Primitif ritüelden çağdaş sanata: Deq

Vahap Aydoğan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Vahap Aydoğan 

Kutsal ve ruhani ilişkiler üzerine kurulan tekrarlar...

İçsel dünya ile ilişki kurma, toprağa ruh verme, doğa ve çevresel sorunlarla başa çıkma, onları bereketli kılma, psikolojik ve toplumsal olayların tekrarı ve anlamı olan birçok şey, yaşamımızın bir ritüeli haline gelebilir.

Ritüeller, kutsallarımızın bize bir yansıması mı?

İster dini ister seküler olsun, hayatımızın içinde olan ritüeller, primitif dönemden bugüne kadar hem psikolojik hem de sosyokültürel açıdan bize veri sunmuştur.

Ritüeller, insanın kendi dünyasıyla ilişki kurduğu kutsalın bizzat tezahür ettiği eylemlerdir.

Ritüeller aynı zamanda, hayal ettiğimiz gerçekliğin hayat ile olan ilişkisini yansıtan bir aynadır.

Semboller ve simgeler, gerçeklik ile hayal arasında keskin sınırların çizildiği dönemlerde ortaya çıkmıştır.

Bugüne kadar doğa ve insan, kişinin benlik duygusu ve hayata bakış açısını değiştiren bir dizi ritüel deneyimi yaşamıştır.

İlkel komünal dönemden bugünlere uzanan ritüeller, insanların inanç yaşamını ve psikolojilerini sürekli olarak değiştirmiştir.

Bazı ritüeller, değişim süreçlerinden geçse de günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.  

Toplumsal bir süreç olan dövme sanatı üzerindeki değişimlere de değinmekte yarar ve elbette…


Deq, hayatla mücadele etme gibi hissettiren acıya katlanma durumunu ifade eden bir terim mi?

Dövme, çok uzun bir tarihsel süreçten bu yana inanç, tabu, sosyal sınıflandırma, estetik, aidiyet duygusu, sevinç, mutluluk ve kötülüklerden arınma gibi duygularla bedene işlenmiştir ve bu bağlamda sınıflandırılmıştır.

Şamanizm, Paganizm, Zerdüst, Budizm, Maniheizm vb. birçok inançta dövme örneklerine rastlamak mümkündür

Doğu'da, deq olarak bilinen tasarımlar ve sembollerle dövmenin ilk örneklerine rastlamak zor olmayacaktır.

Deq, güzellik veya estetikten ziyade bir beden pratiği olarak da ortaya çıkmaktadır.

Güzelliğin bedende bir tür acıyla fermente olarak kişide simgesel bir güç olarak ortaya çıkmasını ifade etmektedir.

Deq kültürü, Neolitik çağdan günümüze kadar uzanan bir kültürdür ve Mısırlıların mumyalarında, Antik Roma dönemine ait belgelerde, Mezopotamya'da Süryaniler ve Müslüman toplumların tamamında rastlanabilir.

Deq, bedene işlenen bir sanat sembolüdür ve içinde inançları barındıran bir tılsımdır.

Aitlik duygusuyla başlayan ve merak uyandıran bir konu olarak günümüze kadar gelmiştir.

Özellikle kız çocuk doğuran annenin sütü, çok eski dönemlerde kullanılmıştır.

Peki, neden özellikle kız çocuk doğuran annenin sütü?

Şamanlar, paganlar, Budistler ve Zerdüştler, kadının doğurgan özelliğini, bereketin ve kutsallığın simgesi olarak görmüşler ve özellikle kız çocuk doğuran annenin sütünü is ile karıştırarak kullanmışlardır.

Zamanla, süt yerine kurban edilen veya kesilen hayvanların ödünü de is ile karıştırıp malzeme olarak kullanmışlardır.

Bazı toplumlar, şakaklarda ve alın bölgelerinde motif olarak uygulamayı, ağrıya şifa olduğuna inandıkları için gerçekleştirmişlerdir.

Ayrıca, bu uygulama sayesinde kadının kötü ruhlardan arındığına inananlar da bulunmaktadır.

Peki, dövme bugün nasıl endüstriyel hizmet sektörünün bir parçası haline geldi?
 

 

Kültürel yakınlaşma, popüler kültürün daha hızlı yayılabilir olması, estetik değerlerin yakınlaşması, medya ve modada yeni bir sayfa açmıştır.

Dövme, Roma İmparatorluğu'nda cezalandırılan kişilere damga olarak uygulanırken günümüzde en popüler sanat formlarından biri haline gelmiştir.

Dövme, piyasa koşullarında modernite ve estetik kaygı içinde, tüketim kültürünün bir parçası haline gelmeye başlamıştır.

Sonuç olarak, dövme değişen ve dönüşen zaman içinde bir ticari meta haline dönüşmüştür.

Barbara Kruger'ın da dediği gibi, artık "Beden bir savaş alanı"dır.

Kültürel tüketim ürünleri ve bunların beden üzerindeki görünümleri, okunmaya açık sembolik bir metin üretmektedir.

Dövme, gelenekten geleceğe çağlara uzanan güzellik ve estetik anlayışının bir göstergesidir.

İletişim aracı olarak kullanılır ve motiflerin dilini bedende saklayan gizem dolu bir nüans taşır.

Nesilden nesile aktarılan geleneksel "deq" dövmesi, modernleşmeyle birlikte dövme, tattoo gibi çeşitli isimlerle günümüzde hala insan yaşamının bir parçası olarak devam etmektedir.

Dövme, insanın kendisini, değerlerini, inancını teninde hissedebilme amacıyla başvurduğu, hatta canlarının bir parçası olan tenlerini başkalarını onurlandırmak için süsleme yoludur.

Primitif veya çağdaş sanatta her zaman dikkat çeken dövme, değişime ve dönüşüme direnerek kaybolmayan bir geleneğin bir parçası olarak insanların bedenlerinde var olmaya devam etmektedir.

Tanımı veya çıkış noktası ne olursa olsun, deq (dövme) sanatı, insanlık tarihi kadar eski bir sanatsal değerdir.

Acının, sevincin, umudun, bereketin ve gücün sembolü olarak kabul edilir ve hala merak konusu olmaya devam etmektedir.


Sanatla, sağlıkla...

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU