Sudan sahnesindeki son gelişmeler, halihazırda yaşanan hadiselerin sonucuna ilişkin birçok çelişkili spekülasyona kapı açtı.
Bazı spekülasyonlar olumsuz ve kötümser tahminlere yönelirken, diğerleri bunları siyasi durumun müzakere ve barışa doğru kaymasının anahtarı olarak gördüler.
Geçtiğimiz ve öncesindeki haftanın en önemli hadiseleri, İHA (insansız hava araçları) savaşı olarak adlandırılabilecek hadise ile ordu güçlerinin başkenti Vad Medeni dahil çeşitli cephelerden saldırdığı el-Cezire eyaletine yönelik askerî harekâttaki gelişmelerdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Sudan ordusu, Hızlı Destek Kuvvetlerine (HDK) karşı üstünlük noktası olması nedeniyle savaş uçakları ve insansız hava araçları da dahil olmak üzere hava gücünü kullanmaya alışkın.
Hava saldırıları ve bombardımanlar özellikle Darfur, ardından Cezire ve Beyaz Nil eyaletlerinde ayrım gözetmeyen bombardımanların kurbanı olan sivillerin can ve mallarındaki büyük kayıplara rağmen, Sudan ordusunun çatışmalarda kayda değer ilerleme kaydetmesine ve HDK’nın çeşitli bölgelerde ilerleyişini durdurmasına katkıda bulundu.
Burada yeni olan, HDK’nın da açık ya da örtülü olarak İHA savaşına dahil olması.
Bunun ilk işareti, Sudan'ın kuzeyindeki Atbara şehrinde İslami Hareket'e bağlı el-Bera bin Malik Tugayı'nın iftar buluşmasını hedef alan saldırıydı.
Ölü sayısı hakkında resmi bir bilgi olmasa da mevcut bilgiler 15 ila 17 arasında ölü ve çok sayıda yaralı olduğunu söylüyor.
Askeri saldırı tehlikeli mesajlar taşıyordu ve bunların ilki de askeri eylemlerin Hartum, Cezire ve Darfur eyaletlerini kapsayan doğrudan savaş atmosferinden uzak kalan Atbara şehri ile Nil Nehri Eyaleti'ne de taşındığı idi.
Bilhassa Atbara, Sudan'ın her bölgesinden yerinden edilmiş insanları barındıran şehirlerden biri haline gelmişti.
Dolayısıyla saldırı, sivil olanlar da dahil olmak üzere tüm alanların askeri saldırıların doğrudan hedefi haline geldiği fikrini pekiştirdi.
Saldırının ardındaki en tehlikeli mesaj ise İHA'nın gönderildiği yer ve kaynak.
Askeri uzmanlar Sudan'da bulunan İHA'ların 50 kilometreyi aşan bir menzile sahip olmadıklarını söylüyorlar.
Bu bilgi doğruysa şu soru ortaya çıkıyor:
Bu İHA nereden havalandı ve kendisini kim gönderdi?
Askeri uzmanlara göre HDK’nın en yakın askeri üsleri bile Atbara şehrinden çok uzakta.
Dolayısıyla her biri en az diğeri kadar tehlikeli iki olasılık bulunuyor.
Birincisi, HDK’nın Nil Nehri eyaletinin güvenliğini sağlayan sınırları geçerek Atbara şehrine 50 kilometre veya daha yakın bir mesafede üsler kurduğu olasılığıdır ki bu, büyük bir tehlikenin habercisi.
İkincisi ise, İHA’nın sahibinin HDK olmadığını düşünüyor ki bu da cehennemin kapılarını aralayan bir ihtimal.
Çünkü o zaman dikkatler ordu ya da İslami hareket içindeki dost ateşine çevrilecek.
Bu sadece ordu-İslami hareket ittifakı içindeki görüş ayrılıklarının varlığını teyit etmekle kalmayacak, aynı zamanda görüş ayrılıklarının yer yer tasfiyelere yol açabilecek tehlikeli bir aşamaya geldiğini de gösterecek.
Ordu komutanlığı ile Bera bin Malik Tugayı'nın olayın detayları konusunda sessiz kalması da bu konudaki şüpheleri artırdı.
Daha sonra doğu Sudan'ın Gadarif şehrindeki hedeflere düzenlenen bir İHA saldırısı ile bu hadise tekrarlandı ve HDK yine hadisenin sorumluluğunu üstlenmedi.
Ancak Cezire eyaletindeki çatışmalarda İHA’lar kullandı ve bunlarla Cezire’yi çeşitli eksenlerden kuşatmaya çalışan ordu güçleri hedef alındı.
Bu kullanım, HDK’nın insansız hava araçlarına sahip olduğunu doğrularken, bu hafta birinci yılını dolduracak Sudan savaşında tehlikeli bir gelişme olarak değerlendirildi.
Zira Cezire eyaletinin çeşitli eksenlerinde şu anda devam eden çatışmalarda denklemleri değiştirebilir.
Ordu, Cezire eyaletine çok yönlü bir saldırı planlayarak doğusundan, güneyinden ve batısından birçok cepheden ilerledi ancak ordu güçleri, ağır kayıplar vermelerine yol açan çok sayıda pusuya da maruz kaldılar.
Doğu ekseninde geri çekilmek zorunda kalan HDK, kuvvetlerini seferber ederek komşu Sinar eyaleti üzerindeki kuşatmayı sıkılaştırdı.
Askeri uzmanlar Darfur, Kordofan, Mavi Nil ve Beyaz Nil eyaletlerinin kavşak noktası olup, Etiyopya ve Güney Sudan devletleri ile sınırı bulunduğu için HDK’nın Sinar eyaletini kontrol altına almasının son derece tehlikeli bir gelişme olacağını söylüyor.
Orada yaşanan çatışmaların sonucu, iki tarafın barışa veya daha fazla çatışmaya yönelik eğilimlerini belirleyebilir.
Ordunun Omdurman ve Cezire'de kaydettiği zaferlerin güç dengesini sağlaması ve böylece müzakere ortamını hazırlaması bekleniyordu.
Ancak Cezire ile Sinar savaşlarının HDK lehine sonuçlanması durumunda atmosfer oldukça karmaşık hale gelecek.
O zaman HDK’nın pozisyonları sertleşebilir ve ordu liderliği zayıflıkla suçlanma korkusuyla, siyasi müttefiklerin baskısı altında müzakere yapmaktan kaçınabilir.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.