Enflasyondan neden çok da korkmamalıyız?

Enflasyon yıl sonuna kadar düşecek ama uzun süredir devam eden çok düşük enflasyon seviyeleri döneminin sonuna gelindiğinin de farkında olmamız gerek

Pratikte, enflasyondaki düşüş tahmin edildiği kadar çabuk olmazsa merkez bankalarının harekete geçip faiz oranlarını yükseltmesi ve niceliksel genişlemeye son vermesi gerekecek (Pexels)

Enflasyonla ilgili kötü haber yükseliyor olması. İyi haber şu ki yaza kadar tekrar düşmeye başlayacak. Bariz nedenlerden ötürü ilk haber hakkında çok fazla şey duyuyoruz. İkincisi hakkındaysa çok daha az şey duyuyoruz. Peki, neler oluyor?

Danışmanlık şirketi Oxford Economics yakın zamanda bu yılın tüketici fiyat enflasyonu profili için bazı tahminler ortaya koydu. Birleşik Krallık'ta (BK) tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ilkbahar sonlarında yüzde 6'nın biraz altında zirveye ulaştıktan sonra yıl sonuna kadar yüzde 2 ile yüzde 3 arasına geriliyor. ABD'de ise zirve daha yüksek: Şu anki seviyesi olan yüzde 6,8'in biraz üzerinde fakat o noktadan sonraki gerilemesi onu BK'yle hemen hemen aynı seviyeye getiriyor. (ABD çarşamba günü TÜFE rakamlarında yüzde 7'ye ulaşabilir.) Euro Bölgesi içinse rakamlar daha düşük: Yüzde 5'in altında bir zirve ve ardından yıl sonu itibarıyla yüzde 1 civarlarına kadar gerileme.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Gerilemenin nedenleri kısmen enflasyonun ardındaki ana etmenin, yani enerji maliyetlerindeki fırlamanın hafifleyecek olması. Özellikle doğalgazdaki artış epey sıradışı. 2020'nin başından beri doğalgaz fiyatları 4 kat arttı. O zamanki seviyeye geri dönmeyebilir fakat şu anki çok yüksek baz fiyatından düşüyor olduğu gerçeği genel enflasyon üzerindeki etkisinin otomatik olarak tersine döneceği anlamına geliyor. Düşen enerji fiyatları genel olarak enflasyonu aşağı çekecektir.

Bu rahatlatıcı. Fakat Oxford Economics daha genel bir enflasyon uyarısı yapıyor. Şirket "Yüksek başlangıç noktası, herhangi bir düşüşün ekonomik ve politik sonuçlarının gerilemenin hızına (ve zamanlamasına) bağlı olacağı anlamına geliyor" yorumunu yapıyor.

Pratikte, enflasyondaki düşüş tahmin edildiği kadar hızlı olmazsa, merkez bankalarının şu anda beklenenden daha kararlı bir şekilde harekete geçmesi, faiz oranlarını yükseltmesi ve niceliksel genişlemeyi (size veya bana para basması) sona erdirmesi gerekecektir. ABD Merkez Bankası ocak başında yayımlanan bildirilerde endişe sinyalleri verdi. Dünya daha yüksek faiz oranları beklemeli. Tek sorun faiz oranlarının ne kadar yükseğe ne kadar çabuk çıkacağı.

Pek çok şey mevcut fırlama sona erdikten sonra maliyetlerin daha genel anlamda ne kadar artacağına bağlı olacak. Diyelim ki Oxford Economics haklı ve yıl sonunda kabul edilebilir enflasyon seviyelerine geri döneceğiz. Enerji maliyetleri düşünce ve daha sonra, özellikle de daha yüksek maaşlardan kaynaklanan diğer güçler kök salınca yüksek enflasyonun geçici ve önemsiz bir şey olduğu anlaşılabilir. BK'deki yıllık maaş artışlarına dair elimizdeki en son rakam Ağustos-Ekim 2021'e ait. Yüzde 4,9'luk bu rakam o zamanki enflasyondan yüzde 1,7 daha yüksekti. O zamandan beri işgücü kıtlığı daha da arttı, bu nedenle daha da yüksek ücretler için baskının bir yere gittiği yok. Bir yandan bu harika. Bu yüksek fiyatları dengelemek için hepimizin daha yüksek gelirlere ihtiyacı var. Fakat ileriyi düşünün: Bu yüksek ücretler kaçınılmaz olarak şirket maliyetlerini artıracak ve en azından bir raddeye kadar daha da yüksek fiyatlara sebep olacak.

Tehlike şu ki hem enflasyondaki bu artış hem de akabindeki düşüş geçtikten sonra gelecek yıl fiyat artışları merkez bankalarının yüzde 2'lik hedefine değil, yüzde 3 ve üstü bölgeye, belki de yüzde 4'e yerleşecek.

Bunun gerçekleşebileceğini düşünmenin iki nedeni var. Birincisi, Çin'in uluslararası pazarlara girişinin küresel fiyatlar üzerindeki aşağı yönlü baskısının sona erecek olması. Çin'in düşük maliyetli imalat endüstrileri son 20 yıldır fiyatları düşük tutuyor. Fakat artık orada da maliyetler artıyor ve Çin'in elindeki avantaj küçüldü. Pandemi sebepli aksama da gelişmiş ülkelerdeki şirketleri tedarik zincirlerini basitleştirmeye ve kısaltmaya, yani üretimlerini "tekrar yurtiçine almaya" teşvik ediyor.

Öteki nedense Avrupa'nın büyük kısmında ve Kuzey Amerika'da işgücünün boyutunun küçülmeye başlaması. Baby boomerların emeklilik vakti geliyor. Bu sorun Almanya'da özellikle kritik. Yeni ekonomik bakanı Robert Habeck dün (11 Ocak) Almanya'nın demografik bir krizle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Bugün 300 bin iş olanağımız var ve bunun bir milyon ve üstüne tırmanmasını bekliyoruz. Bu açığı kapatmazsak hakiki üretkenlik sorunları yaşayacağız.

Habeck'in görüşünü Almanya Ekonomi Enstitüsü de paylaşıyor. Kurum işgücünün bu yıl 300 binin üstünde kişi kaybederek küçüleceğini tahmin ediyor. Kısmen Brexit sonrası Britanya'daki işlerine geri dönmeyen Avrupalı işçilerle bağlantılı olarak burada, yani BK'de de geniş çapta duyurulan işgücü kıtlığı var. Fakat bunlar gelişmiş dünyada gerçekten de evrensel sorunlar.

Dolayısıyla 10 ya da 20 yıl önce ücret maliyetleri bol işgücü arzıyla bastırılırken artık durum böyle değil. Çalışanlar için iyi haber ama enflasyon için pek de iyi değil.

Ve meselenin özü de burada. Şu anda enflasyondan çok da korkmamalıyız çünkü yıl sonuna kadar düşecek. Fakat uzun süredir devam eden çok düşük enflasyon döneminin sona erdiğini ve bunun diğer şeylerin yanı sıra daha yüksek faiz oranları anlamına geleceğinin farkında olmalıyız.



https://www.independent.co.uk/independentpremium/voices

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU