Kongo'nun M23 isyancıları

Sare Şanlı Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Afrika'nın toprakları en geniş ikinci ülkesi. 

Çoğu Afrika ülkesi gibi çok sayıda etnik grubu barındıran ülke, zengin bir kültür ve renkli bir toplum yapısına sahip. 

II Leopold yönetimindeki Belçika'nın Afrika kıtasının en kanlı, en acımasız sömürgecilik hikayelerinden birini yazdığı Kongo, kahraman Patrice Lumumba liderliğinde kazanılan bağımsızlık sonrası sıklıkla etnik ve siyasi çatışmalara sahne oldu. 

Bugün elmas, altın ve bakır gibi doğal kaynaklarının zenginliğine rağmen, ülke uzun süredir yoksulluk, terör ve siyasi istikrarsızlıkla mücadele ediyor.

Kongo son yıllarda ülkenin Ruanda kökenli etnik grubu olan Tutsilerin yönetimindeki M23 (23 Mart Hareketi) isyancı gruplarının sebep olduğu çatışmalar ve Ruanda ile yaşanan gerginlik ile dünyanın gündeminde. 
 


Ruanda'nın Tutsi Cumhurbaşkanı Paul Kagame, M23 ordusuna destek vermekle suçlanıyor ve gerek uluslararası örgütler gerekse Avrupa ülkeleri ve Amerika tarafından kendisine desteği geri çekme çağrısı yapılıyor.

1994 yılında Hutular tarafından Tutsilere uygulanan ve bir milyon insanın acımasızca katledilmesine sebep olan soykırımda Kongo Hutuları desteklemişti.

Ruanda ise soykırım sonrasında Kongo'daki Tutsilere destek vererek onların ülke içinde örgütlenmelerini sağladı.


Dünyanın en fazla ihmal edilen mülteci krizi

Norveç Mülteci Konseyi'ne göre Kongo dünyanın en fazla ihmal edilen mülteci krizine sahne oluyor.

1 milyondan fazla insan ülke dışına kaçmak zorunda kalırken, beş milyon insan ülke sınırları içinde çatışmadan kaçmak için yerinden oldu. 

Kongo son 25 yıldır en kanlıları ADF, CODECO, M23 ve Mai-Mai olmak üzere yüzden fazla isyancı grupla savaşmak durumunda kaldı. 

Bu gruplar arasında son yıllarda en fazla gündeme gelen M23, Ruanda ve Kongo arasındaki gerilimi sürekli tırmandırıyor. Tüm uluslararası müdahalelere rağmen barış sağlanamıyor.

Kongo Tutsileriyle yaşanan çatışmaların nedeni iki ülke arasında yaşanan savaşlara uzanıyor.

Ruanda'nın Kongo'nun doğusunu işgal etmesiyle başlayan Birinci Kongo Savaşı (1996-1997) ve Kongo'nun Ruandalı ve Ugandalı güçlerin ülkenin doğusunu terk etmelerini istemesiyle alevlenen İkinci Kongo Savaşında (1998-2003) Kongo'daki Tutsi halk Ruanda birliklerinin yanında yer aldı. 

İki ülke arasında uluslararası müdahaleler sonucu 2009 yılında bir barış anlaşması yapıldı. 

Ancak barış anlaşmasının kısa süre sonra bozulmasıyla birlikte Kongo yönetimine karşı gelen Tutsiler M23 (Mart 23) hareketini başlattı. 

Bu isyancı grup başlangıçta Tutsilerin haklarını aramak ve yönetimin ayrımcı politikalarını durdurmak için kurulmuş olsa da kısa zaman içinde kendilerine uygulanan ayrımcılığın ve şiddetin benzerini masum sivillere uygulamaya başladı. 

M23 isyancılarının sivilleri öldürmekle kalmayıp, işkenceler ve toplu tecavüzler gerçekleştirdiği biliniyor.

İsyancı grup aynı zamanda Kongo içinde çıkarılan madenlerin Ruanda üzerinden ihraç edilmesini organize ediyor. 

M23 isyancıları Tutsilerden oluşsa da bu isyancı örgütü desteklemeyen binlerce Kongolu Tutsi var. Kendilerini Ruandalı değil, Kongolu hissettiklerini söyleyen Kongo Tutsileri (Banyamulengeler) son 20 yıldır ülkedeki gerginlik nedeniyle zaman zaman saldırılara uğradıkları için göç etmek zorunda kalıyor. 


Türkiye'nin rolü

Afrika ülkelerinin Türk üretimi insansız hava araçlarına ilgisi her geçen gün artıyor. SİHA'lar bilhassa ülke içindeki radikal militan grupları durdurmak için kullanılıyor.

Etiyopya çok yakın zamanda ayrılıkçı Tigray güçlerini Bayraktar TB2ler sayesinde bastırmış ve ülkedeki iç savaşı sonlandırmıştı.

Benzer şekilde Sahel bölgesi ülkeleri de Türk SİHA'larına güvenerek radikal isyancı gruplarla mücadele ediyor.  

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Kasım 2022'de Kongo Demokratik Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanı ile savunma sanayisinde iş birliği hususunda görüştü.   

Görüşmenin üzerinden çok geçmeden Birlemiş Milletler'in Kongo'ya yönelik silah ambargosunu kaldırmasının hemen ardından Türkiye Kongo'ya askeri teçhizat yardımında bulunarak ülkenin terörle mücadelesine destek verdi. 

Türkiye kendi sınırları içinde yıllardır verdiği terörle mücadeleden yola çıkarak Afrika ülkeleriyle gün geçtikçe güçlenen bir savunma dayanışması ve askeri işbirliği ortaya koyuyor.

Daha evvel Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, Türkiye'yi Afrika'da emperyalist ajandaya sahip olmakla suçladığı gibi ABD'li Michael Rubins de Kongo'ya yapılan askeri yardımdan birkaç gün sonra "Baykar'a ve diğer Türk firmalarına yaptırım uygulanması gerektiği" önerisiyle Türkiye'nin Afrika siyasetinin kendisini ne denli tedirgin ettiğini gösterdi.

Çok sayıda Afrika ülkesine hava aracı ve diğer askeri silahları tedarik ederek bu ülkelerin terörle mücadelesine destek veren Türkiye'nin hamleleri, Afrika'nın iç karışıklığından beslenen ve bu karışıklıkların sona ermesini istemeyen büyük güçleri rahatsız edeceğe benziyor. 

 

 

Kaynaklar:

https://www.aei.org/op-eds/think-beyond-ukraine-turkeys-drone-exports-are-a-threat/ 
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/ruanda-ve-kongo-demokratik-cumhuriyeti-yeniden-savasin-esiginde/2805148 
https://www.hrw.org/news/2023/02/06/dr-congo-atrocities-rwanda-backed-m23-rebels 
https://www.trhaber.com/savunma/altin-ve-kobalt-madenleri-bayraktar-la-korunacak-m23-uyelerini-h53922.html 
https://www.amjamboafrica.com/the-banyamulenge-genocide/ 
https://theconversation.com/the-banyamulenge-how-a-minority-ethnic-group-in-the-drc-became-the-target-of-rebels-and-its-own-government-201099 
https://www.aljazeera.com/features/2022/6/21/explainer-what-is-the-latest-conflict-in-the-drc 
https://www.independent.co.uk/news/ap-united-nations-communities-felix-tshisekedi-water-b2247362.html 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU