Futbolun orta çağı, belki de bu topraklarda yaşanıyor. Bu kadar sevilen, üzerine yazılar yazılan, TV programları yapılan ve milyonlarca kişiyi stadyumlara dolduran oyun, o kadar çaresiz kalıyor ki çoğu zaman.
İçinde sayısız sorunu olan Türk futbolu, şimdi yeni patronunu arıyor.16 Haziran'da yapılacak başkanlık seçimi ile yeni başkan, içinde sayısız denklem olan Türk futbolunda, Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) başına geçecek.
Aslında herkes biliyor ki yeni başkanın herhangi bir sorunu çözmesi, mümkün görünmüyor. Çünkü sistem, çözümsüzlükten besleniyor zaten.
Başkanlık için 9 aday, başvuru yaptı. Tabi ki aday sayısının fazla olması, demokratik bir durum yaratsa da aslında bir taraftan da Türk futbolunun, çaresizliğini gösteriyor.
Çünkü adaylara bakıldığında, yayın ihalesini yapamamış, sadece dört büyük takımın borcu 17 milyar TL'ye ulaşmış, marka değerinin parasal karşılığı 150 milyon dolara düşmüş, kimsenin birbirine güvenmediği bir sorunlu sistem için ikna edici bir profil sunmuyor.
İlginç olan ise bu kadar sorunun çözümü için kulüpler ne düşünüyor, yol haritası nasıl olmalı, hangi adayı yeterli görüyorlar, bunlar da bilinmiyor.
TFF adayları: İş adamı, mental yaşam koçu, öğretmen, eski hakem
İçinde, ihracatçısı, lisansı iptal edilen eski hakemi, saha komiseri, iş adamı, mental yaşam koçu, öğretmeni ile zengin bir aday çeşitliği var.
Örneğin en güçlü aday olarak gözüken, geçmişte Türkiye İhracatçılar Meclis başkanlığı yapmış Mehmet Büyükekşi'nin, TFF başkanlığında ne işi var diye kimse soramıyor.
Futbolun bu kadar büyük sorunlarını ve birbirinin içine geçmiş ilişkilerini, geçmiş tecrübesi futbolla ilgisi olmayan bir kişinin, çözmesi mümkün mü?
Geçtiğimiz haftalarda Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç'un, mevcut adaylardan Mehmet Büyükekşi'nin adaylığına açık açık karşı çıkması, oldukça dikkat çekiciydi.
Zira zaten ciddi sorunları olan Türk futbolunda, Mehmet Büyükekşi'nin başkan olması, yeni sorunlara sebep olabilir dedi Ali Koç.
Fakat Ali Koç'un açıklamaları sonrası, hiçbir başkandan bir açıklama gelmemesi ya da Kulüpler Birliği'nin bir görüş belirtmemesi, aslında kimsenin çözümden yana olmadığını gösteriyor.
Çünkü sorunlar yaşanırken konuşanlar, çok önemli bir seçimde kafalarını toprağın altına gömüyorlar. Hatta sürekli sürekli sistemi ve futboldaki kaosu eleştirerek, ben neler biliyorum diyen, rating ve kendine önem devşiren bazı yorumculardan da bir ses çıkmıyor.
Muhtemelen yine aynı sorunlar olduğunda konuşacaklar, belki de ben demiştim bile diyecekler.
Ali Koç'un tavrı ve cesurcaydı, ya diğer kulüpler?
Fenerbahçe Spor Kulübü'nün tavrını, öğrendi spor kamuoyu. Ali Koç'un yaptığı açıklamalar net ve oldukça da cesurcaydı.
Ya diğer kulüpler ve başkanlar?
Sürekli adaletsizlikten bahseden, sürekli sorunlardan şikayetçi olan yöneticiler ve kulüplerin, duruşunu ya da düşüncelerini bilmiyoruz mesela.
Türk futbolunun en üst seviyesi, yeniden yapılanacak. Ve bu yapılanmada belli ki her kulüp, hatta birçok kişi, kendine avantaj sağlayacak bir pozisyon arıyor.
Bu yüzdendir ki şimdiden yeni başkan ve yönetimi ile ilgili görüş belirtmekten çok, sistemden yararlanmak öncelik olacak.
Birçok kulüp için yönetimde kaç kişinin olacağı, MHK'de kulübe yakın isimlerin yer alıp almayacağı, Tahkim Kurulu'na kimlerin gireceği önemli olacak.
Yoksa rekabet kalitesi artmış artmamış, oyun gelişmiş gelişmemiş, marka değeri düşmüş düşmemiş, futbolun geleceğinde stratejik planlama yapılmış yapılmamış, kurumlar restore edilmiş edilmemiş, hep aynı kişiler futbol sisteminde olmuş olmamış, kimin umurunda ki.
Bu yüzden futbol, hep çaresiz kalacak bu topraklarda.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish