Türkiye'de her gün değişik dergi ve gazetelerde 500'e yakın köşe yazısı yayınlanıyor.
Yine Türkiye medya geleneğinin bir devamı olarak bu 500 civarındaki makalenin neredeyse %80'i %90'ı günlük siyaset üzerine.
Kültür, sanat, edebiyat, tarih, sosyoloji üzerine olan makaleler ne yazık ki çok az.
Tabii bunun da bir sebebi var.
Piyasa tabiriyle konuşursak bir arz ve talep meselesi.
İnsanımız günlük dedikodulardan, polemiklerden, kavgalardan çok daha fazla hoşlandı.
Ben de bugün size bir azınlık söyleyişçisi olarak, yazısı olarak kültür ve sanattan bahsetmek istiyorum.
Kürt müziği de aynen Arap müziği, Fars müziği, Türk müziği, Batı müziği, klasik müzik gibi derin köklere sahip.
Uzun uzadıya Kürt müziğini anlatmayacağım sizlere.
Çünkü klasik Kürt müziği diyeceğimiz kelamlar, destanlar...Yine Ahmet Arif Cizravi, Hasan Cizravi, Ayşe Şan, Tahsin Taha gibi rahmete gitmiş yüzlerce eski Kürt sanatçısının bütün Kürt tarihi, sosyolojisi ve folklorünü dile getiren eserlerini tek tek saymayacağım.
Bugün iki kişiden bahsetmek istiyorum.
Bunlardan birisi Bİtlis, Norşinli, Mehdi Mutlu, diğeri Suriye Kürtlerinden, Rojavalı, aslen Mardin'deki Ömeryan aşiretinden ama Amuda'da doğmuş büyümüş Sefqan Orkeş.
Bu iki genç kardeşimiz, tabii genç derken kime göre genç? İşte bana göre genç.
Yani her biri benden en az 15-20 yaş daha küçük olan bu kardeşlerimiz. Tabii ki bunlar da 40'lı yaşlarının üzerinde eliye merdiven dayamışlar. Çok güzel işler yapıyorlar.
Takip edenleriniz biliyor ama takip etmeyenleriniz ve bilmeyenleriniz de lütfen ilgilensinler.
Mehdi Mutlu'yu şahsen tanıdığım birisi.
Sefqan Orkeş ile henüz şahsen tanışamadım.
İnşallah tanışırım.
Ben de bir müzik sever olarak, yani müzisyen demeyeyim ama ciddi bir müzik sever olarak Kürtçe, Türkçe, Arapça, Azeri bütün bu müzikleri saatler boyu dinleyen ve ilgilenen biri olarak bu iki kardeşime canı gönülden teşekkür ediyorum.
Mehdi Mutlu'yla dostluğumuz çok daha eskilere dayanıyor.
Diyarbakır'da uzun yıllar çalıştı medyada.
Dini bir şeyh ailesinden geliyor.
Yani Bitlisli, Allah rahmet etsin, 20. yüzyılın başlarında 1924'te vefat eden Şeyh Hazreti Şeyh Muhammed Yahudiddin'in kardeşinin torunlarından.
Ama o saha yerine müzik ve kültür alanını seçti. Bence çok da iyi etti. Çünkü zaten öbür sahalarda yeterince insan var.
Sevgili kardeşim Mehdi, Mehdi Mutlu, hem iyi bir müzisyen, yani müzisyen derken hem çalıyor hem söylüyor ama bundan daha da fazla derinlemesine, bir folklor bilgisi derinlemesine, bir Kürt sosyolojisi her yönüyle bilgisine sahip.
Son yıllarda özellikle yaptığı işler çok daha güzel.
Bunu kendine de söyledim, Diyarbakır'da.
Bir iltifat değildi, sadece bir gerçeğin tespitiydi.
Yaşayan bütün Kürt sanatçılarla dünyanın dört bir yanında, yani gezerek sadece Türkiye içerisinde, Kürdistan'da değil, Avrupa'da, Ortadoğu'da her yerde onları bulup güzel röportajlar yapıyor.
Hem onların şahsi, özel ailevi hayatlarını arşive geçiriyor hem de müziklerini bir söyleşi şeklinde tekrar kayda geçiriyor.
Bu çok büyük bir emek isteyen ciddi bir çalışma.
Aynı şekilde Sefqan Orkeş de yine kendi şartları içerisinde, çünkü onun Suriye Rojava dışına çıkma, gezme imkanları biraz sınırlı, yani kısmen gidiyor ama sınırlı, o da yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalışıyor. Aynı şekilde ulaşabildiği bütün Kürt sanatçılarla benzer programlar yapıyor.
Bunları YouTube'da bulabilirsiniz, zevkle izleyebilirsiniz ve inan edin bunlar yıllar sonra çok daha kıymete binecek, kıymeti anlaşılacak.
Çünkü hızla işte insan ömrü geçiyor, insanlar vefat ediyor ve bunlar bir arşiv belgeseli olarak kalıyor.
Belki 100 yıl, 200 yıl, 300 yıl sonra bunlar geriye dönüp izlenecek, bakılacak, değerlendirilecek.
Mesela Sefqan Orkeş'in Allah rahmet etsin Said Yusuf vefat etmeden birkaç ay evvel onunla yaptığı bir program var.
Lütfen bulun ve izleyin ki Said Yusuf da bence halen yani bugüne kadar kıymeti yeterince anlaşılmamış, değeri bilinmemiş büyük bir usta.
Ben insanların fikri yapısıyla, siyasi yapısıyla, ahlaki özellikleriyle tırnak içinde bu alanda ilgilenmiyorum.
Şu an yaptıkları müziği ve ortaya koydukları ürünü söylüyorum.
Yani bu Zeki Müren için de geçerli, Bülent Ersoy için de geçerli, İbrahim Tatlıses için de geçerli, Müslüm Gürses için de geçerli, Safiye Ayla, Müzeyyen Senar için de geçerli.
Türkiye için söylüyorum.
Onun için bu kardeşlerimizin yaptıkları bu çalışmalarda özellikle Said Yusuf'u ne yazık ki ben vefatından 3-4 sene öncesinden itibaren anlayabildim.
Şivan Perver dahil, Muhammed Şeyho dahil, ki bunlar siyasi kimlikleri olduğu için çok fazla bilinen insanlar, bunların söyledikleri parçaların büyük bir kısmı Said Yusuf'a ait.
Ama militan siyasetle ilgilenmediği için bir köşeye çekildi yine.
Ama bugün bir bakıyorum ki en sevdiğimiz parçaların %70-80'i Said Yusuf'un eserleri.
Allah rahmet eylesin.
Ki benim akrabalarımdan, Suriye'deki akrabalarımdan, eşimin dayısıyla da çok samimi arkadaştılar.
Yıllarca doktor eşimin dayısı bana anlattı ama ben hep bu siyasi kimlikleri daha böyle önde tuttuğum için tam değerini anlayamadım. Ne yazık ki.
Bugün Mehdi Mutlu'ya, Sefqan Orkeş'e canı gönülden teşekkür ediyoruz. Çok önemli işler yapıyorlar.
Bunlar tarihe kaydoluyor, geçiyor ve inan edin bugün kıymeti bilinmese, az bilinse bile yıllar içinde ne büyük işler yaptıklarını aklı başında olan herkes anlayacak ve onlara canı gönülden teşekkür edecek.
Allah bu çabalarında onlara kuvvet versin, yollara açık olsun.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish