J.D. ve Tordoff, William. A History of Africa. Londra: Routledge, 2013. (Bu kapsamlı tarih kitabı, Afrika'nın Batılı sömürge güçleri tarafından nasıl şekillendirildiğini ve bu süreçte yaşanan kaynak kaybını anlatmaktadır.)
5. Hochschild, Adam. King Leopold's Ghost: A Story of Greed, Terror, and Heroism in Colonial Africa. New York: Mariner Books, 1998. (Hochschild, Kongo'daki Belçika sömürge yönetimini ve zorla çalıştırma sisteminin korkunç etkilerini detaylandıran bir inceleme sunmaktadır.)
6. Iliffe, John. Africans: The History of a Continent. Cambridge: Cambridge University Press, 2007. (Bu eser, Afrika'nın tarihsel olarak karşı karşıya kaldığı sömürü süreçlerini ve Batılı güçlerin kıta üzerindeki ekonomik ve kültürel etkilerini kapsamaktadır.)
7. Lugard, Frederick J.D. The Dual Mandate in British Tropical Africa. Edinburgh: William Blackwood and Sons, 1922. (Lugard, İngiliz sömürge yönetim stratejilerini ve bunların Afrika kaynakları üzerindeki etkilerini tartışarak, Batılı ülkelerin kıtayı nasıl yönettiklerini analiz etmektedir.)
8. Mamdani, Mahmood. Citizen and Subject: Contemporary Africa and the Legacy of Late Colonialism. Princeton: Princeton University Press, 1996. (Mamdani, geç kolonyal dönemin Afrika toplumları üzerindeki kalıcı etkilerini analiz eder ve sömürge yönetiminin sosyal yapı ve yönetişim üzerindeki etkilerini tartışır.)
9. Meredith, Martin. The Fortunes of Africa: A 5,000-Year History of Wealth, Greed, and Endeavour. New York: PublicAffairs, 2014. (Meredith, Afrika'nın tarih boyunca sömürüldüğünü ve Batılı güçlerin kıtanın kaynakları üzerinde kurduğu kontrolü ayrıntılarıyla ele almaktadır.)
10. Nkrumah, Kwame. Neo-Colonialism: The Last Stage of Imperialism. Londra: Thomas Nelson & Sons, 1965. (Nkrumah, bağımsızlık sonrası Afrika'nın hala ekonomik sömürü ve neokolonyal baskılarla nasıl karşı karşıya olduğunu tartışmaktadır.)
11. Pakenham, Thomas. The Scramble for Africa: White Man's Conquest of the Dark Continent from 1876 to 1912.New York: HarperCollins, 1991. (Pakenham, Avrupa devletlerinin Afrika'yı nasıl paylaştığını ve kıta üzerindeki büyük ekonomik ve sosyal etkilerini ele almaktadır.)
12. Rodney, Walter. How Europe Underdeveloped Africa. Washington, D.C.: Howard University Press, 1972. (Rodney, Avrupa'nın Afrika'yı nasıl sömürdüğünü ve bu sürecin kıtanın ekonomik gelişimini nasıl baltaladığını derinlemesine incelemektedir.)
13. Soyinka, Wole. Of Africa. New Haven: Yale University Press, 2012. (Soyinka, Afrika'nın sömürgecilikten miras kalan sorunlarını ve kıtanın kültürel ve ekonomik açıdan nasıl etkilendiğini anlatmaktadır.)
14. Zeleza, Paul Tiyambe. A Modern Economic History of Africa. Dakar: CODESRIA, 1993. (Zeleza, Afrika'nın ekonomik tarihine odaklanarak, Batılı güçlerin kıtayı nasıl sömürdüğünü ve bunun bugünkü etkilerini tartışmaktadır.)
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish