Avrupa'nın bol sıfırlı transferlerinde, hep onların adı var. Son 10 yıldır başarıları, kupalardan ya da oynadıkları oyundan değil, sattıkları oyunculardan geliyor.
Etkileyiciler ve yetiştirdikleri oyuncuların kalitesi, sorgulanamıyor. Sürekli ürettikleri için de kimin gittiği ve kimin geldiğinin, bir önemi yok onlar için.
Sport Lisboa e Benfica.
Bir eczanede kuruldular ve Avrupa transfer pazarında söz sahibi oldular.
Kimilerine göre Kartallar, kimilerine göre Kırmızılar olarak adlandırılan Benfica, 1904 yılında Lizbon'da bir eczanede kuruldu.
Sport Lisboa adıyla kurulan kulüp, aynı yıl Grupo Sport Benfica ile birleşerek ismini, Sport Lisboa e Benfica olarak değiştirdi.
İlk maçlarını, 1905 yılında oynadılar. Simgeleri kartaldı ve bu simge, kulüp için asalet ve otoriteyi temsil ediyordu.
Portekiz Ligi'nin 1934'de kurulmasından sonra, 1936 yılından itibaren art arda 3 yıl şampiyon oldu ve bu şampiyonluklarla Benfica, Portekiz'in en baskın kulübü olmaya başladı.
3F'nin futbolu Benfica olarak gösteriliyordu
Benfica'nın başarıları arttıkça, bir başka durum dikkat çekiyordu.
Diktatörlükle yönetilen Portekiz'de Benfica, rejimin takımı olarak anılıyordu. Portekiz'i 36 yıl yöneten diktatör António de Oliveira Salazar'ın, ülkeyi 3F olan Futbol, Fiesta ve Fado ile yönettiği söyleniyordu.
Spor, eğlence ve müzik olan bu 3F'nin futbolu ise Benfica olarak gösteriliyordu. Ve 1960'lar başladığında Benfica'nın ayak sesleri, Avrupa'da duyulmaya başlıyordu.
Kara Panter lakaplı Mozambik asıllı Eusébio da Silva Ferreira öncülüğünde Benfica, altın dönemine giriyordu.
Real Madrid o dönem Avrupa'nın en güçlü takımıydı ve art arda 5 yıl Avrupa Şampiyonu olmuştu.
Eusebiolu Benfica, Real Madrid'i durdurmuş, 1961 ve 1962'de Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupasını kaldırıyordu.
Takımda sömürgelerden oyuncular olsa da kulüp, sadece Portekizli oyuncuları oynatıyordu.1965 yılında Eusebio, bir Portekiz kulübünde oynarken Ballon d'Or kazanan ilk oyuncu oldu.
Real Madrid ve İnter'den teklifler alan Kara Panter'in transferine ise Salazar'ın izin vermediği söyleniyordu.
İlerleyen yıllarda Portekiz'in baskın takımı Benfica üzerinde, Porto ve Sporting Lizbon'un baskısı arttı ve rekabete denge gelmeye başladı.
1980'li yılların başında ise Benfica, değişmeye başladı ve yabancı oyuncuların oynamasına izin verildi.
Yerelde şampiyonluklar gelse de eski gücünden uzaktı ve Avrupa'da başarılı olamıyordu.
1994 yılından sonra 10 yıl şampiyonluktan uzak kalan kulüp, geçmiş yıllardaki kötü yönetimi sebebi ile finansal problemler yaşıyordu.
Hatta kırmızılar, 2000'li yılların başında iflas noktasına gelmişti. Artık Salazar da yoktu ve kulüp zor durumdaydı.
Son 20 yılda 1 milyar euro kazandı
Kulüp, Avrupa'nın zengin kulüpleri rekabet edemeyeceğine ve eski başarılarının geride kaldığını kabul ettiğinde, geçmiş değil geleceğe odaklandı.
Kulübün efsanesi Kara Panter Eusebio, 2006 yılında Benfica Gençlik Akademisi'ni açtığında, her şey değişmeye başladı.
Birçok bölgeden, hatta yurtdışından çocukların, kendilerini geliştirmesine imkân sağlayacak tesisler ile Benfica, sürekli üreten bir yapıya dönüştü.
Sadece saha içinde değil, çocukların, sosyal ve zihinsel gelişimi için de bir merkez oldu akademi. Her yıl 65 çocuk, bu tesislerde ve aynı bölgedeki okulda eğitim alıyor.
Akademi verimli oldukça, kulüp rekabetçi kalmayı da sağlıyor.
Real Madrid, Manchester City, Liverpool, Atletico Madrid, Bayern Münih gibi Avrupa'nın devleri, Benfica Gençlik Akademisi'nin müdavimleri arasında.
Gençlik akademisi ile Benfica, yetiştirdiği oyunculardan son 20 yılda 1 milyar Euro'dan fazla para kazandı.
Benfica artık Avrupa'nın zirvesinde ve akademisi ile büyük başarılar kazanıyor.
Başarıyı sadece kupa olarak görmeyen kulüp, en son Darwin Nunez'i Liverpool'a sattı ve son 5 yılda, 500 milyon Euro'dan fazla gelir elde etti.
Benfica, oyuncu yetiştirmeyi ve satmayı bir sanata çevirdi.
Şimdi futbol dünyası, Benfica'nın yeni genç oyuncularını bekliyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish
