Bu köşede sıklıkla ele almaya çalıştı konuların başında Peru siyaseti geliyor.

Peru'nun en önemli sorunlarından biri de organize suç örgütleri ve bunlarla Peru polisi arasında geçen zorlu mücadele.

Üst düzey bazı siyasilerin yolsuzluk, rüşvet ve liyakatsizliğe dayalı skandalları veya şaibeli durumları yetmezmiş gibi, hem halk hem de iş dünyasını bezdiren bu çetelerin varlığı Peru için büyük dert.

Latin Amerika'nın yüzölçümü bakımından üçüncü büyük ülkesi olan ve son yıllarda politik istikrarsızlığın had safhaya ulaştığı Peru'da, 2022 yılı sonunda, eski Cumhurbaşkanı Pedro Castillo'nun parlamentoyu feshetme girişimi nedeniyle görevden azledilmesi sonrasında, yardımcısı Dina Boluarte cumhurbaşkanlığı koltuğunu devralmıştı.

Göreve geldiğinin ilk günlerinde yeni başkan kendisini samimi bir demokrasi havarisi olarak kamuoyuna lanse ederken, Peru başsavcılığı onun hakkında bir soruşturma başlattı.

Söz konusu soruşturma, 500 bin dolar değerinde olduğu iddia edilen Rolex saat ile ilgiliydi.

Bu soruşturma hem ülke ve toplum olarak Peru açısından, hem de Boluarte'nin mensubu olduğu Özgür Peru Partisi açısından ciddi bir skandaldı.

Peru basınında çıkan "Rolexgate skandalı" başlıklı haberler üzerine, Peru Başsavcılığı Boluarte'nin evine ani bir baskın gerçekleştirmişti.

Evin kapısı polis tarafından koçbaşı ile kırılmış ve savcılar tarafından 5,5 saatlik uzun bir sorgu yapılmıştı. Sorgu sırasında Dina Boluarte, söz konusu saati "Ayacucho Bölge Valisi Wilfredo Oscorima'dan ödünç olarak aldığını ve sonrasında geri iade ettiğini" ifade etmişti.

Nihayetinde Dina Boluarte'nin kamuoyu nezdindeki itibarı büyük zarar görmüş oldu.

Peki, bu durumdaki bir cumhurbaşkanının kamuoyu desteğini arkasına alarak organize suçun üzerine başarıyla gidebilmesi ne derece mümkün?

Bunu zaman gösterecek. Açıkçası şimdiden yargısız infaz yapmanın da gerekli ve doğru olduğunu düşünmüyorum.

Zira soruşturma henüz netleşmedi ve Kongre Dina Boluarte'yi görevden resmen azletme gibi bir girişimde bulunmadı.
 

Geçen günlerde Peru polisi, oldukça önemli bir operasyona imza attı.

Başkent Lima'daki nakliye şirketlerine şantaj yapan ve tehdit eden, "Los Nuevos Injertos de Comas" çetesinin 4 üyesi yakalandı.

Bu 4 adam aynı zamanda Monstro adlı bir tetikçi grubunun da parçası.

Operasyonda üzerlerinden çıkan silahlar küçük bir çete cephaneliğini andırıyor: 3 tabanca, 2 el bombası, bolca mühimmat, çok sayıda patlayıcı.  

En önemlisi de Peru'daki ulaşım tesislerinin ve nakliye şirketlerinin yerleşim yeri fotoğrafları, ayrıntılı krokileri ve 3 kilo uyuşturucu madde ele geçirildi.  

Ulaşım tesisleri ve nakliye şirketlerinin fotoğraf ve krokileri üzerlerinden çıktığı için, bu çetenin ülkedeki ulaşım tesislerine ve kendilerine boyun eğmeyen nakliye şirketlerine saldırı ve sabotaj yapma ihtimali çok kuvvetli görünüyor.

Mafya, bu coğrafyada, silaha ve uyuşturucuya hükmederek ülkeleri ve kitleleri yönetmeye kalkıyor.

Ancak Peru polisi, bu operasyonla mafyaya önemli bir darbe vurmuş görünüyor. 

5 Eylül'de, başkent Lima'daki Castilla Sağlık Merkezi açılışında Dina Boluarte'nin sarf ettiği şu sözlerde son derece ilginç ve biraz da popülistçe:

Bizi bölmeye çalışanlara bir mesajımız var. Çalışma ve gayretle tüm Perululara daha fazla eser sunmayı devam ediyoruz. Biz gerçeklerin ve somut eylemlerin hükümetiyiz.

Elbette bu beyanatın samimiyeti tartışılabilir. Zira üzerindeki şaibe kalkmadan Dina Boluarte'nin kamuoyu nezdindeki güven sınavı kolay sona ereceğe benzemiyor.

Ama hiç kuşkusuz, ülkeyi bir örümcek ağı gibi kuşatmış organize suçla, kartelleşmiş mafya çeteleriyle olan mücadelesinde kararlı ve başarılı olması da gerekiyor.

Yoksa ilerleyen süreçte oluşacak olan dev sosyoekonomik trajedinin ve politik enkazın altında tüm Peru kalabilir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.