Hindistan, 19 Kasım'da Gujarat'ın Ahmedabad şehrindeki Narendra Modi Stadyumu'nda yapılan Kriket Dünya Kupası final maçını, organizasyondaki en fazla şampiyon takım olan Avusturalya'ya kaybetti.
Bu yıl Hindistan'ın ev sahipliğinde 5 Ekim -ile 19 Kasım tarihleri arasında tarihte 13'sü gerçekleştirilen kriket turnuvasında 10 ülkenin takımı yer alıyordu: Afganistan, Avustralya, Bangladeş, İngiltere, Hindistan, Hollanda, Yeni Zelanda, Pakistan, Güney Afrika ve Sri Lanka.
İlk kez 1975 yılında İngiltere'de düzenlenen ve her 4 yılda bir gerçekleşen Kriket Dünya Kupası'nda şu ana kadar 13 turnuva yapıldı ve tüm Kriket Dünya Kupaları'nda iştirak etmiş olan 20 takımın 6'sı şampiyonluğu tattı.
Hindistan'ın 1983 ve 2011 yıllarında olmak üzere 2 şampiyonluğu bulunurken İngiltere, Pakistan ve Sri Lanka'nın 1 ve Batı Hint Adalarının ise 3 şampiyonluğu bulunuyor.
6 kez şampiyon olan Avustralya ise kupanın en başarılı takımı olarak görülüyor.
Hindistan en son 12 yıl önce Dünya Kupası'na ev sahipliği yapmıştı.
İlk 3 Dünya Kupası'nın tümü İngiltere'de düzenlenirken, bir sonraki turnuva alt kıtaya taşınarak, Hindistan ve Pakistan'ın ortak ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
Hindistan daha sonraki turnuvaya Pakistan ve Sri Lanka ve bir sonraki turnuvaya ise Sri Lanka ve Bangladeş ile birlikte ev sahipliği yaparken bu yılın tüm maçları yalnızca Hindistan'da oynandı.
Kriketin kökeni İngiltere ve tarihi 16'ncı yüzyıla kadar uzanıyor. 18'inci yüzyılın sonlarına gelindiğinde ise İngilizlerin ulusal sporu hâline gelen kriket aynı zamanda o dönemlerde sınırlarını çok büyük ölçüde genişleten İngiliz İmparatorluğu'nun da sömürgelerinde onu buralara getiren İngiliz denizciler ve askerler tarafından tanıtılması sayesinde önemli bir spor dalı olarak yaygınlaştı.
Hindistan özelinde, krikete katılan ilk Hintler, batı müziğini, bilimini ve sanatını hızla benimseyen modernleşen bir topluluk olan Mumbai'nin Parsileriydi.
Kriketin ilk teorisyenlerinden bazılarının oyunun yalnızca Anglo-Saksonlara uygun olduğunu öne sürmüş olmasına karşın 19'uncu yüzyılda Hindistan'ın Batılılaşmış Parsileri, İngiliz sömürgecilerini etkilemek umuduyla oyunu benimsemişti.
1850'de kurdukları Genç Zerdüştler isimli kriket kulübü bugün hâlâ varlığını sürdürüyor.
Kriket diğer topluluklara ve şehirlere yayıldı ve 20'nci yüzyılın ilk yarısında ülkenin en sevilen sporu hâline geldi.
Bugün kriket Hindistan'ın her yerinde popüler olsa da Mumbai, Chennai, Bengaluru ve Hyderabad şehirleri oyuncu ve taraftar açısından çok daha ön plana çıkıyor.
Futbol Dünya Kupası'na katılmaya hiçbir zaman hak kazanamayan, dünya hokeyinde bir zamanlar görünür olan ama artık Avrupa ve Güney Kore'nin gerisinde kalan, atletizm gibi diğer spor dallarının olimpiyatlarında kazandığı madalya sayısı neredeyse yok denecek kadar az olan Hindistan'da her ne kadar bir zamanlar milliyetçiler tarafından "İngiliz icadı" olarak görülen ve İngilizlerle birlikte ülkeyi terk etmesi gerektiği düşünülen kriketin popülaritesi bu zamana kadar aksine daha da artmış ve iki Kriket Dünya Kupası'nı kazanan Hindistan için bu spor her şeyden önce Hint kültürünün çok önemli bir parçası, vatanseverlik gururunun bir aracı hâline gelmiştir.
Gerçek şu ki bugün İngiliz dili ile birlikte kriket, İngiltere'nin Hindistan'daki en büyük iki sömürge mirası.
Ayrıca 1980'lerden bu yana "kriket diplomasisi" Hindistan'ın dış politikasının çok önemli bir parçası da oldu.
Hindistan, politik gerginlikleri hafifletmek (örneğin, 1980'lerde Pakistan ve Güney Afrika ile), bazı ülkeleri -özellikle Pakistan'ı- hoşlanmadığı davranışlar nedeniyle cezalandırmak ve Hindistan'ın yumuşak gücünü geliştirmek gibi amaçlar doğrultusunda kriketi kullandı.
Kriket diplomasisi fikrinin 1987'de revaçta olduğu görülüyor. Hindistan ile Pakistan arasında gerilimin yüksek olduğu dönemde, dönemin Pakistan Cumhurbaşkanı Muhammed Ziaul Haq, iki ülke arasındaki test maçını izlemek için Hindistan'a sürpriz bir ziyarette bulunmuştu.
O dönemde Rajiv Gandhi yönetiminde Hindistan büyük bir askeri tatbikat başlatmıştı. Buna karşın, Pakistan Hindistan'ın kendisine saldırmaya hazırlandığından korkmuş ve kendi birliklerini hazırlamıştı.
Bu durum silahlı krize ve nükleer saldırı tehditlerine yol açmıştı. Ancak, bu arka planda kriket, gerilimi azaltmanın bir aracı hâline geldi.
Ziaul Haq'ın 1987'de bir kriket maçı için Hindistan'a yaptığı ziyaret gerçekte gerilimi ve güvensizliği kamuoyu önünde bir hafifletme girişimiydi.
Sonrasında kriket diplomasisi fikri popüler hâle gelse de yukarıdaki örnek ilk örnek değildi. Yani Hindistan'ın Pakistan ile iletişimi için kriketi kullanması ilk kez olmuyordu.
1977'de Morarji Desai, Indira Gandhi'yi yenerek Hindistan'ın başbakanı olurken Muhammed Zia ul-Haq da Pakistan'ın sorumluluğunu üstlenmişti.
Ve her iki taraf da ilişkilerin yeniden kurulması konusunda istekliydi. Bu doğrultuda kriket onların seçtikleri bir enstrüman oldu.
İkili kriketin oynanmadığı 17 yılın ardından bir Hint takımı 1978'de Pakistan'da bir turnuva için bulundu.
Ve sonrasında kriket diplomasisi Hindistan'ın Pakistan'a yaklaşımı açısından özellikle önemli hâle geldi.
Hindistan bir anlamda kriketin yararlı bir kamu diplomasisi aracı olduğunu fark etti.
Pakistan ile ilişkiler gelişirken beraber kriket oynamak sınırın her iki tarafında da kamuoyunda iyi niyet yarattı.
Diplomatlar barıştan söz ederken kriket turnuvaları her iki ülkedeki halkın birbiriyle iletişim kurmasına yardımcı oldu.
Bunun önemli bir örneği 1999 yılında Hindistan takımının Pakistan gezisiydi.
Bu gezinin, iki ülke tarafından 1998'de yapılan nükleer testlerin hemen sonrasında gerçekleşmesi önemliydi.
Hindistan Başbakanı Vajpayee ile Pakistanlı mevkîdâşı Navaz Şerif gerilimi hafifletmeye istekliydi.
Vajpayee, Şubat 1999 tarihinde Lahor Zirvesi için Pakistan'ı ziyaret ederken dahi bir Pakistan takımı Hindistan'da bulunuyordu.
Kalabalıkların Pakistan oyuncularını performanslarından dolayı alkışladığı turnuva, o dönem büyük bir kamu diplomasisi başarısı olarak görülmüştü.
Ancak belki de kriket diplomasisinin en başarılı dönemi, iki test serisinin Pakistan'da ve iki test serisinin Hindistan'da oynandığı 2003 ile 2008 yılları arasında gerçekleşti.
Sahadaki neşe, birçok yönden Pakistan Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref (günümüz Hindistan'ında doğmuştur) ile Hindistan Başbakanı Manmohan Singh (günümüz Pakistan'ında doğmuştur) arasındaki sıcak ilişkiyi yansıtıyordu.
Kriket gerçekte iki ülkenin siyasi barış sürecine halklarının desteğini almak için kullanıldı.
Başka bir açıdan, kriket aynı zamanda Hindistan'ın hoşuna gitmeyen davranışları nedeniyle ülkeleri cezalandırma aracı olarak da kullanıldı.
Örneğin, 1965 ve 1971 savaşlarından sonra Hindistan ve Pakistan kriket oynamayı bıraktı.
Kriketin popülaritesi ve önemi dikkate alındığında bu, karşı tarafı kötü davranışlarından dolayı cezalandırmanın bir yoluydu.
Diğer bir örnek olarak, Pakistan'ın Keşmir'deki isyana verdiği destek nedeniyle 1990'lı yıllarda Pakistan ile ikili kriket maçı iptal edildi.
Bu örnekler, 1999 Kargil savaşı ve 2008'deki 26/11 saldırılarından sonra tekrar yaşandı.
Hindistan ve Pakistan birbirleriyle uluslararası müsabakalarda oynuyorlar ancak ikili seride oynamıyorlardı.
Pakistanlı oyuncular, Hindistan'ın başarılı Hindistan Premier Ligi'nden büyük ölçüde menedilmişti.
Bu arka planda günümüze geldiğimizde, 2023 Dünya Kupası'nda dahi Pakistan taraftarları Hindistan'a giderken vize sıkıntısıyla karşılaştı.
Hindistan hükümeti Pakistanlı taraftarlara vize vermeyi reddetti. Kısacası Pakistan söz konusu olduğunda kriket hem barış için diplomatik bir araç hem de aynı zamanda bir cezalandırma aracı olarak kullanıldı.
Yani iki ülke için kriket, ikili ilişkiler iyi olduğunda iki ülkenin kendilerini ifade etmeleri için ilk başvurduğu bir iletişim aracı, işler kötü gittiğinde dışlayıcı bir güç aracı olarak kullanılıyor.
Başka bir açıdan, Hindistan'ın aynı zamanda Güney Afrika'nın beyaz milliyetçi hükümetinin ırkçı apartheid politikası için kriketi bir araç olarak kullandığı görülüyor.
Bu nedenle Güney Afrika kriket ve bazı spor dallarında boykot edilmişti. Ancak 1990'lı yıllarda Güney Afrika'da apartheid rejimi sona ermeye başladı ve Hindistan onlarca yıl süren izolasyonun ardından bu kez Güney Afrika'yı rehabilite etmek için kriketi kullandı.
Hindistan, boykotun başladığı 1970 yılından bu yana ilk uluslararası seri olan 1991 yılında ülke takımına ev sahipliği yaptı.
Bu, Güney Afrika'nın ana akıma geri dönmesine, dolayısıyla daha geniş diplomatik normalleşmeye yardımcı oldu.
Bir diğer açıdan, Afganistan örneğinde de görülebileceği üzere kriket aynı zamanda Hindistan için bir yumuşak güç aracı olmuştur.
Hindistan'ın kalkınma projeleri oluşturma ve Taliban'ın yenilgisine katkıda bulunma çabalarının yanı sıra Afganistan'da kriketin yaygınlaşmasına da yardımcı olduğu görülüyor.
Örneğin Hint oyuncular Afgan takımına koçluk yaptı. Ayrıca, çatışmaların yaşandığı Afganistan'da maçlara ev sahipliği yapamayan Afgan takımına Hindistan'ın ev stadyumları da sağladığı görülüyor.
Afganistan bu Dünya Kupası'nda Pakistan ve İngiltere'yi yenerek güçlü bir performans sergilemişti.
Bu arka planda, Hindistan'ın krikete verdiği desteğin Afgan halkı arasındaki yumuşak gücünü artırdığı görülüyor.
Dolayısıyla kriket ve Hindistan'ın bu alandaki hakimiyeti, komşularıyla olan kültürel bağlarını artırmasına bir destek görevi görüyor.
Örneğin, Bangladeş, Sri Lanka ve Nepal'in hepsi kriket oynayan ülkeler. Hindistan'ın "mahallesinde" Maldivler dikkate alındığında, Hindistan'ın aynı zamanda kendi sert gücünü ve askeri varlığını tamamlamak için yumuşak güç kullanma çabasıyla Maldivler'de kriket sporunu da teşvik ettiği görülüyor.
Daha da önemlisi, Hindistan'ın yükselişini neredeyse diğer tüm alanlardan daha fazla yansıtan kriket, ayrıca Hindistan'ın küresel imajına da katkıda bulunuyor.
Belki dünya politikasında süper güç olmaya henüz hazır değil ancak kriketin süper gücü olarak görülüyor.
Her şeyden önce Hindistan, krikette dünyanın tartışmasız ekonomik gücü.
"Hindistan Kriket Kontrol Kurulu", dünyanın en zengin ulusal kriket kurulu.
Ve 2008'de kurulan "Hindistan Premier Ligi" aynı zamanda dünyadaki en kazançlı spor liglerinden biri, en büyük ve en zengin ulusal lig.
Küresel kriket yetkilileri, küresel kriket gelirlerinin en az yüzde 80'inin Hindistan'dan geldiğini tahmin ediyor.
Hindistan'ın 4 yıllık uluslararası maç yayın haklarının yaklaşık 3 milyar dolara ulaştığı söyleniyor.
Ayrıca 2008'deki lansmanından bu yana Hindistan Premier Ligi'nin tahmini değeri 1,1 milyar dolardan 15 milyar doların üzerine çıktı.
Bu yıl iki aylık sezon, canlı yayın ve yayınlardan yaklaşık 1 milyar izleyici çekti.
10 takımının değeri ortalama 1 milyar dolar civarında ve Hindistan'ın ve dünyanın en iyi oyuncularını bir araya getiren lig, geçen yıl 5yıllık yayın haklarını yaklaşık 6,5 milyar dolara sattı; bu, İngiltere Premier Ligi de dahil olmak üzere diğer birçok profesyonel spor dalından daha yüksek bir maç başına fiyat.
Bu para akışı Hindistan'ı bir anlamda kriket süper gücü hâline getirdi. Ve yalnız takım sahaya hâkim olmakla kalmıyor, aynı zamanda Hindistan Kriket Kontrol Kurulu gibi organizasyonlar da oyunun nasıl yönetileceğine hükmediyor.
Bir bakıma bu, Hindistan'ın imajı açısından önemli. Çünkü ülke bu sayede zenginlik, güç ve başarı ile ilişkilendiriliyor.
Ancak diğer taraftan bu hakimiyetin dikkat çekilen olumsuz bir yönü de var: Hindistan'ın sporu kontrol etmesi Hindistan Kriket Kontrol Kurulu'nun daha fazla denetlenmesine yol açıyor ki buradaki artan siyasallaşma ve adam kayırmacılık ve hatta yolsuzluk gibi sorunlar da gündeme yansıyor.
Ancak gerçek şu ki ülkedeki sporu yöneten Hindistan'daki Kriket Kontrol Kurulu belki de Hindistan'ın en iyi yönetilen kamu kurumlarından biri.
Çok daha önemlisi, Hindistan kriket takımı, ulusal birliğin sembolü ve oyuncuları, ülkenin çeşitliliğinin bir yansıması olarak görülüyor.
Liyakatin kriket alanında politika, iş dünyası ve hatta Bollywood'dan dahi daha fazla etkisi var; hâlâ sınıf, kast ve din ayrımlarının esaretinde olan bir ülke için bu hiç de küçümsenecek bir başarı değil.
Hindistan'ın kriketçileri bir zamanlar çoğunlukla ülkenin büyük şehirlerinden üniversite eğitimi almış orta sınıf erkeklerdi.
Artık Hindistan'ın ekonomik yükselişinden en büyük fayda sağlayan işçi sınıfı kökenli oyuncular daha fazla temsil ediliyor.
Hindistan Premier Ligi serveti yayarak ivme kazanıyor, TV gelirini paylaşıyor ve küçük şehir takımlarının dahi rekabet edebilmesini sağlamak için oyuncu maaşlarına sınır getiriyor.
Hindistan'ın en az ayrıcalıklı köşelerinden yetenekleri bünyesine katıyor.
Fakir Uttar Pradesh devletindeki küçük bir esnafın oğlu olan 21 yaşındaki yükselen yıldız Yashasvi Jaiswal'ın antrenmanlarının ilk yıllarında bir süre kriket sahalarında yaşadığı söyleniyor.
Kriket koçu Rahul Dravid'in 2011 yılına ait şu ifadeleriyle bitirelim:
Son on yılda Hindistan takımı, geldiğimiz ülkeyi her zamankinden daha fazla temsil ediyor; çok farklı kültürlerden gelen, farklı diller konuşan, farklı dinleri takip eden, farklı sınıflara mensup insanlardan oluşuyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish