Geçen günlerde Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitri Medvedev kendi Telegram kanalından yine ilginç ve tabiri caizse dünya kamuoyunun yüreğini ağzına getiren bir açıklama yaptı.
Medvedev, Amerika Birleşik Devletleri'nin 11 Eylül 2001’de yaşadığı terör saldırısına benzer yeni bir terör saldırısı riskiyle karşı karşıya olduğunu iddia etti ve şu ifadeleri kullandı:
Onları korkutmak istemiyorum ancak bir noktada teröristler yine 11 Eylül tarzında ama atomik ya da biyolojik bileşenli bir saldırı gerçekleştirene kadar bekleyecekler.
Tabii aslında akla terörist bir saldırı denince terör örgütünün paravan olarak kullanılacağı veya nükleer güce sahip bir devletin, böyle bir saldırıyı gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği soruları akla geliyor ve ben aslında ilk olarak Kuzey Kore'yi düşünüyorum.
Kore Halk Ordusu'nun komutası Stratejik Füze Kuvvetleri’ne bağlı olan nükleer başlıklı balistik füzeleri var. Bu füzeler kıtalar arası hedef vurma kabiliyetine sahipler.
Bunların içinde en önemli olanları, yani ABD'yi tehdit edebilen ve hatta vurabilecek kabiliyete sahip füzeler arasında, öncelikle HWASONG Füzeleri yer alıyor. Bunların geçmişte gibi kısa menzillileri aktifti. 500-600 kilometre hedef vurabilen.
Sonrasında bunlar geliştirildi ve konfigüre edildi. Nihayetinde Kuzey Kore, Hwasong-17 olarak adlandırılan uzun menzilli bir füze geliştirdi. Hwasong-17 füzeleri birden fazla nükleer başlık taşıyabiliyorlar.
Birleşmiş Milletler 2017 yılında Kuzey Kore'nin nükleer başlık taşıyabilen balistik füzeleri denemesini yasaklamıştı. Fakat Kuzey Kore son yıllarda yaptığı füze tatbikatları ile BM'nin aldığı bu kararı sürekli olarak deliyor.
Hwasong-17 füzeleri yaklaşık 63248 kilometreye kadar azami irtifaya çıkabiliyor ve fırlatıldıktan yaklaşık bir saat sonra da 100 km uzaklığa kadar gidebiliyorlar.
Ayrıca tatbikatlar esnasında Kuzey Kore ve Japonya arasındaki hedeflenen noktalara çok başarılı şekilde ulaşabiliyorlar.
Elbette Hwasong-17’lerin tüm bu nitelikleri da son derece önemli harp kabiliyetleri. Unutmamak gerek; bu füzeler düz bir yörüngede fırlatıldıkları zaman Alaska ve Hawaii adaları dışında kıta Amerika'sındaki her yeri vurabilecek kabiliyete sahipler.
Bir diğer önemli balistik füze, TAEPODONG balistik füzeleri olarak adlan balistik füzeler. Bunların da menzilleri, Taepodong-1 füzesi 2500 km, Taepodong-2 füzesi 6700-10000 kilometre arası olmak üzere değişiyor.
Asıl tehdidi de aslında bunlar oluşturuyor. Amerika Birleşik Devletleri ve tüm dünya açısından ve de Batı dünyası açısından özellikle Taepodong-2 iki balistik füzeleri ciddi bir tehdit unsuru olarak öne çıkıyor.
Kuzey Kore Halk Ordusu Stratejik Roket Kuvvetleri sürekli olarak elindeki füzeleri konfigüre ediyor ve güncelliyor.
Kuzey Kore'nin bu çalışmalara ara verme veya sonlandırma gibi bir niyeti olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla bir üçüncü dünya savaşı riskinin, bir nükleer felaket riskinin dünya kamuoyunda daha fazla dilendirilmeye başladığını biz görüyoruz.
Böyle korkunç bir ihtimalin felakete dönüşmemesi için öncelikle BM’ye görev düşüyor.
Esasen tüm BM üyesi ülkelere görev düşüyor. Kuzey Kore'ye karşı ortak bir yaptırım ve aslında ortak bir diplomatik angajman uygulanması gerektiği de artık somut bir gerçek.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish