Türkiye'nin sosyolojisi ve CHP'nin iktidar olamama meselesi

Vahap Uluç Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

CHP, geçmişi İttihat ve Terakki Partisi'ne kadar uzanan, aynı zamanda cumhuriyetin kurucu misyonunu yüklenmiş, Türkiye'nin modernleşme hareketine öncülük etmiş köklü bir parti. 

Çok partili hayata geçildiği 1946 yılından bu yana Demokrat Parti, Adalet Partisi ve Anavatan Partisi gibi, Türkiye siyasetine damgasını vurmuş çok sayıda siyasal parti kurulmuş olmakla beraber, bütün bu partiler en fazla 10-15 yıl siyasette etkili olabildiler.

Oysaki CHP 100 yılı bulan bir geçmişe sahip olup bugün hala ana muhalefet partisi konumunda.

Ancak Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi ve AK Parti gibi partiler kuruldukları tarihten kısa bir süre sonra iktidar olmalarına ve uzun süre iktidarda kalmalarına rağmen, CHP'nin tek parti iktidarı dönemi sayılmazsa iktidarda kaldığı yıllar toplamı 4 yılı bulmaz. 

Bu iktidarlar da tek başına gerçekleşmiş iktidarlar değildir, koalisyon ve işbirliklerine dayanır.

Oysa yukarıda ismini zikrettiğim partiler defalarca tek başına iktidar olabildiler.

Birileri üzerine okudu onun için CHP iktidar olamıyor hurafesine inanmayacaksak bu durumun rasyonel bir açıklaması olmalı. 

Türkiye'de yazar-çizer çevresi özellikle son 20 yıldır bu konuda çok şey söyledi.

Ancak bu konuda söylenenlere bakıldığında çoğu defa popülist açıklamaların sahici analizlerin önüne geçtiğini görüyoruz. 

CHP'nin iktidar olamama sorunu iyi bir lider bulamama, iyi muhalefet edememe, parti içi tartışmalar ya da parti içi hizipçilik değildir. 

CHP'nin 1950'den bu yana genel seçimlerde aldığı oylar bu konuda bir fikir veriyor: 1950 yüzde 39,6; 1954 yüzde 35,1; 1965 yüzde 28,7; 1969 yüzde 27,4; 1973 yüzde 33,3; 2002 yüzde 19,39; 2015 yüzde 24,95; 2023 yüzde 25,35.

Dikkat edilirse CHP'nin oyları neredeyse 80 yıldır yüzde 25 ile yüzde 35 bandı arasında değişiyor.

Bu durumu güncel, konjonktürel sebepler ile açıklayamazsınız, bunun derinlerde yatan daha yapısal nedenleri olmalı?

Peki, bu nedenler neler?

İdealize edilmiş, basitleştirici bir dille ifade edilecek olursa, bunun iki nedeni olduğu söylenebilir:

Birincisi, Türkiye'ye hâkim olan sosyoloji,

İkincisi de bu sosyolojinin beklentileri. 

1923'te köklü modernleşme hareketi başlatıldığında amaç modern bir ulus devlet inşa etmekti.

Bu konuda reformlar yapıldı, bu reformlarla modernleşmeye içkin değerler belki tam olarak toplumun dokularına nüfuz edemedi ama modernleşmenin bir cüz'ü olan ulus ve milliyetçilik fikri büyük ölçüde toplum tarafından -dini bütün muhafazakâr kesimler de içinde olmak üzere- benimsendi. 

Topluma hâkim olan muhafazakâr değerlerin milliyetçilikle oluşturduğu sentez ile gün geçtikçe milliyetçi muhafazakâr bir toplum şekillenmeye başladı.

1980 öncesinde sosyalist hareket milliyetçi muhafazakâr düşünceyi bir yerde tuttu; ancak neo-liberal politikalarla küresel düzeyde sosyalizmin gözden düşmesi ve Özal'ın neo-liberal politikaları Türkiye'deki toplumu bütünüyle milliyetçi muhafazakâr çizgiye çekti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İşte, CHP'nin iktidar olamama sorununun nedenini bu sosyolojide aramak gerekir.

Bu sosyolojide içkin değerler ile CHP'nin temsil ettiği sosyal ve siyasal söylem arasında ciddi uyuşmazlıklar var.

Bu sosyoloji 3 şey istiyor:

Birincisi, mevcut toplumsal yapıya hâkim geleneksel-dini yapının korunması;

İkincisi, birlik ve bütünlüğün devamı;

Üçüncüsü de refahı artırma. 

Örneğin demokrasi ve özgürlük gibi konular bu sosyolojinin kendisi için öncelikli gördüğü meseleler değildir.

Yanılmıyorsam Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde hocam olan İlter Turan Hoca'nın bir tespitidir.

Turan Hoca bizim toplumda demokrasinin varsa güzel ama yoksa da peşine düşülecek bir değer olarak görülmediğini, söyler.

Aynı zamanda şunu da eklemek gerekir herhalde. Bizim toplum özgürlüğe karşı değildir ama belirgin özgürlükçü söylemlere de mesafelidir. 

Şimdi bu sosyolojinin 3 talebi bağlamında CHP'ye bakalım:

Birincisi, CHP -bugün daha farklı bir yerde dursa da- zamanında pozitivist felsefik bir yaklaşımı benimseyecek kadar sıkı modernist bir dünya görüşüne sahip. Sekülarizm ve dünyevileşme CHP'nin varoluş kodlarını oluşturuyor. 

İkincisi, CHP, siyasal kimliği açısından parti olarak madalyonun iki yüzü gibidir. Devleti merkeze alan statükocu yüzünün yanında demokrasiye, insan haklarına, özgürlüğü vurgu yapan sosyal demokrat bir yüzü de var.

İlginçtir CHP'nin bu "özgürlükçü söylemi" de ona oy getirmiyor; aksine günümüzde Ortadoğu'da ve Türkiye'de yaşanan etnik ve mezhepsel sorunlar, ister istemez bu söylem ile ilişkili hale geliyor ve bu söylem de birlik ve bütünlüğün önünde bir "tehdit" şeklinde algılanıyor. 

Üçüncüsü, ekonomi konusunda ise CHP'nin öteden beri iyi bir sınav vermediği algısı var vatandaşta. Gariptir, CHP ne zaman iktidara geldiyse -bu da onun şanssızlığı olsa gerek- küresel bir kriz onun iktidarına eşlik etti. 

Tek parti iktidarının son yıllarında yaşanan II. Dünya Savaşı ve kıtlıklar ekmeğin dahi karne ile satılmasına sebep oldu.

1974'te iktidara geldi -hemen öncesinde- küresel petrol krizi çıktı ortaya, 1978'de iktidar oldu ikinci küresel kriz ona eşlik etti, bir zamanlar CHP ile özdeşleşmiş Bülent Ecevit 1999 yılında iktidara geldi yine küresel 2001 krizi onu buldu. 

Bu krizlerin tümü de toplumda travma yaratacak derinlikte idi ve toplumun zihninde yer etti. Bundan dolayı toplumun bir çok kesiminde CHP'nin ekonomide başarısız bir parti olduğu algısı yerleşmiş durumda.

Sağ partiler ise hem milliyetçi-mukaddesatçı muhafazakâr söylemleri hem güvenlikçi politikaları hem de ekonomide belirli dönemlerde gösterdikleri başarılar ile toplumun taleplerini daha fazla karşılama özelliğine sahipler.

Dolayısıyla CHP neden iktidar olamıyor sorusunun cevabını CHP'nin lider sorunu ile, parti içi çekişmelerle, yeterince muhalefet edememesi ile açıklanamaz.

Elbette bu alandaki eksiklikler ona oy kaybettirir, ancak bu sorunları çözmesi de onu iktidar yapmaz. 

Sosyalizmin revaçta olduğu 1980 öncesi yıllarda dahi -kısa iktidar dönemleri hariç- iktidar olamamış bir CHP'nin mevcut kimliği ile bugünün Türkiye sosyolojisinde iktidar olma şansı (ittifak türü birliktelikler hariç) çok az görülüyor.

Eğer Türkiye'de ekonomi kötü diye iktidar değişecekse AK Parti'nin alternatifi CHP ya da başka sol bir parti değil, yine sağın içinden çıkacak bir başka parti olacaktır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU