ABD eski Başkanı ve Cumhuriyetçi Parti’nin 2024 seçimlerindeki Başkan adayı Donald Trump’a yönelik cumartesi günü Pennsylvania’nın Butler kentindeki bir seçim mitinginde suikast girişiminde bulunuldu. Saldırgan olay yerinde etkisiz hale getirildi. Olayda bir kişi de hayatını kaybetti.
Suikast girişiminin zamanlaması kritik
Saldırganın Pennsylvania Bethel Park’ta yaşayan 20 yaşındaki Thomas Matthew Crooks olduğu açıklandı. Crooks’un bir Cumhuriyetçi olduğu biliniyor. Henüz Crooks’un saldırıyı hangi saiklerle gerçekleştirdiği, bir “yalnız kurt” mu olduğu yoksa başka bağlantılarının mı bulunduğu ise belli değil. Belki bu bilgiler hiçbir zaman su yüzüne çıkmayacak. Ancak olayın zamanlaması oldukça kritik.
Birincisi, 27 Haziran’da Trump ile Biden arasında ilk münazara gerçekleşti. Seçim sürecine hâkim olan gerilim tarafların zaman zaman birbirlerine hakarete varacak şekilde ifadeler kullanmaları tansiyonun daha da yükselmesine neden oldu. Öte yandan, Biden’ın ileri yaşından dolayı var olan endişeler arttı ve artık kendisinin görevi bırakması gerektiğine yönelik görüşler yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Bazı anketlerde Biden’ın yeniden yarışmak için yaşlı olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 82’lere ulaştı.
Demokrat Parti üçe bölündü. Bazı Temsilciler Meclisi üyeleri ve bazı Senatörler açık bir şekilde Biden’ın çekilmesi gerektiğini söylerken, parti üyelerinin büyük bir kısmının kapalı kapılar ardında Biden’in gitmesinin artık zaruret olduğunu düşündükleri ve bir “B” planı üzerinde çalıştıkları, Senato Çoğunluk lideri Demokrat Chuck Schumer ve Temsilciler Meclisi eski Başkanı Nancy Pelosi’nin bu grup içerisinde yer aldığı biliniyor. Hatta basında yer alan bir iddiaya göre Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in Trump karşısında bir şansının olup olmadığı yönünde parti gizli bir çalışma başlattı. Parti içerisinde üçüncü bir grup ise, Biden’ın yarıştan çekilmesi için geç kalındığını, bu nedenle adaylığının ağustos ortasında Chicago’da yapılacak Ulusal Kongre’de onaylanması gerektiğini savunuyor.
Tüm bunlara rağmen, bu noktada bir hususu vurgulamakta fayda var, Biden’a yönelik artan endişelere rağmen, münazara öncesinde adaylar anketlerde başa baş giderken, ilk münazaranın ardından Trump Biden’ın 3-4 puan önüne geçti, fakat birkaç hafta içerisinde aradaki fark yine Trump lehine 1 puana düştü. Dolayısıyla hiç değilse yapılan anketlere göre Biden hala kazanma şansına sahip.
İkincisi, saldırının 15 Temmuz’da başlayacak ve Trump’ın adaylığının kesinleşeceği Milwaukee Wisconsin’deki Cumhuriyetçi Parti kongresinden hemen önce gerçekleşmesi. Saldırgan Trump’ı öldürmeye çalışarak kongrede başka bir adayın seçilmesini mi hedefledi?
Crooks bu saldırıyı tek başına yapmış olsa dahi, iç siyasi dinamikler değerlendirildiğinde Trump ekibinin bunu lehine kullanması ve saldırının siyasi saiklerle yapıldığını iddia etmesi kuvvetle muhtemeldir. Olayın mahalinden uzaklaştırılırken Trump’ın etrafındaki etten duvarı delerek yumruğunu kaldırması, olaydan bir gün sonra yarışa devam edeceğini belirten ve kötülüğün kazanmasına izin verilmemesi gerektiğini vurgulayan bir paylaşımda bulunması da buna işaret ediyor.
Güvenlik açığı mı vardı?
Saldırganın miting alanına yakın bir prefabrik yapının çatısından ateş ettiği açıklandı. FBI, eyalet ve yerel kolluk kuvvetleriyle eşgüdüm halinde hemen olay hakkında kapsamlı bir soruşturma başlattı.
Normal şartlarda ABD başkanlarını, eski başkanları ve başkan adaylarını korumakla sorumlu olan Gizli Servis’in civardaki tüm binaların üzerine keskin nişancılar konuşlandırması standart güvenlik protokolüdür.
Saldırganın nasıl binanın çatısına çıktığı ve Gizli Servis’in nasıl kendisini tespit etmediği/edemediği şu anda ABD’de büyük bir tartışma konusu. Gizli Servis’in bir ihmalinin olup olmadığı olayın akabinde kameralar karşısına geçen Başkan Biden’a soruldu, fakat kendisi bu soruyu yanıtsız bıraktı. Butler Bölge Başsavcısı Richard Goldinger da saldırganın binaya nasıl ulaştığının araştırılması gerektiğine vurgu yapan bir beyanatta bulundu. Mitinge katılan bazı vatandaşlar, Crooks’u saldırıdan dakikalar önce binanın üzerinde gördüklerini ve Gizli Servis’e işaret ettiklerini, ancak hiçbir hamlede bulunulmadığını öne sürdüler.
Bazı kaynaklar Trump’ın genelde büyük arenalarda miting düzenlediğini, bu mitingin ise Pennsylvania’nın ufak bir kasabasında yapıldığını ve Gizli Servis’in bazı binaları güvenlik kordonuna almadığını iddia ediyor.
Trump, planlandığı şekilde Milwaukee’deki kongreye katılacağını açıklarken, Biden kampanyasını yürüten yetkililer bazı seçim reklamlarının kaldırılacağının duyurdu. Gizli Servis ise her iki adayın güvenliğini garanti altına almak için yeniden bir değerlendirme yapılacağını duyurdu. Bazı Amerikalı yetkililer 11 Eylül saldırılarından bu yana ABD’nin güvenlik açısından en tehlikeli döneminden geçtiği yorumunda bulundular.
Her hal ve karda, konunun etraflıca araştırılması ve varsa bir ihmalin tespit edilerek gerekli tedbirlerin alınması önem arz etmektedir. Zira bu olay 2024 ve sonrasındaki başkanlık seçimlerinin özgür ve güvenli bir ortamda yapılmasına ciddi anlamda gölge düşürür.
ABD’nin suikast tarihi ve bireysel silahlanma
Trump suikast girişiminin akabinde yaptığı ilk açıklamada "Ülkemizde böyle bir olayın gerçekleştiğine inanmak güç." şeklinde konuştu. Halbuki, ABD tarihi Başkanlara ve üst düzey yetkililere yönelik suikast girişimleriyle dolu.
ABD Başkanları James Garfield, Abraham Lincoln, William McKinley, John F. Kennedy görevleri başında suikaste kurban gitti. Theodore Roosevelt, Franklin D. Roosevelt, Gerald Ford, Ronald Reagan ve George W. Bush ise suikast girişiminden kurtulan Başkanlardı.
Geçmişte, Martin Luther King Jr ve Malcolm X gibi siyasi şahsiyetlere yönelik suikastlar da düzenlendi.
Tabiatıyla, Trump’a yönelik saldırı ABD için kangrenleşen bir sorun haline gelen ve ABD’de her yıl on binlerce kişinin ölümüne neden olan bireysel silahlanma konusunu da gündeme getirdi. ABD’deki silah lobisinin siyaset üzerindeki etkisi ve silahlanmanın Amerikan kültürünün bir parçası olduğu düşünüldüğünde değişim zor görünse de silah satışı konusunda ilave tedbirlerin alınmasının şart olduğu bir kez daha net bir şekilde görüldü.
ABD ve dünyadan tepkiler
Trump’ı ilk arayanlardan biri Başkan Joe Biden oldu. Biden, Trump’a geçmiş olsun dileklerini iletti ayrıca kamuoyuna kısa bir açıklama da yaptı. Trump’ın iyi olduğuna sevindiğini belirten Biden, ABD'de bu tür hastalıklı şiddete yer olmadığını, bu tür olayların gerçekleşmesine izin verilmemesi gerektiğini vurguladı ve “buna asla göz yumamayız" dedi. ABD eski Başkanları George W. Bush, Bill Clinton ve Barrack Obama da olayı kınayan mesajlar paylaştı.
Bazı Cumhuriyetçi Kongre üyeleri ise Biden Yönetimini suikast girişiminden sorumlu tutan açıklamalarda bulundular.
Türkiye’den hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Dışişleri Bakanlığı açıklama yayınlayarak olayı kınadı. Çin dahil dünyanın birçok ülkesinden de benzer mesajlar geldi.
Rusya’dan gelen açıklamalar ise tartışma yaratacak nitelikteydi. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, ABD'de başkan ve başkan adaylarına yönelik suikast girişimlerinin ülkenin iç siyasi yaşamında "gelenek" olduğunu ifade etti.
Kremlin Sözcüsü Dimirti Peskov Rusya’nın saldırıyı şiddetle kınadığını belirttikten sonra, “aday Trump'ı siyasi arenadan uzaklaştırmak için önce yasal araçları, mahkemeleri, savcıları kullanarak, siyasi olarak itibarsızlaştırmaya ve taviz vermeye yönelik sayısız girişimden sonra Trump'ın hayatının tehlikede olduğu, tüm dışardan gözlemleyenler için açıktı” diye konuştu.
Peskov devamla, Biden yönetiminin "isteyerek veya bilmeyerek çalışma yöntemlerini iç politikaya aktardığını", iç arenada da zorlayıcı karar verme tarzının ortaya çıktığını öne sürdü.
İlerleyen günlerde olaya ilişkin yeni bilgiler ortaya çıkacaktır; ancak Trump’ın seçimlerde kilit rol oynayan Pensylvania Eyaleti’nde neden Butler kentini tercih ettiği, Crooks’un neden Trump’ı öldürmek istediği, saldırganın nasıl Trump’ın bu kadar yakınına girebildiği, Crooks’ın olay yerinde öldürülmesinin şartı olup olmadığı hakkında korkarım hiçbir zaman bilgi sahibi olamayacağız.
ABD’nin önünde kritik bir dönem bulunuyor. Bu olayın ardından ABD’nin istikrarsızlığa sürüklenmesinden Rusya, Çin, İran ve Kuzey Kore başta olmak üzere istifade edecek birçok ülke bulunuyor.
Trump’ın suikast girişimi sonrasında üslubunu sertleştirmesi ve Başkan seçilmesi halinde ülke içerisindeki bölünmüşlüğü daha da güçlendirmesi ihtimal dahilindedir.
Ancak savaşların yaşandığı bir dönemde böyle bir durumun vuku bulmaması için her iki Başkan adayının itidalli davranmaları, toplumu ayrıştırıcı değil, birleştirici söylemler benimsemeleri hem kendi ülkelerinin hem de tüm dünyanın çıkarına olacaktır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish