Önce 31 yıldır iktidarda olan Yeni Azerbaycan Partisi hakkında kısa bir özet yapalım.
Parti; 21 Kasım 1992’de Haydar Aliyev’in önderliğinde kuruldu, 18 Aralık’ta Adalet Bakanlığınca tescil edildi. Cumhurbaşkanı Ebülfez Elçibey’in önerisi ve ısrarıyla Haydar Aliyev 15 Haziran 1993’te Azerbaycan Ulusal Meclis Başkanı seçildi. Elçibey 18 Haziran’da makamını terk edip köyüne yerleşince yetkiler Meclis Başkanı Aliyev’e geçti. Ekim 1995’te yapılan Meclis seçimlerine ilk kez katılan Yeni Azerbaycan Partisi o seçimde olduğu gibi ondan sonra yapılan tüm seçimlerden yüzde 65-70’lik zaferle çıktı. En son 9 Şubat 2020’de gerçekleştirilen erken seçimde Yeni Azerbaycan Partisi Meclis’e 70 milletvekiliyle girmeye hak kazandı. Partinin 730 bin kayıtlı üyesinin olduğu açıklanmıştır (Azerbaycan’ın toplam nüfusu yaklaşık 11 milyon olup yaklaşık 3 milyon insan ekonomik ve siyasi durumdan dolayı ülkeyi terk etmiştir). Halihazırdaki Genel Başkanı Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Başkan vekilleri Mehriban Aliyeva, Tahir Budagov ve Ali Ahmedov’dur.
Meclisin kendini “bırakması”
Geçtiğimiz haziran ayında Parti Genel Başkan vekili Tahir Budagov Ulusal Meclis’e yaptığı başvuruyla Yeni Azerbaycan Partisi’nin Meclis Grubu Cumhurbaşkanına “Parlamentoyu feshetmesi” çağrısında bulundu. 28 Haziran’da Aliyev, Meclisi feshederek 1 Eylül’de erken seçim yapılmasını kararlaştırdı. Yeni Azerbaycan Partisi 125 sandalyeli Parlamento seçimlerine katılacak aday listesini 17 Temmuz’da açıkladı. Partinin Meclise girecek isimlerinin listesini 1995 seçimlerinden yaklaşık iki hafta önce dönemin Cumhurbaşkanı danışmanı Nemet Penahlı açıklamış ve liste büyük oranda doğru çıkmıştı. Yani mazbata alacak kişilerin listesi seçimden önce Cumhurbaşkanı tarafından onaylandığı için seçim formalite niteliğinde olmuştu. Bu gelenek o günden bugüne asla değişmedi ve Yeni Azerbaycan Partisi her seçim öncesinde aynı mekanizmayı çalıştırdı: 125 sandalyeli Mecliste Yeni Azerbaycan Partisi’nin yaklaşık 70 adayına mazbata verilirken iktidara çok yakın yaklaşık 40 kişiye mazbata “tarafsız” kisvesi altında veriliyor. Geri kalan 15-20 mazbata ise yine iktidar politikalarını koşulsuz destekleyen tabela partilerine dağıtılıyor. Örneğin Asım Mollazade’nin 2005 yılında kurduğu Demokratik Reformlar Partisi o zamandan bu yana Meclis’te sadece Asım Mollazade’yle temsil edilmekte olup Fazıl Mustafa’nın partisi Fazıl Mustafa’nın, Kudret Hasankuliyev’in partisi Kudret Hasankuliyev’in, Tahir Kerimli’nin Vahdet Partisi kendisinin mazbatasına eşittir. Otuz seneden bu yana Mecliste bulunmuş Fezail Ağamalı 1 Eylül’de mazbata yenileme için onay almamış olacak ki, kendisinin değil kızının adaylığının kabul edildiğini açıkladı. Ağamalı’yla birlikte otuz seneden bu yana Mecliste bulunan Zahid Oruç, bu görevinin yanı sıra Cumhurbaşkanına bağlı Sosyal Araştırmalar Merkezi Başkanlığı görevini yürütmektedir.
Muhtemelen bu iki mühim koltuk Zahid Oruç’a yetmemiş olacak ki, geçtiğimiz 7 Şubat’ta yapılmış Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisini göreve atayan İlham Aliyev’e karşı adaylığını açıkladı ve İlham Aliyev’in aldığı %93 oyun ardından %2,2 ile sandıktan ikinci çıktı. İktidarın onayıyla 2005 yılından buyana “bağımsız” titriyle Meclis’e giren Ebülfez Elçibey’in Başbakanı Ali Masimov ve Başbakan Yardımcısı Vahid Ahmedov’un durumları asla esnemiyor. 3 mazbatayla temsil edilen Vatandaş Dayanışması Partisi “ana muhalefetlik” iddiasındayken Devlet Başkanı Aliyev “Biz muhalefete de Meclis Başkan Vekilliği görevi verdik” diyerek istisnasız olarak her şeyi bizzat kendisinin belirlediğini dünya aleme göstermişti. Meclis Başkanı da bizzat Devlet Başkanının işaretiyle onaylanıyor. Oturumların tamamını Meclis Başkanı yönetirken Başkan Vekillerini de sağına-soluna alıyor. Halihazırdaki süreç asla ve zerre kadar herhangi bir değişikliğe işaret etmiyor.
Nahçıvan takımı bir eksikle tam tıkırında...
Telaşlanmayın, 1990 yılından buyana Nahçıvan bölgesinden Azerbaycan Meclisi’nde bulunan Eldar İbrahimov yine koltuğunda olacak. Her biri günde en az 12 saatlik çalışma talep eden Azerbaycan Bilimler Akademisi Başkanlığı, Bilimler Akademisine bağlı Nizami Gencevi Edebiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürlüğü ve... milletvekilliği görevlerini yürüten İsa Habibbeyli’nin isminin bu kez Yeni Azerbaycan Partisi Nahçıvan adayları listesinde bulunmaması nereden kaynaklanıyor acaba?24 saatin 36 saatini çalışamamasının anlaşılmasından dolayı mı?
Ve tabii ki ilahi Siyavuş Novruzov. Köyden başkente cızlavetle gelen bu şahıs otuz seneden buyana Azerbaycan halkına küfür ve hakaretler yağdırırken her gün sarfettiği komik sözler ve yaptığı gülünç davranışlarla toplumda maskara haline gelmesine rağmen Aliyev’in ondan vazgeçememesinin nedeni de işte bu komikliği olsa gerek. Hanımı Azerbaycan Ombudsmanı koltuğunu işgal etmiş Siyavuş Novruzov’un Azerbaycan siyasetine getirdiği küfürler, argolar, kabalıklar kendisine “Benim Küfürcü Siyavuşum” lakabının takılmasına neden olmuştur.1 Eylül’de altıncı kez milletvekili mazbatası verilecek Siyavuş Novruzov’un bu huylarından vazgeçeceğini toplum asla beklemezken biz de “Hadi hayırlı tıraşlar” diyerek bu parantezi kapatıyoruz.
“Mezhepleri birleştirmek isteyen” eski Devlet Bakanı Meclise dönüyor
Eylül 2017’de İstanbul’da yapılan bir toplantıda konuşan Azerbaycan’ın Diyanetten sorumlu Devlet Bakanı Mübariz Gurbanlı, “Kafkasya’nın en büyük camisi konumundaki Haydar Camisi’nde çeşitli mezheplere mensup müminleri bir araya getirerek Vahdet Namazları kıldırıyoruz. Amacımız mezhepler arasında birlik oluşturmak ve sonuçta onları aynı çatı altında birleştirmektir” şeklinde konuştuğunda dönemin Diyanetten Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a, “Azerbaycanlı bakan mezhepleri birleştirme namazları kıldırdıklarını söyledi. Buna sizin yaklaşımınız ne?” diye sormuştum. Şaşkın durumdaki Bozdağ sadece “Biz dini özgürlüklere saygı duyuyoruz” diyebilmişti. İşte o Mübariz Gurbanlı’nın muhtemelen “mezhepleri birleştirme” yolunda görevini yerine getirmiş olmalı ki yeniden Meclis çatısı altına dönmesi uygun görülüyor. İktidar partisi çatısı altında 10 sene görev yaptıktan sonra İstanbul’a başkonsolos olarak atanan Seyyad Salahlı, ülkesine döndükten sonra Diyanetten Sorumlu Devlet Bakan Yardımcılığı görevini üstlenerek Bakan Gurbanlı ile birlikte çalışmıştı. “Mezhepleri birleştirmek için Vahdet namazı” kıldırılması konusunda rolünün olup olmadığını bilmiyoruz ancak yaşları yetmişi geçmesine rağmen Yeni Azerbaycan Partisi’nin 25-30 sene önce Haydar Aliyev’le birlikte siyaset yapmış temsilcilerine bir daha mazbata verilecek olması çok ilginç bir manzara ortaya çıkarıyor. 11 sene Başbakan Yardımcılığı yaptıktan sonra Milli Meclis’e dönecek olanların listesinde Ali Ahmedov’un da ismi bulunuyor.
“Bağımsız”ların geliştirdiği demokrasinin kaderi tehlikeye girecek mi?
Yeni Azerbaycan Partisi listesinden değil de Devlet Başkanının oluruyla (başka tür imkânsız zaten) mazbata sahibi olanları adayların açıklanması sürecinde ne bekliyor? Bu soru onları herkesten çok telaşlandırıyor. Örneğin 2005 yılından bu yana mazbata sahibi olan gazeteci-yazar Agil Abbas’ın ismi adaylar listesinde bulunacaksa, mazbata da garanti olacak, bulunmazsa Agil Bey buna herhangi bir tepki verecek mi? Bu kategorideki insanlara bu kez mazbata verilmeme ihtimali güçlüdür. Çünkü üç sene önce oluşturulmuş iş birliği projesi çerçevesinde iktidarın ayarladığı otobüse binerek, örneğin ülkenin Güney Batısındaki Hekeri çayına balık dökmeye giden muhalefet temsilcileri haklı olarak bu iş birliğinin karşılığında mazbata bekliyor. Tabela partileri kontenjanına o muhaliflerin de eklenmesi durumunda “bağımsızlar” nereye sıkıştırılacak? Oysa Agil Abbas iktidara verdiği canhıraş destekten dolayı bizzat Meclis’te “En çok küfür bana, Hadi Recepli’ye (bir süre önce vefat etti) ve Fazıl Mustafa’ya yağdırılıyor. Sadece bir internet sitesinde babama 932 kere küfredildiğini saymışım” diye isyan etmişti. Şimdi mazbatasız kalması haksızlık olmayacak mı?
Bunun gibi bir yığın sorunun yanıtını almak için birkaç gün daha beklemek gerekecek.
İşte o “birkaç gün” dediğimiz “kendini bırakmış Azerbaycan Meclisi’nin” ciddi biçimde yenilenmesine neden olmayacak, burası çok kesin. Ancak o “birkaç gün” iktidar-muhalefet diyaloğu çerçevesinde meydana girmiş muhalif temsilcilerin kaçına mazbata verileceğini belirleyecek.
Nasıl demişti Hamlet’te Shekaspare: İşte esas mesele de bu...
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish