Rus basınında Gazze savaşı: "Netanyahu'nun oldu bitti karşısında kalacağı ihtimal ediliyor varsayılıyor"

Gazze savaşının 180. gününde Rus basını gelişmeleri nasıl görüyor?

Gazze savaşının 180. gününde Rus basını gelişmeleri nasıl görüyor?

Independent Türkçe için 2 Nisan Salı günü Rus basınında yer alan haber ve analizleri derledik:
 

TASS:

 

Rusya, İsrail'in Suriye'deki İran diplomatik tesisine yönelik saldırısıyla ilgili olarak BM Güvenlik Konseyi'nin toplanmasını talep etti

Rusya Federasyonu'nun BM'deki daimi temsilci yardımcısı Dmitri Polyanski, Rusya'nın talebiyle BM Güvenlik Konseyi İran'ın Suriye'deki diplomatik misyonuna düzenlediği saldırıyla ilgili 2 Nisanda açık toplantı gerçekleştireceğini açıkladı.

Polyanski kendi Telegram kanalında "İran'ın Şam Konsolosluğuna İsrail'in düzenlediği hava saldırısından sonra İran (daimî temsilciliği) BM Güvenlik Konseyi'ne başvurarak bu olayın itham edilmesi talebinde bulundu. İran'ın mektubunun devamı olarak biz de BM Güvenlik Konseyi'nin açık toplantı gerçekleştirmesi talebinde bulunduk. Malta temsilciliği toplantıyı New York vaktiyle 2 Nisan saat saat 15'e tayin etti (Moskova saatiyle 22'ye)" diye yazdı.

Daha önce İran'ın BM'deki misyonu İran'ın Şam Konsolosluğuna İsrail'in düzenlediği hava saldırısını "Korkakça bir terör eylemi" ve BM Tüzüğünün açık ihlali olarak nitelendirirken, Güvenlik Konseyi'ni Yahudi devletinin emelini itham etmeye ve gereken adımları atmaya çağırmıştı.


RİA Novosti:

Yevgeni Balakin'in yazısı özetle şöyle:
 

 

İran'a yönelik saldırılar İsrail'i stratejik yenilgiye sürükledi

Konsolosluk binasına saldırı (bu versiyonun onaylanması durumunda) çaresiz diyemiyorsak, kararlı bir adımdır. Hukuki bakımdan konsolosluk İran toprağıdır, onun için saldırı iki ülke arasında bölgenin tümü için tehlikeli olacak daha geniş kapasiteli bir çatışmanın alevlenmesine neden olabilir.

ABD siyaseti mecrasında hareket eden İsrail (taktik başarılara rağmen) stratejik yenilgilere mahkumdur. Ortadoğu'da gözümüzün önünde değişen güç dengelerini hesaba kattığımızda stratejik bakımdan doğru karar İran ile çatışma değil işbirliği olur.

Kendi dış politika retoriğinde değişmez şekilde "Siyonist rejim" "İsrail devleti" ibarelerini kullanması diyalog için potansiyel fırsat ortaya çıkarıyor...Sonuçta İsrail'in tüm yaşam stratejisine yeniden bakması ve ABD'ye arkalanmayı sonlandırması gerekir. Yoksa taktik başarıların kısa süreli olumlu etkisi onun stratejik yenilgisini getirecektir.


BBC Rusça Yayınlar Servisi:

Jeremy Bowen'in yazısı özetle şu şekilde:
 

 

Siyaset İsrail'e geri dönüyor. Binlerce İsrailli yine Binyamin Netanyahu'yu protesto etti

İsrail'in derin siyasi bölünmeleri bir kez daha tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı

Savaş onları bir süreliğine bir kenara koymuştu: Hamas’ın 7 Ekim saldırısından sonra ülkeyi saran genel bir şok sarmıştı. Ancak yarım yıl sonra protestocular yeniden İsrail sokaklarına çıktı.

Savaş onların İsrail tarihinde en uzun süre Başbakanlık yapmış Binyamin Netanyahu'yu istifa ettirme girişimini çok daha güçlendirdi.

Eskiden belli olan ve Netanyahu’nun istifasını ve erken seçimler talep eden sloganlara şimdi yenileri de eklendi: hala Gazze Şeridi'nde tutulan 134 İsrailli rehinenin serbest bırakılmasıyla ilgili acilen anlaşma imzalanması (onlardan kaçının öldüğü belli değil)
Protestocular ve İsrail'i destekleyen ülkelerde Netanyahu'yu eleştirenler demokrasi düşmanlarının bu ülkede artık iktidarda olduğunu ifade ediyorlar: günümüzdeki iktidar koalisyonu aşırı milliyetçi Yahudi partilerin desteğiyle ayakta duruyor.

Daha önce Netanyahu İsrail'in güvenliği sadece kendisinin temin edebileceğini söylüyordu. İsraillilerin çoğu ona inanıyordu.

Ancak 7 Ekim’de Hamas’ın sınırdaki dikenli telleri geçmesinden sonra her şey değişti.

Netanyahu'ya karşı çıkanlar onun savaştan sonra Gazze'nin yönetilmesine ilişkin ABD planına karşı sert çıkışını İsrail'in aşırı sağ güçlerinin desteğini muhafaza etme metodu olarak görüyorlar.

Hamas’ın imha edilmesi konusunda İsrail'de hiçbir tartışma yoktur. Savaşın bu amacı buradaki ezici çoğunluk tarafından destekleniyor.

Ancak savaşın nasıl yapıldığı ve aynı zamanda rehinelerin kurtarılması ve serbest bırakılması konusunda yönetimin kabiliyetsizliğinin Netanyahu üzerinde oluşturduğu baskı onun kariyerinin sonunu getirecek güce sahiptir. 


Детали (Detaylar):
 

 

İsrail'in arkasından iş çeviriyorlar: ABD ve Suudi Arabistan Gazze Şeridi'nin kaderi konusunda anlaştı

Son yıl içinde iki ülke savunma ittifakı kurma yönünde ilerliyor. Aynı zamanda Suudi Arabistan'ın sivil nükleer projesine ilişkin anlaşmalar üzerindeki çalışmalar sürüyor.

ABD ve Suudi Arabistan iki ülke arasındaki kapsamlı anlaşmalar paketinin imzalanmasını değerlendiriyorlar. Ve bu anlaşmalar hazır olunca İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun oldu bitti karşısında kalacağı varsayılıyor.

Bu anlaşmaları İsrail'in masanın üzerine koyduğumuzda kararı da biz vereceğiz" görüşmeler sürecine katılan ABD'li üst düzey memur görüş belirtti. İşin sorunlu noktası anlaşmalar dosyasında, ABD'lilerin düşüncesine göre, Gazze'nin de dahil olacağı Filistin Devleti'nin kuruluşu da var.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU