Kişisel gelişim safsatası ve Plasebo soslu modern hurafeli seminerler

Vahap Aydoğan Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Independent Türkçe/Microsoft/Bing-Copilot

Sayıları günden güne mantar gibi artan, hap bilgileri pazarlamak için metot geliştiren, ardı ardına alıntılar yaparak ve uzmanlık alanıyla ilgisi olmayan teoriler üzerinden kitaplar yazan, entelektüel görünmek adına karşısındakini yok sayıp küçümseyen, bizim gibi hayatlarından bir bok anlamamış insanları aydınlatmak için koca amfilerde hayal satıp ritüeller düzenleyen birer mesih ya da kraldır aslında onlar.

Ama bu krallar ve mesihler kapitalist avcılardır.

Bilgileri asgari ve yüzeysel bir standartta olsa da her konuda ahkam kesmede mahirdirler.

Yaşamı çok kolay bir şekilde açıklayabilir, idrak perspektifinden fakir ama ısrar ve ikna kabiliyetleri açısından narsizme yaslanırlar…

Onlar içimizdeki mesih ve krallardır.

Kişisel gelişim, çağdaş kültürün popüler bir alanı olarak ABD'de başlayıp piyasaya kitaplar aracılığıyla dünyamıza girdi.

Sonrasında seminerler ve sosyal medya kanallarından satış rekorları kıran kitaplar, tıklanma rekorları kıran videolar, devasa salonları dolduran kitlelerle yoluna devam etti.

Zaman içinde kişisel gelişim amacının çok ötesine taşınarak bizde de gerçekdışı beklentileri pazarlamaya çalışan modern kılığa bürünmüş şarlatanlar, mantar gibi türemeye başladı.

Adeta ahmak avcılığı kategorisinde bir pazar yaratıp, bu alanı kapitalist bir sektör haline getirdiler.

Kerameti kendinden menkul sanatçılar, ünlüler, milyonerler, girişimciler, motivasyon konuşmacıları ve modern cinci hocalar tarafından topluma adeta sözüm ona pozitif enerji pompalayan bir iletişim aracına evrilmiş oldu.
 

2
Resim: Vahap Aydoğan

 

Kişisel gelişim; ister kitaplarda, ister seminer ya da videolarda olsun, mutluluk, kariyer, sağlık, güzellik, başarı gibi kavramların bireysel bir çaba olmadan kazanılamayacağı gibi, kişi kendi başarısızlıklarının sonucunda bu kavramlardan mahrum kalabileceğini de şüphesiz biliyordur.

Tamamen plasebo etkisi…

Plasebo; ekseriyetle klinik deneylerde kullanılan içi boş bir tedavi çeşididir.

Bu tedavide çözüm, aslında "sanmaktır"…

Tesiri olmayan ama olduğuna inanılan bir yöntemdir.

Peki kişisel gelişimde bunlara neden ihtiyaç duyulur?

Çünkü tıbbi ilaçlar ve sağlık endüstrisi, para kazanmak için hasta bireylere nasıl ihtiyaç duyuyorsa, aynı şekilde kişisel gelişim sektörünün devamı için de hayata tutunmaya çalışan ya da "kaybeden" insanlara gereksinim vardır.

Kişisel gelişim safsatasının temeli, kişisel gelişim kitapları ya da seminerlerdeki pozitif düşünceler üzerinden kurgulanır.

Devasa ekranlarla süslü sahneler kurulur, kalburüstü konuşmacılar, müşterilerine ezber bir yazılım yükler gibi, yaşamdaki bütün olumsuzlukların kaynağının "sen" olduğunu sorgulatmaya başlar.

Karşılarında, pozitif beklentilere odaklanmış plasebo denekleri gibi, daha mutlu olma, en iyisi olma, en yetenekli olma, en zeki, en zengin, en seksi, en popüler, en üretken olma arzusuyla satın almış oldukları umut biletlerini ceplerine koyarak kapitalist amaçlı zırvaları ezberleyen ve sloganvari cambazların piyasadaki müşterileri olurlar.

İşin trajikomik tarafı ise ironiktir. Kişisel gelişim alanında kitaplar yazıp, seminerler veren kişiler, kariyerleri boyunca hayatın gerçekleriyle yüzleşerek yükselmişlerdir.

Hiçbiri bir kişisel gelişim kitabı okuyup ya da bir seminerden etkilenip başarı merdivenlerini tırmanmamıştır.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kişisel gelişim retoriğinin çekirdeği, basit bir şablon üzerinden ilerler.

Birçok kitap ve motivasyon seminerinde, "hedeflerini yaz ve kodla, kendini motive et, tutarlı ol, hayati konulara odaklan, pozitif ol, durma, istersen yapabilirsin" çerçevesi etrafında döner.

Basit bu şablonda çoktan seçmeli vaatler vardır: Liderliğin üç adımı, zengin olmanın yedi anahtarı, üç adımda aşkın püf noktaları, başarının altın kuralları...

Bunları bizim gibi fanilere satmak isterler; neticede kendileri tedbili kıyafetle bizimle yaşayan mesihler ve krallardır.

Tıpkı karanlık çağda kilisenin 6. yüzyılın başlarında Romalı Katoliklere cennet tapusunu satmaya benzer bu mecralar; Kuzey Avrupa'da aldatılmış cahil halkı, inek gibi sağmak için buldukları muhteşem ve dahiyane fikri bugün modern kılığa bürünmüş sözde entelektüel cinci hoca görünümlü büyük profesörler yapmaktadır maalesef.

Başka bir tuhaflık ise, dünyayı saran bunca çürümüşlük ve acımasız vahşi kapital sistemde, "sorunların kaynağı da çözümü de sensin" algısını yerleştirmek kişisel gelişim zırvalığının en güçlü enstrümanı olmuştur.

"Senin beceriksizliğin, senin acziyetin, senin iş bilmezliğin, senin üşengeçliğin" diye dayatılan bu varsayımlar, vahşi kapitalizmden azade olmayacağı gibi, yoksunlukların kaynağını da bireye yüklemekten öteye gitmiyor.

Dünya üzerinde var olan bu sistem, insanlığa çürümüşlükten başka bir şey vadetmediği gibi, bize "Senden yeni bir sen yaratırım" retoriğini kullanan kişisel gelişim mecraları, kişide yetersizlik duygusunu aşılar.

Kişi kurtarılmayı bekler ve tek rehber olarak kişisel gelişim mecralarına yönelir, kısa zamanda ezber ve çöp bilgilerle arzuladığı hayata kavuşacağına inanır.

Bu mesih ve krallar umut tacirleri gibi örgütlenip kümelenmiş, ilimden üniversiteden üniversiteye, okulların içlerine kadar sirayet etmiş durumdalar.

Bu sistemi kendine meslek edinip organize edenlerin sayıları azımsanmayacak boyutlardadır.

Bilet satışları, seminer, kurs ücretleri adı altında şifa dağıtan cinci hoca kılıklı akademisyenleri bu platformlarda görmek hiç de şaşırtıcı değildir.

Hiç kuşkusuz, bilimin aydınlatamadığı toplumlarda hurafeleri sadece cahiller ortaya atmaz; kapital hırs söz konusu olduğunda, en entelektüellerimiz modern kılıfa bürünmüş hurafeleri güncellemeye devam eder.

Oysa insan, yapı gereği kompleks, karmaşık ve bireysel duygulara sahip bir varlıktır.

Ez cümle, yaşam farklı özelliklere sahip insanların ortak bir paydada uzlaşacağı ve birbirleriyle yarışarak değil, birlikte var oldukları bir alanda hayat bulabilirler.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU