Harika plajları ve turistlerin hayalini süsleyen Maldivler, Hint Okyanusu'nda 1200 adadan oluşan 515 bin nüfuslu bir devlet.
Maldivler'in 1200 adasının sadece 281 adasında yaşam var. 1200 adanın 195'inde Maldivliler yaşarken 86'sı ise ‘otel ada' olarak kullanılıyor.
Hindistan'ın 750 kilometre güneyinde yer alan Maldivler aynı zamanda çok bahsedilmese de jeostratejik olarak da Hint Okyanusu'nun ve Hint-Pasifik stratejisinin neredeyse merkezinde yer alıyor.
Pekin'in ABD ve bölgesel müttefiklerinin son yıllarda Çin'in bölgesel etkisini sınırlandırmayı hedefleyen Hint-Pasifik stratejisinde gedik açabilmesi için önemsediği bir ülke.
Son yıllarda dikkat çekici bir şekilde küçük ada ülkeleri Solomon Adaları örneğinde olduğu gibi, büyük güçler arasındaki mücadelede önemi hızla artıyor.
Muhtemelen bu kapsama hep plaj turizmiyle kendinden bahsettiren Maldivler de bu rekabet alanına dahil oluyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Hindistan, Maldivler'in bölgesel en büyük rakibi Çin'in nüfuzuna girmesine doğal olarak sıcak bakmadığı gibi tehdit de algılıyor.
Maldivler'i, 1966'da İngiltere'den bağımsızlığını kazanması sonrasında ilk tanıyan ülke Hindistan olmuştu.
Coğrafi yakınlığın da etkisiyle, Hindistan-Maldivler arasında tarihsel, ekonomik, kültürel, politik ve stratejik ilişkiler derin.
Diğer bir ifadeyle Hindistan-Maldivler arasındaki ilişkilerin bir tarihsel boyutu da var.
Bu çerçevede bakıldığında da Çin Maldivler'de yeni gelen bir aktör (newcomer) konumunda.
Bilindiği üzere, son yıllarda Çin Hindistan'ın güneyinde yer alan Sri Lanka'da da Kuşak-Yol Girişimi çerçevesinde yaptığı yatırımlarla nüfuzunu arttırma çabası Yeni Delhi tarafından sıcak karşılanmıyor.
Sri Lanka'ya ek olarak Maldivler'de de Çin nüfuzunun artması, Hindistan'ın rakibinden algıladığı tehdit düzeyini de arttırması muhtemel.
Hatırlanacağı üzere Maldivler Başkanı Muhammet Muizzu Kasım 2023'te başkanlık koltuğuna oturması sonrasında Hindistan askerlerinin "Hindistan-dışarı" politikası çerçevesinde ülkeden çıkması için 15 Mart'ta kadar süre vermişti.
Bu nedenle de Hindistan ve Maldivler arasında bir gerginlik yaşanmıştı.
Maldivler'de bulunan 75 civarındaki Hindistan askerlerini sorumluğu, Yeni Delhi'nin yardımları kapsamında oluşturulan 3 hava platformunu işletmek, insani yardım faaliyetlerine destek vermek ve Maldivli askerlere teçhizat eğitimleri vermekti.
Aslında Hint askerleri, 1988 yılında Maldivler'deki darbe girişimini önlemek amacıyla gelmişlerdi. Hindistan'ın müdahalesiyle 1988 Maldivler darbe girişimi başarısız olmuştu.
Yeni Delhi, Maldivler'in yeni Başkan'ıyla cebelleşmemiş bunun yerine geçen mayıs ayında askeri personelini Hintli siviller ile değiştirmişti.
Her ne kadar kaçınılmaz olarak bu gerilim iki ülke arasındaki ilişkileri nisbi olarak olumsuz etkilese de hem Maldivler Dışişleri Bakanının hem de başkanının art arda gerçekleştirdikleri Hindistan ziyaretiyle kriz derinleşmeden sona ermiş oldu.
Muizzu'nun Hint askerlerinin ülkeden ayrılmasındaki temel tezi; Çin ve Hindistan arasındaki gerginliğin artması durumunda Maldivler'deki askerlerin sorun yaratabileceğiydi.
Yani Muizzo, Maldivler'in küresel güç mücadelesinde cephe olmak istemediklerini ifade ediyordu.
Muhalefet lideri İbrahim Muhammed Salih ise Hint askeri meselesinin abartıldığını ve bu askerlerin Maldivler ordusunun komutası altında görev yaptığını söylüyor.
Her ne kadar Muizzu, Hindistan askerlerini ülkeden çıkarmak istemesini, bölgesel güç rekabetinde cephe olmamakla açıklasa da iktidara geldiğinden itibaren izlediği politikalar aksini gösteriyor.
Çin yanlısı olarak değerlendirilen Muizzu'nun Hindistan'ı dışlayarak Çin'le yakınlaşmak istemesi Yeni Delhi'yi endişelendirmişti.
Maldivler'in Çin'e yakınlaşması, 2013-2018 yılları arasında Abdulla Yameen'in Kuşak-Yol Girişimine ülkesini dahil etmesiyle başlamıştı.
Yameen sonrası seçimleri Salih'in kazanmasıyla Maldivler yeniden Hindistan'la yakınlaşmıştı.
Yameen'in 2022'de yolsuzluktan suçlu bulunarak 11 ay hapis cezası alması nedeniyle geçen yılki seçimlerde yerine Muizzu yarıştı.
Muizzu'nun Hint askerlerinin ülkeden çekilmesi için verdiği tarihle neredeyse eş zamanlı olarak da mart ayı başında bir Çin askeri heyeti Maldivler'i ziyaret etmiş ve "askeri yardım antlaşması" imzalandığı duyuruldu.
Çin tarafı Maldivler'le yapılan antlaşmaya değinmeden Maldivler ziyaretinin üç-ülke (Maldivler, Sri Lanka, Nepal) ziyaretinin savunma iş birliğini geliştirme çerçevesinde yapıldığını açıklamıştı.
Çin'in Hindistan'ın dış politikasında ve güvenliğinde öncelikli olan Nepal, Sri Lanka ve Maldivler'i savunma işbirliği odaklı olarak üçlü ziyaretinin Yeni Delhi ve müttefiklerini endişelendirmesi kaçınılmazdı.
Maldivler Dışişleri Bakanı Moosa Zameer mayıs ayı başında Hindistan'a gerçekleştirdiği ziyarette yaptığı açıklamada bunun bir askeri pakt olmadığını ‘düşündüğünü' söylemesi de dikkat çekici idi.
Bu açıklamalar aynı zamanda Maldivler'in geri adımı olarak da okunabilir. Zameer, Hint Okyanusu'nda "barış ve güvenlik" vurgusuyla, Maldivler'de yabancı askeri güç istemediklerini belirtti.
Diğer dikkat çekici bir husus da Zameer'in Hindistan ziyareti çerçevesinde yaptığı bu açıklamaların, Çin deniz araştırma gemisi Xiang Yang Hong 3'ün Maldivler deniz sahasında 2 ay içerisindeki ikinci ziyaretine de izin vermemesiyle paralel olmasıydı.
Sri Lanka, Hindistan'ın Xiang Yang Hong 3'ü casus gemi olarak nitelendirmesi ve itirazları nedeniyle kendi limanlarına demirlemesine izni vermemişti.
Sri Lanka'dan izin alamayan Çin gemisi Maldivler'e demirlemişti. Maldivlerli yetkililer geminin ilk ziyaretinde de araştırma yapmasına izin verilmediğini sadece yiyecek, su gibi ihtiyaçların tedarik edildiğini açıkladılar.
Zameer'in barışçıl amaçlarla gelen gemileri memnuniyetle karşıladıklarını fakat Çin gemisinin araştırma yapmak için gelmediklerini, bu nedenle de izin vermediklerini söylemesi de oldukça kafa karıştırıcı.
Ayrıca Zameer'in Hint Dışişleri Bakanı Jaishankar ile görüşmesinde Hindistan'la ekonomik iş birliğinin Maldivler ekonomisinin ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade etmesi de Yeni Delhi'yle zarar gören ilişkileri onarma çabası olarak okunabilir.
Zameer'in mayıs ayı başındaki Hindistan ziyareti aynı zamanda Başkan Muizzu'nun ziyaretine ve gerilimin düşürülmesine zemin arayışı olması önemliydi.
Maldivler Başkanı Muhammet Muizzu, üçüncü kez Hindistan'ın Başbakanı olarak seçilen Narendra Modi'nin 9 Haziran'da gerçekleştirilen "Başbakanlık ve Bakanlar Konseyi" yemin törenine katılması iki ülke arasındaki buzları erittiğini de söyleyebiliriz.
Ayrıca Muizzu'nun Kasım 2023'te Başkanlık koltuğuna oturmasından sonra ilk Hindistan ziyareti olması nedeniyle de önemli.
Muizzu, Başkan seçilmesinden hemen sonra ilk ziyaretini geleneklerin dışında Türkiye'ye ardından da geçtiğimiz ocak ayında Çin'e gerçekleştirmişti.
Muizzu bu ziyaretinde Hindistan Başbakanı, Başkan'ı ve Dışişleri Bakanıyla da görüştü.
Çin-yanlısı olarak görülen Muizzu ziyaretin Maldivler ve bölge için bir "başarı" olarak gördüğünü ve iki ülke arasındaki güçlü bağların Maldivlilerin refahının artmasına yol açacağını söylemesi aynı zamanda politikalarındaki değişikliğe işaret ediyor.
Sonuç yerine;
Çin yanlısı olarak değerlendirilen Muizzu'nun tekrardan "yakın" komşusu Hindistan'ı önceleyen geleneksel politikasına dönüşü de "politik salınımın" ülkeyi büyük güçler arasında mücadele alanına çevireceği endişesini kısa sürede anlamasıyla ilişkili.
Aslında yedi sekiz aylık yani Muizzu'nun başkanlık koltuğuna oturmasından itibaren yaşananlar gösteriyor ki, Maldivler'in reel politik hesabı çarşıdaki hesaba uymadı.
Ayrıca bir Çin atasözü de der ki;
yuan qin bu ru jin lin
远亲不如近邻"
(Yakın komşu uzak akrabadan iyidir.)
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish