Çocukken bir hayalim vardı. Sahne sanatçısı olacaktım. Dans etmeyi, şarkı söylemeyi ve oyunculuğu seviyordum. Bu yüzden gizlice, sahnede olacağım bir gelecek planladım; belki bir balerin olarak ya da müzikallerde bir rolde. Doğal olarak başroller. Sahnede olmaktan yorulduğumda sinemaya ve televizyona geçmeyi planlıyordum. Yalnız, bir sorun vardı. Utangaçtım.
Şimdi, o zamanlar Beyoncé'nin utangaç olduğunu ve kalkıp performans sergilemesine yardımcı olmak için Sasha Fierce ikinci kişiliğini yarattığını ya da Elton John'un, Nicole Kidman'ın ve Richard Branson'la Rosa Parks'ın da çocukluğunda utangaç olduğunu bilseydim işler pekala farklı olabilirdi.
Ama bilmiyordum. Tek bildiğim utangaçlığımın beni susturduğuydu. Bunun anlamı, bazen, sosyal durumlarda tuhaf derecede uzun sürelerce hiçbir şey söylemememdi. Arkadaşlarım vardı ve diğer çocuklarla epey oynardım ama asla sosyal biri olmadım ve her zaman utangaç hissettim.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Şöyle düşündüm: Oyuncu olamazsın, çok utangaçsın. Utangaç kişiler performans sergileyemez; köşede oturup okur ve yazarlar. Yazar olabilirsiniz ama dansçı olamazsınız. Saçmalamayın.
Ergenliğe girdikçe, ardından genç yetişkinliğe adım attıkça bu hayalimle bağımı kopardım. Brighton'da müzisyen bir ev arkadaşıyla yaşarken okul ve üniversite arasında kısa süreliğine o gitar çalarken şarkı söylerdim. Arkadaşım, bir açık mikrofon gecesinde performans sergilememizi önerdi ve bu fikir benim başımı döndürdü ama bu performans hiç gerçekleşmedi çünkü yapabileceğimi düşünmüyordum.
Bunun yerine üniversitede İngilizce okumaya gittim ve daha sonra gazetecilik eğitimi aldım. Bu benim konfor alanımdı: Röportajlar sırasında dikkatleri başkalarının üstüne yönlendirmek ve soruları cevaplamak yerine sormak. Gazetecilik giderek daha fazla çevrimiçi hale geldikçe, bana daha da uygun oldu. Evden tek başıma makaleler yazabilirdim; bu, utangaç birinin hayalidir.
Yayımlamaya başladığım bir dijital dergi popüler olduktan sonra ilk kitap anlaşması teklifimi ve ardından ikincisini aldım. İkinci kitabı planlarken, aklıma özgüven üzerine bir şeyler yazma fikri geldi. O an itibarıyla, The Robora adında (kadınların kendi işlerini kurmalarına ve büyütmelerine yardım ediyorum) bir iş yürütüyordum ve özgüvenin yaygın bir engel olduğunu görebildim.
Ama özgüven hakkındaki kitabın fikrini sunarken, editörümle konuşmaya başladık ve utangaçlığımı epey şiddetli bir utangaçlık gibi gelen çocukluğuma rağmen bir gazeteci, yazar ve girişimci olarak kariyer yapmayı nasıl başardığımı ağzımdan kaçırdım.
Kısa süre sonra kitabın utangaçlık üzerine olması gerektiğini anladık fakat bunun nasıl üstesinden gelineceğine dair mevcut anlatıyı sürdürmek yerine, utangaçlığın faydaları hakkında yazacaktım. Artık utangaç olmanın işime odaklanmama ve güçlü iş ahlakıma katkıda bulunduğunu görebiliyordum. Görülmek ve duyulmak istiyorsam, bu konuda stratejik davranmam gerekiyordu ve ben de öyle yapmıştım. Örneğin, hemen o anda katkıda bulunmaktan korktuysam notlarımı toplantılardan önce ve sonra veriyordum.
Utangaçlığım beni daha dikkatli ve daha iyi bir dinleyici yaptı, bu da bir iş koçu olarak çalışmama olanak sağladı. Müşterilerim ve danışanlarım övgü veya eleştiride bulunduklarında onları dinlerim ve aynısının daha fazlasını ya da değişiklik yaparım. Hayatın her alanında, (araya girmeden) dinleyebilmek işinize yarar.
İlginçtir ki Shy: How Being Quiet Can Lead to Success (Utangaç: Sessiz Olmak Başarıya Nasıl Götürebilir) için araştırma yapmaya başladığımda, nüfusun yüzde 50'sinden fazlasının utangaç olduğunu keşfettim. Utangaçlık kısmen genetik, kısmen çevre kaynaklı bir kişilik özelliğidir fakat (enerjinizi yalnız veya küçük bir grup içinde olmaktan aldığınız) içe dönüklüğün aksine, üstesinden gelinebilir; utangaçlığınızı üzerinizden atabilirsiniz.
Fakat psikologlar, psikoterapistler ve çok başarılı olduğunu düşündüğüm diğer utangaç kişilerle daha çok konuştukça kendi utangaçlığımdan duyduğum rahatsızlık o kadar azaldı. Bunun, kişiliğimin değiştirmek istediğim ya da değiştimeye ihtiyaç duyduğum bir parçası olmadığını fark ettim. Sessizliğimi benimsemeye ve en gürültülü ya da en konuşkan kişi olmadığımı kabullenmeye başladım ama bu sorun değil.
Başkalarında da utangaçlık gözlemlemeye de başladım ve sessiz kişileri, örneğin bir partide başkalarının üzerine atlayıvermek yerine geride duran ve acele etmeyen kişileri sevdiğimi fark ettim. Utangaç kişileri ilgi çekici ve bazen çekici bir şekilde gizemli buluyorum. Onlara sorular sormak ve utangaç dış görünüşlerinin arkasındaki kişiyi tanımak istiyorum.
O yüzden bu yıl, utangaçlığın siz istemedikçe gizlenecek ya da kaçılacak bir şey olmadığı mesajını yaymaya devam edeceğim. Çünkü biz yetişkinler, kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeye başlarsak, doğal olarak bu mesajı çocuklarımıza da iletiriz. O zaman benim gibi utangaç olan diğer çocuklar, bir yandan utangaç olurken istediklerini yapabileceklerini ve istedikleri kişi olabileceklerini görecekler. Kim bilir belki de 2022 yılı, müziğimi ya da şiirimi sahnede icra ettiğim yıl olacak.
Annie Ridout bir gazeteci, yazar ve girişimcidir. Ridout'nun en son kitabı Shy: How Being Quiet Can Lead to Success, HarperCollins tarafından yayımlandı
https://www.independent.co.uk/voices
Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken
© The Independent