Victoria's Secret için şahane bir yıl değildi. Ve şimdi daha da kötüye gidiyor.
Yüzden fazla model baş yönetici John Mehas'a cinsel tacize karşı korunacaklarına dair söz vermesini talep eden bir dilekçe imzaladı. Değişen dünyada kendine yer edinmeye çalışan ve giderek zedelenen şirket için bu olay almakta olduğu darbelerin sadece sonuncusu.
Kar amacı gütmeyen kuruluş Model Alliance'ın öncülüğünde harekete geçen dilekçede fotoğrafçılara “savunmasız kızları cezbetmek ve kötüye kullanmak için Victoria's Secret'la olan iş ilişkilerini kullandıkları" suçlaması yöneltiliyor. Halihazırda bir dizi fotoğrafçının adının geçtiği ve moda endüstrisinde derin bir leke haline gelmiş hikayede bu yeni bir cephe.
Victoria's Secret’a yönelik dilekçeye imza atan modeller arasında Christy Turlington, Edie Campbell ve Iskra Lawrence var. Dilekçe Hollywood ve diğer mecralarda cinsel tacizle mücadele etmek için kurulan Time's Up girişiminin bir parçası.
Amerikan iç çamaşırı markasının ana şirketi L Brands'ın sahibi Leslie H. Wexner, Victoria's Secret adına keşifte olduğunu söyleyerek modellere yaklaştığı belirtilen hüküm giymiş cinsel suçlu Jeffrey Epstein'la olan uzun ve yakın ilişkisi nedeniyle eleştiriliyordu. Markaya bağlı fotoğrafçılar da cinsel tacizle suçlanıyor.
Bu mesele bu acınası topluluğu çorap söküğü gibi çözecek ipin ucu olabilir mi? Aslında şirketin yıl boyunca tadı tuzu yoktu.
İç giyim markası ilk olarak transseksüel modellerin hoş karşılanmayacağını söylediğinde ağır eleştiriler almıştı, kısa süre sonra markanın CEO'su Jan Singer şirketten ayrılmıştı. Firmanın yıllık podyum şovu ana akım TV kanallarından çekildi ve son duyumlar tamamen iptal edilebileceği yönünde. Bu hafta, markanın baş pazarlama sorumlusu Ed Razek - defilenin ve aynı zamanda anti-trans yorumların arkasındaki adam - şirketteki 36 yılından sonra istifa etti.
1977'de Roy ve Gaye Raymond çifti tarafından kurulan Victoria's Secret, eşleri için iç gıdıklayıcı hediyeler satın almak isteyen erkeklere iç çamaşırı alışverişini daha konforlu hale getirmek için yaratıldı (marka yaratılırken hedef kitlesinde kadınlar değil, erkekler vardı). İsmi çiftin zerafetin en üst düzeyi diye gördüğü Kraliçe Victoria'ya atıfla kondu.
Açıkçası Victoria'nın yas elbisesinin altına pembe saten bir sütyen giydiğini hayal etmek zor ve zaten bugün markanın zerafetle uzaktan yakından alakası kalmamış durumda - firma, herhangi bir ince zevktense, daha çok havaalanı terminallerindeki köhne dükkanlar, mide bulandıracak kadar tatlı parfümler ve aşırı gösterişli çizgili çantalarla özdeşleşti.
Markaya şimdiye kadar şöhret getiren tek şey, yıllık podyum şovunda adeta kadınlığın tahta yürüyüşünü (korsan denizcilerin psikolojik bir işkence için başkaldıranları güverteden uzatılan bir tahta üzerinde gözü kapalı yürütmesi çn) gerçekleştiren ünlü modeller oldu. Şimdi, onları oraya koyan makineye meydan okumaya hazır görünüyorlar.
Elmaslar, tüylü kanatlar ve payetlerle bezenmiş, akıl almayacak kadar yüksek ince topuklular, destekli sütyenler ve tangalarla yürüyen yarı çıplak "meleklerin" yıllık gösterisi, Karlie Kloss, Kendall Jenner, Gigi ve Bella Hadid ve Winnie Harlow gibi isimlerle yapılan aşağılayıcı bir Las Vegas striptizinden çok farklı değil.
Ancak kadınlığı onlarca yıl geriye götürmek için bir servet ödenenler bile artık bununla ilgilenmiyorsa, ölüm zili kesinlikle çaldı demektir. Kloss geçen ay Vogue'a yaptığı bir açıklamada markanın onun kim olduğunu "tam olarak yansıtmadığını" ve “dünyanın dört bir yanındaki genç kadınlara güzelliğin ne demek olduğuna dair söylemek istediklerinin” bunlar olmadığını söyledi. Markayla iki yıl geçirmişti.
Bir zamanlar mutlaka izlenmeli denen şovun seyirci sayısı da azaldı. 2013'te 9,7 milyon olan sayı, 2017'ye gelindiğinde 5 milyona düştü ve geçen yıl yalnızca 3,3 milyon kişi izledi. Satışlar da düşüşte.
Transseksüellerin tepkisini dindirmeye çalışan VS, atletik kolu VS Pink için en son Brezilyalı Valentina Sampaio'yla anlaştı. Instagram'da haberleri değerlendiren Sampaio, takipçilerine “hayal kurmayı asla bırakmayın” dedi.
Güzel ama bu işe alım tam da havalar hızla markanın aleyhine dönerken çaresizce ve körü körüne yapılan bir deneme gibi görünüyor.
Victoria's Secret transseksüel erdem sinyalleri vererek kendisini hantalca modern değerlerle uyumlu hale getirmeye çalışan ataerkilliğin ilk umutsuz kalıntısı değil. Geçen yılın Aralık ayında, Miss Universe'ün transseksüel bir yarışmacının katıldığı ilk yarışmayı düzenlediğini işaret ederek manşetleri kendi lehlerine yönlendirme çabası da yarışmacının ağ bikinisindeki uyduruk kumaşın içini göstermesi kadar aşikardı.
Cinsiyet değiştirme ameliyatının travmasını yaşamış insanlardan şimdi de kendilerini cis kadınlardan beklendiği kadar değersizleştirmeleri talep ediliyor ve bu fazlasıyla utanç verici. Sanki nihai zafer ve kendini kabul etmiş olmanın işareti, kendinizi yetersiz beslenmenin ve protein içeceklerinin vücudunuzu nasıl şekillendirdiği üzerinden tanımlayıp takdir etmekten geçiyor.
VS'ın yüzleştiği zorluklarının temelinde, kadınların artık kutudaki manken gibi görünmediklerini sürekli olarak hatırlatan bir markadan alışveriş yapmaktan memnun olmamaları kadar basit bir gerçek var. Cinsel tacizin gölgesi altında kalan ve insan haklarını korumak konusunda başarısız olmakla suçlanan bir şirkete kadınlar kesinlikle para harcamak istemeyecektir.
VS modelleri daha önce onlara şehvetle bakan erkeklerin önünde bir podyumda yürümenin güçlü hissettirdiğini söylemiş olsa da, görüntüleri izleyen ya da sonraki günlerde günlük hayatında bu fotoğraf ve kliplerle karşılaşan her kadın için aslında bu tam tersini ifade ediyor: Bizi kendi güvensizlikleri tarafından hapsedilmiş görmek isteyen ve aşağılamak üzerine kurulu bir güzellik standardıyla zorlayan bir kültürü besliyorlar.
Peki şimdi ne olacak? VS modellik dünyasından doğan bu silahlanma çağrısına cevap verecek mi? Bu gerçekten Victoria's Secret'in çöküşüyse, bir gözyaşı dahi dökmediğim için kusura bakmayın - ve dört gözle bu zavallılığın yerine geçecek, hizmet edeceğini söylediği kadınları gerçekten destekleyecek ve kadınlar tarafından yönetilecek markaları bekleyin.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/voices
Independent Türkçe için çeviren: Noyan Öztürk
© The Independent