Gazze Savaşı'nı aktarmak için hayatlarını riske atan muhabirler

Gazetecileri Koruma Komitesi, İsrail-Hamas çatışmasının 100 gününde 80'den fazla muhabirin öldürüldüğünü açıklarken, Maryam Zakir-Hussain sahadaki muhabirlerle konuşuyor

Han Yunus'ta bir adam yaralı Al Jazeera muhabiri Wael Dahduh'a ait kurşun geçirmez yeleği tutuyor (Reuters)

Basın yeleklerini giyen bir grup gazeteci, bir arada otururken akıldan çıkmayan bir melodiyi söylüyor:

Acı geçene kadar burada, evlerimizde kalacağız.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Filistinlilerin arasında oturan Wael Dahduh, acı ve kayıplara çok aşina bir Al Jazeera muhabiri. Karısının, oğlunun, kızının ve torununun 25 Ekim'de bir İsrail hava saldırısında öldürüldüğünü öğrendiğinde tüm dünya onu izledi.

Sadece iki ay sonra Dahduh, Han Yunus'ta bombalanan bir okuldan haber geçerken kendisine şarapnel parçası isabet etti. Haftalar sonra, yine gazeteci olan diğer oğlu Hamza da İsrail güçlerinin düzenlediği bir hava saldırısında öldürüldü.

Bir eliyle basın yazılı kaskını tutarken oğlunu toprağa veren Dahduh'un etrafında, birlikte şarkı söyleyen aynı grup toplanıyor. Hayal bile edilemeyecek kayıplarına rağmen haber yapmaya devam ediyor ve şöyle diyor: 

Tüm dünyanın burada neler olduğunu görmesi gerekiyor.

Pazar günü savaşın 100. gününe girerken, Gazetecileri Koruma Komitesi'nin (CPJ) verileri, İsrail-Hamas savaşının ilk 10 haftasında, tek bir ülkede bir yıl boyunca öldürülen gazeteci sayısından daha fazla gazetecinin öldürüldüğünü gösteriyor.

CPJ, 75'i Filistinli, 4'ü İsrailli ve üçü Lübnanlı olmak üzere ölü sayısını en az 82 olarak veriyor. Dört İsrailli gazeteci 7 Ekim'de Hamas'ın düzenlediği ve 1200'den fazla kişinin ölümüne neden olan saldırılarda öldürüldü. Öldürülenler arasında Associated Press'in eski video muhabiri Yaniv Zohar, eşi ve iki kızı da vardı.
 

Meslektaşımız Wael Dahduh'un oğlu Hamza, gazeteci Mustafa Thuraya'yla birlikte bir İsrail saldırısında öldürüldü. Wael birkaç hafta önce eşini, iki çocuğunu ve bir torununu kaybetmişti. Tanrı seninle olsun Wael, huzur içinde yat Hamza.

 

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Paris merkezli Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) adlı STK'nin aralıkta ikinci bir şikayette bulunmasının ardından, Hamas saldırılarından bu yana Filistinli gazetecilere karşı işlendiği iddia edilen suçları soruşturduğunu açıkladı. RSF gazetecilerin hedef alınmasını "sivillere yönelik kasıtlı cinayetler" diye tanımladı.

Birleşmiş Milletler, Hamza Dahduh ve Agence France-Presse için çalışan serbest kameraman Mustafa Thuraya'nın öldürülmesinin ardından bir kez daha endişelerini dile getirirken, Gazze'nin gazeteciler ve aileleri için dünyanın en ölümcül yeri haline geldiğini söyledi.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, X'te "Gazze'deki medya çalışanlarının oluşturduğu yüksek ölü sayısından büyük endişe duyuyoruz" diye yazdı ve ekledi: 

Bildirilenlere göre IDF'nin bir otomobile düzenlediği saldırı sonucu hayatını kaybeden Hamza Wael Dahduh ve Mustafa Ebu Thuraya da dahil tüm gazeteci ölümleri uluslararası hukuka sıkı sıkıya uyulmasını sağlamak üzere kapsamlı ve bağımsız bir şekilde soruşturulmalı ve ihlaller kovuşturulmalıdır.

 

Motee’ Masbhah
Motee' Masbhah, tehlikeye rağmen haber yapmaya devam etmek zorunda hissettiğini söylüyor (The Independent'a tedarik edildi)


Savaşı belgeleme çabaları, sık sık yaşanan iletişim kesintileri ve gazetecilerin Gazze Şeridi'ne girip çıkmasına izin verilmemesi nedeniyle halihazırda engelleniyor. Sadece bir avuç uluslararası gazetecinin İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) birlikleriyle birlikte Gazze'ye girmesine izin verildi.

Deyr el-Balah'taki el-Aksa Hastanesi'nden konuşan muhabir Motee' Masbhah, The Independent'a şunları söylüyor:

Buradaki hiçbir gazeteci akşama kadar yaşayıp yaşamayacağını bilmiyor.

İşgalciler tarafından kasıtlı ve bilinçli olarak hedef alınıyoruz.

İsrail, Filistin halkının sahada neler olup bittiğini öğrenmesini engellemek istiyor. Bu apaçık ortada.

İsrail gazetecileri hedef aldığını reddediyor ve Hamas'a karşı savaşında sivillere zarar vermemek için elinden gelen her şeyi yaptığını söylüyor.

 

Issam Abdallah

Reuters muhabiri  İssam Abdullah, İsrail'in Lübnan'la olan kuzey sınırına 1 km mesafede görev yaparken öldürüldü (Reuters)​​​​​​

 

Hamza Dahduh ve Mustafa Thuria'nın vurulmasının ardından İsrail ilk olarak kuvvetlerinin "IDF birliklerine tehdit oluşturan bir hava aracını kullanan bir teröristi tespit ettiğini ve vurduğunu" öne sürdü.

"Saldırı sırasında teröristle aynı araçta bulunan diğer iki şüphelinin de vurulduğuna dair haberlerin farkındayız" diye ekledi. Ancak İsrail ordusunun baş sözcüsü, NBC kendisine iddiaları destekleyecek kanıt sunması istediğinde verdiği yanıtla bu açıklamayla çelişir gibi göründü: 

Anladığımız kadarıyla bir drone yerleştiriyorlardı, drone kullanıyorlardı. Savaş bölgesinde drone kullanmak bir sorun. Teröristlerin yapacağı bir şeye benziyor.

Sözcü, olayın soruşturulacağını da sözlerine ekledi. Gazetecilerin aileleri iddiaları şiddetle reddetti. Dahduh'un ailesi BBC'ye, bu iddiaların gazetecilerin hedef alınmasını haklı göstermek için ortaya atılan "uydurmalar" olduğunu söyledi.

 

Abdallah'ın cenazesi
Kız kardeşi Abir (ortada), Abdullah'ın cenazesinde ağlıyor (AP)


Kâr amacı gütmeyen Euromed Monitor kuruluşunun kurucusu Ramy Abdu, 19 Kasım'da arabasına isabet eden bir hava saldırısı sonucu hayatını kaybeden Press House-Palestine direktörü Bilal Jadallah'ı andı. CPJ için yaptığı son çalışma, IDF tarafından işlenen gazeteci cinayetlerini belgelemişti.

Abdu, "Bilal'in yardımı olmadan hiçbir yabancı basın Gazze'ye giremezdi" diyor.

Ama Avrupa'dan tek bir kınama sözcüğü gelmeden öldürüldü. Onu unuttular.

 

Press House-Filistin, Gazze'de İsrail bombardımanında şehit olan genel müdürü gazeteci Bilal Jadallah'ın yasını tutuyor.

 

Batı Şeria'daki gelişmeleri belgeleyen gazeteciler de işlerini yaparken kendilerini tehdit altında bulduklarını söylüyor. 28 yaşındaki Asıf Nevfel, 2 Kasım'da Nablus'un batısındaki Deir Sharaf köyüne yönelik yerleşimci saldırılarını haberleştirmeye çalışırken diğer gazetecilerle birlikte kurşunlardan kaçtıklarını anlatıyor.
 

Asıf Nevfel

Asıf Nevfel, Batı Şeria'da haber yaparken kurşunlardan kaçtığını anlatıyor (The Independent'a tedarik edildi)


Nasıra'da yaşayan Filistinli gazeteci Abdülkadir Abdülhalim, haberciliğindeki belirgin değişimi anlatırken basın ortamını "militan" diye niteliyor.

"Yazdığım haberler eskisi gibi değil, çünkü korkuyoruz" diyor. 

Gazze halkı kadar cesur değiliz. Başkaları hikayelerini anlatmak için ölümle yüzleşirken biz gözaltına alınmaktan ya da tutuklanmaktan korkuyoruz.

Hiç kimse bu düzeyde bir cesaret göstermek zorunda kalmamalı. Kimse bunu yaşamak zorunda kalmamalı. Onlar daha önce hiç yapılmamış bir şeyi yapıyorlar.

Dünya istediğini görmeyi, istediğini de görmezden gelmeyi seçiyor. Eğer bu rakamlar Ortadoğu dışında başka bir ülkeden geliyor olsaydı, kınamalar ve bunu durdurmak için inanılmaz çabalar görürdünüz.

The Independent yorum için İsrail ordusuyla temasa geçti ancak henüz yanıt alamadı.



https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: Çağatay Koparal

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU