Dostoyevski: Genci-yaşlısı birçok insan "Siz bizim peygamberimizsiniz, 'Karamazovlar'ı okuduktan sonra siz bizi daha iyi bir duruma getirdiniz" diyordu

Mayis Alizade Independent Türkçe için anlatıyor

Fyodor Dostoyevski ile Anna Dostoyevskaya / Kolaj: Independent Türkçe

Ord. Prof. Dr. Dmitri Lihaçov'un yönetiminde yayına hazırlanan Edebi Anıtlar dizisinden 1976 yılında Moskova ve Leningrad'da çıkmış olan Dostoyevski-Dostoyevskaya Mektuplaşmaları kitabında, Dostoyevski'nin kaleme aldığı sondan üçüncü mektubu (7 Haziran 1880), Independent Türkçe okurlarıyla paylaşırken şu hususun altını bir kez daha çizmemiz gerekir:

14 yıl boyunca bir şehirden diğerine, bir ülkeden ötekine gönderilmiş bu mektuplar, adeta önceden kurgulanmış bir konu ve kompozisyon temelinde yazılmıştır.

Çünkü ilk mektuptan Dostoyevski'nin 8 Haziran 1880'de kaleme aldığı ikinci mektuba kadar, sevinçli de olsa kederli de olsa sürekli bir gerginlik söz konusudur.

Ancak Fedya'nın ve Anya'nın son iki mektubunda, o gerilim yerini ilk kez rutine bırakır ve sakinlik, adeta Dostoyevski'nin ölüme doğru aldığı yolun taşlarını döşer.

11-12-13 Ağustos 1880 tarihlerinde kaleme alınmış karşılıklı iki mektupta, Fyodor ağırlıklı olarak çocuklardan bahsederken (bir mektubun ulaşamayacağını bildiğini de ekler), Anna kitap ve dergi satışlarının bilançosunu kocasına sunar.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Aralarındaki sevginin derinliğinden, son mektubun ulaşamama ihtimalinin olmasına rağmen, Anna da yazmayı ihmal etmez.

Ve... 28 Ocak 1881'de, daha 60 yaşını doldurmadan gelen ölüm, ikiliyi ayırsa da yazarın cenaze töreni, Rusya'daki devrimci akımların temelini atar.

1880 yılı Mayıs sonunda, çağdaş Rus edebiyatının babası Aleksandr Sergeyeviç Puşkin'in Moskova'da dikilen heykelinin açılış törenine aldığı davetin, Dostoyevski'yi aşırı heyecanlandırmasının esas nedeni, kendini Puşkin Ekolü'ne bağlı bir kalem sahibi olarak görmesiydi.

Açılış töreni arifesindeki tüm detayları Anna'ya yazmış, törenin ertelenmesinden dolayı moral bozukluğu yaşamasına rağmen nihayet, açılış günü Rusya'nın farklı noktalarından gelmiş edebiyat sever kitlelerin kendisine gösterdiği sevgiden çok memnun kalmasının yanı sıra, başta İvan Turgenev olmak üzere törene kadar kendisini aşağılayan liberal-Batıcı yazarların bile gelip elini sıkarak kendisini kutlamasını Dostoyevski büyük zafer olarak değerlendirmiştir.

Kısa süre önce yayınlanmış Karamazov Kardeşler romanının Rusya'da ve Avrupa'da gördüğü ilgi de Moskova'da gördüğü manzaralarla birleşince, kendisi derinden nefes aldığı gibi, bu durum Anna'yı da sevince boğmuştur.

Sözü daha fazla uzatmayıp Dostoyevski'nin gerçek okurlarını saygıyla selamlayalım...
 

F. M. Dostoyevski - A. G. Dostoyevskaya'ya

Loskutnaya Oteli, 33 No'lu Oda
Moskova, 7 Haziran 1880, Gece Yarısı
Staraya Russa'ya

Sevgili bi'tanem, benim Anya, kısa süre içinde sana yazacağım. Heykelin açılışı dün gerçekleşti, nasıl yazayım ama? Burada 20 sayfada bile tasvir edemezsin, hem 1 dakika bile zaman bulunmuyor. Artık 3 geceden bu yana sadece 5 saat uyuyabiliyorum, bu gece de aynen. Ardından verilen yemekte konuşmalar yapıldı. Sonrasında Hayırseverler Meclisi'ndeki törende müzik eşliğinde şiirler okundu.

Ben Pimen'in sahnesini okudum. Seçim fırsatının imkânsızlığına -zira Pimen salonun tamamına bağıramazdı- ve salonun en sessizinde okunmasına rağmen, benim mükemmel okuduğumu söylemelerinin yanı sıra az duyulduğunu da ifade ediyorlar. Beni mükemmel karşıladılar, uzun süre okumaya fırsat vermediler, hep davet ediyorlardı, okuyup bitirdikten sonra üç kere davet ettiler. Fakat çok basit şekilde okuyan Turgenev'i benden fazla davet ettiler. Kulislerde -karanlıkta kocaman bir yer- Turgenev çıkarken 100 kadar gencin kendilerinden geçmiş halde bağırdıklarını gördüm.

Şimdi bunların Kovalevski tarafından görevlendirilmiş şakşakçılar olduğu aklıma geldi. Öyle olduğu anlaşıldı: Sabah okumasında Turgenev'den sonra okumayı reddeden İvan Aksakov, Turgenev konuşmasında Puşkin'den 'milli şair' titrini alarak kendisine hakaret bulunmuştu, bana karşı alkışçıların -hepsi onun öğrencileri olup Batı yanlılarıdır- çoktan ayarlandığını ve kendilerinin gerçek önderinin Turgenev olduğunu göstermek, karşı çıkmamız durumunda bizi aşağılamak için Kovalevski tarafından kasıtlı yerleştirildiğini söyledi.

Sadece koltukta oturanların alkışlamasına rağmen her hâlükârda dün bana gösterilen ilgi büyüleyiciydi. Bunun dışında erkekler ve kadınlar elimi sıkmak için kitleler halinde kulise geliyorlardı. Verilen arada ben salonu dolaştım ve kendini bana taraf atan genci-yaşlısı birçok insan, 'Siz bizim peygamberimizsiniz, Karamazovlar'ı okuduktan sonra siz bizi daha iyi bir duruma getirdiniz' diyordu. (Uzun lafın kısası, Karamazovlar'ın muazzam bir önem arz ettiğinden emin oldum).

Bugün benim konuşmadığım sabah toplantısından çıkarken de aynı şey yaşandı. Merdivenlerde ve kıyafetlerimi değiştirdiğimde erkekler, bayanlar beni durduruyorlardı vd. Dünkü yemek sırasında iki bayan bana çiçek getirdi. Onların kimilerini soyadlarından tanıdım: Tretyakova, Golohvastova, Moşnina vd. İki gün sonra Tretyakova'ya -resim galerisi sahibesi kadın- ziyaret gerçekleştireceğim.

Bugün ikinci yemek oldu, edebiyat konuşuldu, 200 katılımcı vardı. Gençler beni gelirken karşıladılar, ilgi gösterdiler, çılgınca sözler söylediler, bunların tamamı henüz öğleye kadar gerçekleşti. Yemek sırasında birçoğu konuştu ve şerefe bir şeyler söyledi.

Ben konuşmak istemiyordum, fakat yemeğin sonuna gelindiğinde masanın arkasından fırlayarak konuşmaya mecbur bıraktılar. Ben sadece birkaç kelime söyledim: Coşkunun kükremesi, harfiyen kükreme.

Ardından artık farklı bir salonda beni kalabalık bir kitlenin arasına oturtarak çok ve hararetle -kahve ve purolar eşliğinde- konuştular. Saat 9.30'da otele döndüğümde -misafirlerin henüz üçten ikisi oradaydı- beni alkışlıyorlardı; orada kendi iradesi dışında ve hissetmeyenlerin -edebiyatı- bulunması ihtimali de vardı. Ardından merdivende peşimden gelen bu kalabalık pardesülerini, fötrlerini almadan benimle sokağa çıktı ve arabaya bindirdi.

Ve aniden elimi öpmek için fırladı: Tek biri değil, onlarcası ve sadece gençlik değil, ak saçlı ihtiyarlar da. Hayır, Turgenev'in sadece şakşakçılardır, benimkiler ise içten bir coşkuya sahipler.

Burada da her şeye tanık olan Maykov'un hayretlere düşmesi gerekir. Tanımadığım birkaç kişi bana yarın benim ve Aksakov'un emirlerimizde çok insan olacağını fısıldadı. Yarın 8 Haziran benim için en önemli gün olacak: Sabah sabah makalemi okuyacak, akşam ise 'Ayıcık'ı ve 'Peygamber'i söyleyeceğim. 'Peygamber'i iyi okuyacağımı düşünüyorum. Bana başarılar dile.

Burada güçlü hareketlenme ve coşku vardır. Dün Duma'nın yemeğinde Katkov uzun bir konuşma yapma riskinde bulundu; en azından katılımcıların bir kısmı üzerinde etki yaratabildi. Görünürde Kovalevski bana çok kibar davranmakta olup bir yerlerde ötekilerin yanı sıra ismimi telaffuz etmiş.

Aynı zamanda Turgenev. Annenkov bana taraf yürüdüler, fakat ben geri döndüm. Görüyor musun Anya, sana yazıyorum, ama henüz konuşmama son şeklini verememişim. 9'da görüşmelerim olacaktır ve konuşma metnimi kime vereceğimi kesinleştirmek gerekir. Her şey doğurduğu etkiyle ilintilidir.

Uzun süre kaldım, yeteri kadar para harcadım, ama buna rağmen geleceğin temelini atmışım. 'Yazıyı' yine düzeltmem gerekir, gömleğimi yarına hazırlamalıyım. Nöbetten korkuyorum. 'Tsentralnıy Magazin' az da olsa bir şey ödemiyor.

Görüşmek üzere bi'tanem, benim, seni bağrıma basıyor, çocukcağızları öpüyorum. Muhtemelen 10'unda yola çıkacak ve 11'inde geceye doğru varacağım. Hazırlan. Hepinizi sımsıkı bağrıma basıyor ve kutsuyorum.

Senin ebedi ve hiç değişmeyecek F. Dostoyevski'n.
N. B. Muhtemelen bu mektup sonuncu olacaktır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU